YAŞAMAK DEĞİL
Yaşamak değil, bu telaş öldürecek beni" dediği gibi şairin;
O telaşla, bırakın Paris yolunda ılık rüzgarla taramayı saçlarınızı,
Sevdiğimizle doyasıya sohbet bile edemedik biz...
Gözümüz saatte söyleştik hep koşuşur gibi seviştik, yarışır gibi çalıştık.
Hep yetişilecek bir yerler vardı.
Aranacak adamlar, yapılacak işler...
Bir sonraki günün telaşı,
Bir öncekinin terine bulaştı.
Başkalarının hayatı bizimkini aştı.
Kör karanlıkta çalar saat yerine;
Kuşluk vakti, kızarmış ekmek kokusu.
Veya yavuklu busesiyle uyanma heveslerini
Ha babam erteledik. 20'li yaşlardayken 30'lara kurduk saatin alarmını,
30'larımızda 40'lara, belki sonra 50'lere,
Lakin öyle yanlış kurgulanmış ki hayat,
Kuşlukta uyanma fırsatı sunduğunda size,
Artık uyku girmez oluyor gözlerinize...
Doyasıya söyleşmek,
Telaşsız sevişmek için bol zamana kavuştuğunuzda,
Söyleşecek, sevişecek kimsecikler kalmıyor yanınızda...
Özenle sakladığınız bir sarı lira gibi ömrünüz;
Vakit gelip sandıktan çıkardığınızda,
Bir de bakıyorsunuz ki, tedavülden kalkmış.
Cahit Sıtkı Tarancı
Yaşamı ertelemeyin...!
- fiddlernaz
- Mesajlar: 7
- Kayıt: 08 Şub Çrş, 22:14
- Konum: İSTANBUL