Alman Kültürde İlginç Panel

Doğrudan müzikle ilgili olan konulara yer veriniz.
Cevapla
mahiye
Mesajlar: 143
Kayıt: 16 Haz Prş, 13:39

Alman Kültürde İlginç Panel

Mesaj gönderen mahiye »

M.Morgül 11.3.2006

Alman Kültür’deki Panelden İlginç Mesaj

11 Mart’ta Ankara Alman Kültür'deki atölye çalışmamın hemen arkasından bir panel vardı. Bildiri sunanlar ve atölye yapanlar bu panelin konuşmacılarıydı. Panelde çok ilginç bir durum ortaya çıktı, bunu müzik eğitimcileriyle ve kamuoyuyla paylaşmalıyım.

Konusu “Müzik Eğitiminde Yaratıcı Metodlar ve Hedefler” olan panelin oturum başkanı Lütfü Erol (Başkent Üniversitesi), iki Alman (biri kilise korosu şefi, diğeri lisede öğretmen), İnci Dinçer, ben ve Suna Çevik , 6 kişiydik.

Suna Çevik (Gazi Ü. Müzik Böl. Koro profesörüdür) hiç de panelin konusuyla ilgisi olmayarak, bir sunum yaptı; MEB'de çalıştığı "Müzik Öğretmenleri Alan Yeterlikleri" komisyonundan getirdiği rapordu bu.

Ben, atölyemin bittiğinde hemen panel başladığı için bitkin bir halde halde oturmuştum, konuşmalara tam dikkatimi veremeyebilirdim. Ancak az sonra Alman kilise korosunun şefi Johannes Rahe Alman eğitim sistemi adına konuşurken, bir sözüne uyandım, "Artık Orff demode oldu, politikası yanlıştı, Almanya'da Orff kalktı" dedi.

O, sanki bunları söylemek için gelmişti, siz de terk edin grup pedagojisine dayalı müzik derslerini demek istiyordu. Almanya’da geriye gidişi biliyordum ama, Orff’u böyle suçlayarak bu işi yapmalarına gönlüm razı olamazdı.

Enteresan bir panele konu mankeni gibi oturtulmuştuk. İnci Dinçer pedagojik hatayı fark etmedi, ki Orff kurslarında yıllarca eğiticilik yapmıştır, “40 yıl önceki bir yaklaşımdı, Almanya kaldırmışsa bizim bilmediğimiz haklı bir nedeni vardır” demeye getirdi.

Oysa, çocuğu sosyal varlık kabul eden ve buna bağlı olarak grup pedagojisine uygun metodlardır terk edilen!!!

Bunun yerine şimdi küreselleşmenin (adım adım çaktırmadan içine itildiğimiz) eğitim modeline uygun olan, bireysel öğrenmeye dayalı çalgı isteyene çalgı dersi, parası olana müzik dersi ve buna uygun öğretmen modeli sistemi getiriliyor. Öğretmen yetiştirme programlarının da buna göre değiştirilmesi gelecek ardından.

Suna Çevik'in, bakanlığın çalışmasından alarak sunduğu bu metinde sözü edilen "Küreselleşme ve bireyselleşme bağlamında..." ifadesi toplu müzik dersini kaldırmaya yönelik kavramlardır.

Tek başına muhalefet eden kişi pozisyonuna düştüm. Dinleyici öğretmenlerse şok yaşadılar, bunların konuşulacağına hazır değillerdi. Sanki bu panel biz müzik öğretmenlerine yönelik bir yalnızlaştırma ve kendilerini savunmasız bırakma paneliydi; en saygın öğretim üyelerinden biri olan Suna Çevik de sunduğu slaytla onları şok etmişti.

Eğer, sabahki oturumda “Suzuki Metodu - Erken Piyano Eğitimi” anlatan Mehmet Okonşar bu panelde bulunsaydı inanıyorum ki yalnız olmayacaktım. Fakat eğer konunun buraya getirileceğini Mehmet Okonşar bilseydi kesinlikle katılırdı, bunu da biliyorum.

Durum şunu gösteriyor ki, piyasa canavarı, Suna Çevik gibi saygın ve grup pedagojisine dayalı bir dersin, yani Koro Dersinin profesörünün eliyle bile kendi söylemini kitlelere ulaştırabilmektedir.

Buradan bir ders daha çıkardım; bir daha her hangi bir panelde kendimi konu mankeni olarak seçilmiş durumda görmemek için başka ölçütler geliştirmeliyim. Örneğin bu gün durumu fark ettikten sonra yarın oturumlara katılmamak gibi.

Sevgiyle kalın, müzikle dolu yaşayın.

Mahiye Morgül
mahiye
Mesajlar: 143
Kayıt: 16 Haz Prş, 13:39

İNADINA TÜRKÜ!

Mesaj gönderen mahiye »

Arkadaşlarım,

O panelde yaşananlar, bize göstermektedir ki, Cumhuriyet Müzik Devriminin yükselişi durdurulmaya çalışılmakta, müzik sanatımız ve müzik eğitimimiz önemli irtifa kaybı daha yaşatılmaktadır. Bu irtifa kaybında, Goethe Enstitüsü (Alman Kültür) gibi tarihinde Türk-Alman kültür buluşmalarına aracılık etmiş bir kurum, hazindir ki rol almış bulunmaktadır.

Panelde konuşan Alman sözcü (kilise korosu şefi), "Burada yapılan atölyelerde gördüm ki türkü söylemek gibi bir özelliğiniz var, bu sizin için bir avantaj sağlamaktadır, bizim çocuklarımız medya ile daha fazla kuşatılmış haldedir, şarkı söylemiyorlar" dedi.

Bu tespit tarafımdan çok önceleri yapılmıştır. Bu toprağın müzik kültürü hala yaşıyor, çünkü üretiliyor ve bu yüzden batıya rağmen yaşayacaktır diyordum. Şimdi ekliyorum, batının gözlerini kamaştırmaya devam ediyoruz, bizim neden bitirilemediğimizi hayretler içinde görüyorlar.

Türkü söylemeye devam ettiğimiz sürece ayakta kalabiliriz!
Sultan Kutay da bunu tespit etmiştir. Macaristandaki okulun duvar yazılarına bakar mısınız:

Macaristan Kutay Enstitüsünden Pano Yazıları:

"Kutay’ın Fikirlerinin Zaferi!"

“Onun eğitim anlayışı üç sözcükle özetlenebilir: Şarkı söyleme, halk şarkıları ve hareketli Do .”

“Kültür bir miras olamaz. Kültür sürekli üretmeyi gerektirir; onu iyi bir seviyede tutmak ve korumak zordur, fakat onu kaybetmek çok kolaydır.”

“Halk müziğinin içinden gelen bir kimse, müzik sanatının doruklarına ulaşmak için doğru bir yolda ilerleyebilir, fakat pop müzik dünyasından gelen bir kimse, asla.”

“İnanıyorum ki Macar gençliğinin geleceği şimdikinden daha önemliydi.”

"Birkaç yıldır ilkokullardaki müzik dersleri için mücadele etmekteyiz. Eğer deneyimlerimiz hararetle/içtenlikle arzuladığımız insanlığın kardeşliğinin gerçekleşmesine/gelişmesine yardımcı olabildiyse, kendimizi mutlu sayacağız..."
……….


Öyleyse İnadına TÜRKÜ!

Pazar /12.3.2006
Kullanıcı avatarı
Semra Fayez
Mesajlar: 95
Kayıt: 05 Haz Pzr, 23:25
Konum: Ankara

Şahsiyetli Duruş

Mesaj gönderen Semra Fayez »

Batının "Gönül Acuzeliği" yüzünden , yüreksiz, sadece kafayı kötüye kullanmakla, kurnazlıkla, kişisel çıkar gözetmekle, sömürgecilikle ,çalıntı ve görüntüsel iktidarlarına, ancak ve ancak "KÖRLEŞEN GÖZLERİMİZİ AÇARAK" son verebiliriz.
Gönül gözlerimizi körleştiremeselerde bilinç gözlerimizi körleştirmeyi başardılar. Bu handikaptan çıkışın tek yolu, kendi değerlerimizi, GÖNÜL DEĞERLERİMİZİ farkedip, bulduğumuz eksikliklerimizin de üstüne gitmektir.
Daha önceki bir yazımda da söylediğim gibi, "Önce kendimizi bileceğiz, kendi değerlerimizin FARKINDA OLACAĞIZ, önce kendimizi seveceğiz"

"ÖYLEYSE İNADINA TÜRKÜ"

Buna tüm içtenliğimle katılıyor ve tüm Türk Müzik Eğitimcilerine de "
"TÜRKÜ Söylemeye devam ettiğimiz sürece çok güçlü olacağız, ve hiç kimsenin bize gücü yetmeyecek "diyorum.


Bu arada şahsiyetli durşunuz için de sizi kutluyorum....

sevgilerimle
FAYEZ
Cevapla