M.Morgül
Okullarda Tam Gün Öğretimin Öteki Yüzü
“Tüm Türkiye’de tam gün öğretime geçilecektir” açıklamasının ne anlama geldiğini şimdi anlamaya başladık. Sanki çocuklar daha çok soluk alacak ve öğretmenler daha dinlenmiş olarak ders yapacakmış gibi görünüyordu.
Bu hafta boyunca Cumartesi yetiştirme kurslarından alacakları ücretten daha fazlasını alacakları müjdelendi öğretmenlere; “Etüt” yapıyoruz arkadaşlar” diye haykırdı yöneticiler.
İşte bütün sır bu haberdeydi; öğretmen dersten sonra etüt adı altında çocukları ders çalıştıracak ve bundan para kazanacaktı. Bu haber gerçekte sadece sınıf öğretmenlerine yönelikti. Çünkü 2.kademenin öğrencileri dersaneleri tercih etmektedir.
Veli istiyorsa resim müzik vb etütleri de alabilirdi. Ancak uygulamada böyle olmuyor, sınıf öğretmeni çocuklarını vermiyor, çünkü her birinden para kazanıyor sınıf öğretmenleri. Branş öğretmeni ücretsiz koro, çalgı, vb vermek istese de veremiyor, verdirilmiyor. Çünkü saat 15.00-17.00 arası paralı etüt saatleridir.
“İlköğretim Okulları Haftalık Ders Çizelgesi/ Açıklamalar, Madde12: Takviye ve Etüt Çalışmaları için süre ayrılıp ayrılmayacağına, ayrılacaksa hangi ders/dersler için kullanılacağına şube öğretmenleri karar verir. Öğretmen isterse, verilen süreyi öğretim yılının farklı zamanlarında/dönemlerinde farklı dersler için de kullanabilir.”
Bu maddenin uygulaması fiilen etüt yapılması şeklinde kullanılmaktadır. Para deyince akan sular duruyor. Okullar para kazanma yerine adım adım dönüştürülüyor, bu iş hafta sonundan hafta içine, yani mesai saatlerine taşınmıştır. “Tam Gün Öğrenme” adı altında yapıldı bu.
Bu şirket mantığıdır, okullar şirketleştiriliyor. Veli piyasadır, talep varsa ders var… Talep yaratmakta piyasa canavarının üstüne yoktur.
Bu yıl okul aile birliğinin para toplama, bankaya yatırma, çekme ve harcama konularında yetkileri artırıldı. Okul müdürlerinin yetkileri azaltıldı, sadece denetleme yetkisi bırakıldı. Veliler giderek eğitimde eğitilmiş uzmanlardan daha yetkili hale getiriliyor.
Okulun temizlik, elektrik, su, telefon doğalgaz, kırtasiye masrafları tamamen okula devredilmişti. Şimdi etüt için para toplama geldi. Böylece devlet okulları yarı özel hale getiriliyor. İngiltere örneği tamamlanmak üzere. Demek ki ön adımlardan biri ilköğretimin tam güne çıkartılmasıydı.
Öte yandan seçmeli derslere bölünen sanat ve spor derslerinin kaldırılması gelecek yıla ertendi.
“Madde 16: Çizelgenin 6,7,8.sınıflara ait olan kısmı 2006-2007 öğretim yılından itibaren 6.sınıftan başlamak üzere kademeli olarak uygulanacaktır.”
Resim dersinin adı değiştirildi, ancak şimdilik içeriği değiştirilemedi. Çünkü bunun programı henüz yapılamadı. İlk iş olarak Eğitim Fakültelerindeki resim bölümlerinin adının değiştirilmesi ve oradan bu müfredata uygun eleman yetiştirilmesi gerekiyordu buna isim değiştirmek suretiyle başlanılmıştır.
“Madde 17: Zorunlu dersler arasında yer alan “Görsel Sanatlar” dersinde “Resim-İş” dersi programı uygulanacaktır.”
Bu yıla mahsus olmak üzere 3 saat seçilmek zorunda olan bir ders var; İş Eğitimi Dersi. Seneye kalkacak. Yerine gelecek yıl 3 saat daha seçmeli ders geliyor demektir.
“Geçici madde–1) 2005–2006 Öğretim Yılına mahsus olmak üzere 4 ve 5. sınıflarda “İş Eğitimi Dersi” seçmeli ders saatleri içinde, haftada üçer saat zorunlu ders olarak okutulacaktır.”
Müzik öğretmenleri arasında, derslerinin kaldırılmadığı, bu sürecin durdurulduğu kanısı yaygındır. Bu kanı geçici bir durumdur; kaldırmaya doğru adımların atıldığını görmek gerekir. Tam gün eğitimle getirilen ücretli etüt saatlerinin bir sonraki adımında bu vardır. Örneğin şu anda kurulan eğitici kulüplerin çalışma saatleri çizelgede neden yoktur, bunu sormak lazım.
İsteyen çocuk etüt olarak müzik alır denildiğinde bu fiilen mümkün olamayacaktır. Bu pürüzleri kendilerince gidermenin yollarını TTK’nın Amerikalı uzmanları biliyor elbette, ancak biz bilmiyoruz. Her şeyi anlaşılacak kadar açık yaparlarsa zaten görecekleri tepkiden korkarlar.
Adımlardan biri liselerde atıldı; müzik dersleri ilköğretimde bu yıllık yerinde kaldı ama lisede bitirildi. Liselerden hiç tepki gelmediğini, bu nedenle önce oradan başladıklarını düşünebiliriz, ancak çok sinsice planlı gittikleri de ortada.
Resim dersi yerine konulan Görsel Sanatlar’ın ne olduğunu eğitimciler bile bilmiyorlar. Görsel sanatlar asla resim dersinin karşılığı değildir, elektro müzik ne kadar müzik dersinin karşılığı ise görsel sanatlar da o kadardır. Temel eğitim dersi hiç değildir. Belki güzel sanatlar lisesinin içinde bir ders olarak okutulabilir, o kadar.
Bir başka ve çok daha önemlisi 10 aylık sözleşmeli öğretmenlik; yüzlerce yıllık emek mücadelesi eksiye düşürüldü. Çalışanların en zavallısı öğretmen oluverdi.
Şimdi eğitimciler ve veliler bu kadar değişiklikte bir sakınca yok deyip uykuya yatmamalıdırlar. Bu SPAN şirketinin adamları zamana yaydıkları işleri asla fırsat bulup yapamamalılar.
Direnç noktaları oluşturmaya devam etmeliyiz.
NOT: Nurhan Cangal öğretmenimizin aramızdan ayrılmasına çok üzüldüm. Onu CSO konserlerinde ve GAZİ'deki tüm konser ve panellerde gözüm arayacak. Eşine, aile yakınlarına, onun öğrencisi olan arkadaşlarıma, bölüm öğretmenlerine ve müzik camiasına baş sağlığı diliyorum.