Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi ABD. öğrencilerinden oluşturduğum/çalıştırdığım "Yaylı Çalgılar Dörtlüsü-OMU String Quartet" ile 4-7 Temmuz 2006 tarihleri arasında Polonya'nın Bydgoszcz (Bilgoş) şehrinde bu sene yirmidokuzuncusu düzenlenen Bilgoş Uluslararası Müzik Yarışması'na (BIM) katıldık.
29. Uluslararası BIM Yarışmasın'a Almanya, Bulgaristan, Macaristan, Çin Halk Cumhuriyeti, Ukrayna, Beyaz Rusya, Gürcistan, Polonya ve Türkiye'den değişik yapılardaki çeşitli topluluklardan yaklaşık 800 kadar genç katıldı. OMÜ Yaylı Çalgılar Dörtlüsü bu yarışmada "En İyi Yorum" ödülünü alarak ülkemizi başarılı biçimde temsil etmiştir.
Şimdi yarışmayla ilgili olarak biraz geçmiş yıllara götürmek istiyorum sizi. Daha önce ilk kez şuanda Zonguldak-Karaelmas Ünv. Devlet Konservatuarı Müdürü olan değerli hocam/meslektaşım Aydın İlik'in teşvik ve rehberliğinde, Ankara AGSL Orkestrası ile defalarca katıldığım yarışmanın formunu oldukça değişmiş buldum. 1993-1998 yılları arasında neredeyse kesintisiz olarak her yıl öğrenci götürmüştüm buraya. O zamanlar birincilik-ikincilik-üçüncülük ödülleri ile bir de Grand Prix (Büyük Ödül) adı altında ödüller verilirdi ve yarışma tam 7 gün sürerdi. Şimdi ise süresi geliş-gidiş dahil 5 gün. Böyle olunca da program oldukça yoğun geçiyor: ilk gün yerleşme, ikinci gün prova, üçüncü gün performans/yarışma, dördüncü gün gala konseri/ödül töreni ve beşinci gün dönüş. Ayrıca sadece Grand Prix yani tek ödül veriliyor.
Aslında daha önce yıllarca gittiğim bir yere, yeniden uzun bir aradan sonra gitmek beni heyecanlandırmıştı. Eski dostları, eski mekanları aradı gözlerim ve buldu da. Yaşlı yöneticiler değişmiş emekli olmuştu ama halen oradaydılar ve herşeyi izliyorlardı. Rehberler, hocalar, bigband grubu hepsi oradaydı. Değişen tek şey öğrecilerin, gençlerin yüzleriydi diyebilirim. Tabii bu arada ben de eski orkestralarımı ve öğrencilerimi ve Ankara AGSL öğrencileri/orkestraları ile geçirdiğimiz o güzel yılları, o uzun ve zevkli yolculukları anmadan da edemedim.
İlk kez küçük bir öğrenci grubuyla ve uçakla gittim Bilgoş'a. Seyahat güzeldi ancak orada araçsız olmak gerçekten zordu. Öncleri otobüsle gittiğimiz için araçsız olanları hep otobüsümüze alırdık etkinliklere gelip giderken. Ama şimdi ben aynı durumdaydım ve artık başkaları bizi otobüslerine alıyorlardı. Zamanlamamızı onlara göre yapıyorduk.
Bu defa Polonya'yı biraz daha kötü buldum diyebilirim geçmiş yıllara oranla. Cadde ve sokaklar (yollar) daha bozuk, şehirlerarası otobüsler ve trenler iyice eskimiş ve klimasızdı. Varşova hava alanı tıkış tıkıştı çok kalabalık ve havasızdı. Buna önceki yıllarda görmüş olduğum Baltık Denizi'nin kahverengi renkli sularını da ekleyince güzel ülkemin Türkiye'min önemini bir kez daha anlamış, görmüş oldum. Bu arada sizlere paylaşmadan geçemeyeceğim bir şey daha var: Kaldığımız öğrenci yurdunun girişindeki duvarda asılı olan haritada Avrupa ülkelerinin yüzölçümleri ile nüfusları yazıyordu. İncelerken Türkiye'nin (Rusya hariç) yüzölçümü ve nüfus bakımından en büyük olduğunu da yeniden hatırlamış oldum. Ülkemiz güzel olduğu kadar da büyük bir ülke. Bu büyüklüğe layık olmak gerek!
Çinli grubun hocasıyla bir anektod: Hangi şehirden geliyorsunuz diye sordum hocalarına. Biraz ezilip büzülerek, biz küçük bir köyden geliyoruz. Lütfen bizi anlayışla karşılayın nüfusumuz sadece 6 milyon...!
Şimdi yeniden müziğe dönelim. İki ay boyunca dört öğrencimle birlikte çok çalıştık. Mozart, Shirlie, Murto ve Tuğcular eslerinden oluşan 20 dakikalık programı başarıyla seslendirdik ve sonuçta ödülü de aldık. Hem öğrencilerimi kutluyor, hem bize bütçe ayırdıkları için (OMÜ) üniversite yöneticilerime teşekkür ediyorum buradan. Heryıl yapılan bu yarışmaya katılmak isteyenlere seve seve yol göstermeye hazırım. Çünkü biliyorum ki gençlerin dünya görüşü böyle değişiyor, motivasyonları böyle artıyor. Başarıya giden yol çalışmaktan geçiyor.
Sağlıcakla kalın...
Doç.Dr. Süleyman Tarman
ÖMÜ Öğretim Üyesi
NOT: Varşova ve Bydgoszcz fotoğraflarını sitenin "Gezelim-Görelim" sayfasında görebilirsiniz.