Değerli meslektaşlarım,
Bugün 28 Nisan 2006, Ali Ekber Çiçek'i toprağa verdik. Kendi deyimiyle Hak'ka yürüdü.
İyi ki yaşadı, nice türkü ve bir kocaman Haydar Haydar bize bıraktı. Işıklar içinde yatsın.
O'nu anlatan bir radyo programında 1950'lerde Ankara Radyosuna kadrolu yerel sanatçı olarak girmesine sebep olan Halil Bedii Yönetken olduğunu öğrendim. İlk defa duyduğum bu bilgiyle birlikte biz müzik öğretmenleri neleri bilmiyoruz daha kimbilir diye düşünmeye başladım.
H.Bedii Yönetken mesleğimizin duayenidir, koca bir Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti geçiş döneminin müzik pedagojisi birikimine sahiptir ve nasıl oluyor da müzik öğretmeni yetiştiren bir kurumda değil de Ankara Radyosunda sıradan bir teknik eleman gibi tonmayster olarak çalıştırılıyordu?
Bu çok önemlidir, içinde sırları vardır. A.Ekber Çiçek sınava alındığında ona 15 dakikalık bant doldurması istendiğinde stüdyoda tonmayster olan oydu. Bağlamada Haydar Haydar eserinde kullandığı tezenenin çok ileri bir tezene tekniği olduğunu görmüş ve bu nedenle kadrolu olmasını önermiş ve önerisi kabul edilmiş.
Büyük hayretler içinde dinledim bu anma haberini.
Arkadaşlar, kimler nerelere itilmiş bilmiyoruz, hazin tarihimiz böyle kayıplarla sindirilmişliklerle dolu.
Bugün sürüklendiğimiz müzik dersini kaldırma sürecinin sonunda hepimiz kayıp kuşaklar olacağız. Aynı tarih tekerrür ediyor gibi.
Lütfen düşünelim, atalarımıza sahip çıkmazsak geleceğimiz olmaz, halimiz ne olur?
Halil Bedii Yönetken de iyi ki yaşadı, Ali Ekber Çiçek de, tarih onları buluşturmasaydı Haydar Haydar'dan bi haber yaşayacaktık!....
İkisi de iyi ki yaşadı.
Hepinizi kucaklıyorum.
Mahiye Morgül