MAKALELER |
TÜRKİYE'NİN İLKÖĞRETİM KURUMLARINDAKİ "MÜZİK EĞİTİMCİSİ"
SORUNU *
KTÜ. Fatih Eğt. Fak. MEB
Filarmoni Sanat, Ocak 1997, Sayı.142
GİRİŞ
Günümüzde toplumların gelişmişlik
düzeyleri, eğitim sistemlerinin sağlam ve ülke koşullarına uygun olmasıyla
doğrudan ilgilidir. Eğitim, bireyde çevre ayarlaması yoluyla İstendik davranış
değişikliği oluşturma sürecidir.(1) İnsanın bulunduğu ortamda yeterli
görülmeyip istendik davranışlarla donatılması, eğitim denilen bir süreci, bu
süreç ise belli bir sistemi beraberinde getirmektedir. Bu sistem, bireye
kazandırılacak olan istendik davranışların belirlenip, ortamın hazırlanarak
belli sûreler içinde hedeflenen davranışlardan ne kadarının kazanılıp
kazanılmadığının, varsa eksik ve yanlışlıkların neden olduğunun araştırılarak
saptanmasıyla ve yeniden onarılıp işe koşulmasıyla dirik bir biçimde sürüp
gitmektedir. Bundan dolayı eğitim, sistemi içinde devam eden bir süreçtir. Dolayısıyla,
nitelikli insan gücü yetiştirilebilmesi açısından da ülke kalkınmasındaki en
önemli etkendir.
Türkiye'de eğitim sistemi, 1739
sayılı Milli Eğitim Temel Kanununda belirlendiği üzere, genel yapı itibariyle,
örgün ve yaygın eğitim olarak iki ana bölümden oluşmuştur(2). Örgün eğitim;
okul öncesi eğitimi, ilköğretim (temel eğitim), ortaöğretim ve yüksek öğretim
kurumlarını kapsar. Yaygın eğitim ise; örgün eğitim yanında veya dışında
düzenlenen eğitim faaliyetlerinin tümüdür.
Aynı kanunda, ilköğretim altı -ondört yaşlarındaki çocukların eğitim ve öğretiminin
kapsandığı ve kız ve erkek bütün vatandaşlar İçin zorunlu olarak devlet
okullarında parasız olduğu belirtilmiştir.
Çağdaş eğitim bilim, sanat ve teknik
alanlarının üçünü de kapsayan bir çerçevede düzenlenip uygulanır. Müzik eğitimi
sanat eğitiminin en -önemli dallarından biridir. Bireye istendik olarak
müziksel davranışlar kazandırma veya müziksel davranışlarında değişiklikler
oluşturma süreci, müzik eğitimidir. Bu süreçte daha çok eğitim gören bireyin
(çocuğun-öğrencinin) kendi müziksel yaşantısı temel alınır, bu temelden yola
çıkarak belirli amaçlar doğrultusunda planlı ve yöntemli bir yol izlenir ve bu
yolla belirli hedeflere erişilir. Müzik eğitimi yoluyla birey ile çevresi,
özellikle müzikse! çevresi arasındaki iletişim ve etkileşimin daha sağlıklı,
daha düzenli, daha etkili ve daha verimli olması beklenir.(3)
İnsan yaşamında müziğin çok önemli
bir yeri vardır. Müzik, özde estetik temele dayanan, bireysel, toplumsal,
kültürel, ekonomik ve eğitimsel işlevleriyle insan hayatının vazgeçilmez bir
parçasıdır. "Müzik eğitimi yoluyla; bireyin davranışlarında oluşan
değişmeler toplumu, toplumdaki değişmeler bireyi etkiler; birey ile doğal,
toplumsal ve kültürel çevresi o arada sanatsal ve özellikle müzikse! çevresi
arasındaki iletişim ve etkileşimin daha düzenli, daha sağlıklı, daha etkili ve
verimli olması beklenir(4). Burada sözkonusu olan genel
müzik eğitimidir. Genel müzik eğitimi, meslek, iş, düzey ve program ayrımı
gözetmeksizin her düzey ve her aşamada, herkese yönelik olan ortak genel müzik
kültürünü kazandırmayı amaçlar.
Türkiye'de müzik eğitiminin
kurumsallaşması Cumhuriyet dönemine rastlamaktadır. Osmanlı İmparatorluğu'nun
kendisini güçlendirmek ve yenilemek için giriştiği batılılaşma hareketleri
çerçevesinde açılan, Askeri Tıp Okulu, Deniz Mühendis Okulu ve Kara Mühendis
Okulu gibi okullarda gözlem ve deneye dayalı bilimsel anlamda eğitim
yapılmaktaydı. Bunun yanında rüştiyeler, idadiler, sultaniler gibi ortadereceli okullar da 1830'larda açılmıştı. Adı geçen bu
okullarda, birçok yeni konuyu içeren "eşya", "gına",
"musiki ve gına" dersleri okutulmaktaydı.(5) Bundan başka 1914
yılında ilk okullara müfredat programıyla müzik derslerinin konduğu, ancak
müzik eğitimcisinin yetiştirilememiş olmasından dolayı istenilen hedefe
ulaşılamadığı görülmektedir.
Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne
kadar geçen süreye baktığımızda ise, genel müzik eğitiminin, anaokullarında
1960'lar-dan itibaren önem kazandığı, ilkokullarda 1948'e kadar sadece kent
ilkokullarında olmak üzere, 1948'den başlayarak da köy ilkokullarını içine
alacak şekilde düzenlendiği görülmektedir. Daha sonra müzik dersi ortaokullarda
zorunlu dersler kapsamına alınmıştır. Ortaöğretiminin genel lise programlarına
ise 1952 yılında konulmuş, ancak 1974-1978 yılına kadar zorunlu seçmeli olarak
okutulmakta iken, 1978'den sonra tekrar seçmeli durumuna getirilmiştir.
Günümüzün gelişmiş ve çağdaş
toplumlarında sanat eğitimi yaşamın bir parçası kabul edilerek, özellikle
ilköğretim ve ortaöğretimde önemli bir yere oturtulmuştur. Öyle ki; Fransa'da
ana-okullarında ifade ve beceri derslerine ağırlık verilerek, çocuğun ileride
seçeceği mesleğin belirlenmesine temel olacak yönlendirmeler daha
anaokullarından başlayarak planlanmıştır. İlkokullarda ise haftada on saatlik
anadil Fransızca'ya karşı, altı saat müzik ve beş saat beden eğitimi dersi
verilmektedir (6). İsveç, İngiltere, Japonya, Almanya, Romanya, Polonya, gibi
ülkeler müzik eğitimini anaokullarında başlayarak sistemli bir şekilde yürüten
ülkelerdendir. Günümüz modern hayatında beynin etkileşmesi ve çalışmasındaki
rolü ile "eğitimde müzik / müzikte eğitim" eğitim anlayışının
vazgeçilmez bir ilkesi haline gelmiştir. Bu nedenle sanat, çağdaş toplum olma
süreci içindeki toplumlarda önemli bir eğitim aracıdır.
Türkiye'de en erken yaşlardaki örgün
müzik eğitimi, ilköğretim kurumlarında verilmektedir. 1948'de başlayan
ilkokullardaki müzik dersi, zaman içinde programlarında yapılan geliştirme
çalışmalarıyla günümüze kadar devam etmiştir. Genellikle ilkokul
öğretmenlerinin verdiği bu dersler, zamanla ilk yıllardaki anlam ve önemini
kaybetmiş, köy enstitülerinin ve daha sonra da ilk-öğretmen okullarının kapatılmasıyla
yeterli müzik bilgisi alamadan yetişen öğretmenler yüzünden amacından tamamen
uzaklaşmıştır.
Önceleri eğitim enstitüleri müzik
bölümlerinden, daha sonra da eğitim fakülteleri müzik eğitimi bölümlerinden
yetişen müzik öğretmenleri, halen devam eden uygulamalarla ortaöğretim
kurumlarında görevlendirilmektedirler. Ortaöğretim kurumlarındaki müzik
dersleri ise, genel programlı düz liselerde seçmeli olarak devam ederken,
meslek liseleri programlarına hiç alınmamıştır. Yalnız kız meslek liselerinin çocuk
gelişimi bölümlerinde zorunlu olarak devam etmektedir. Öte yandan, genel
liselerdeki seçmeli müzik dersleri bir çok okulda öğrenciler tarafından
seçilmediği için programa dahi alınmamaktadır. Bu durumda eğitim
fakültelerinden henüz mezun olmuş genç müzik öğretmeni, bilgilerini aktaracak
öğrenciyi yalnızca ortaokullarda bulabilmekte, burada da ilköğretim ve
öncesinden müzik eğitim temeli almadan gelen, ortaokulu ya
fen liselerine girebilmek için veya üniversiteye hazırlanmak için genel kültür
derslerine ağırlık veren bir okul olarak kabul eden öğrenci kitlesiyle karşı
karşıya kalmaktadır. Her durumda da müzik öğretmeni aldığı eğitim ve öğretimi
yeterince değerlendirememekte, dolayısıyla müzik eğitimi bölümleri
yetiştirdikleri müzik öğretmenlerini, mesleklerinin ilk yıllarından başlayarak
yeterince faydalı olamayacakları ortamlara bırakmaktadırlar.
İşte bu bildirinin amacı, Türkiye'de
müzik eğitiminin, ilköğretim kurumlarında (özellikle birinci ve ikinci devrede)
müzik öğretim programında
belirlenen hedeflere ulaşabilmesinin, eğitim fakültelerinin müzik eğitimi
bölümlerinden yetiştirilecek olan "ilköğretim müzik öğretmenleri"
sayesinde gerçekleştirmesi gerekliliğini vurgulamaktadır.
l.GÜNÜMÜZDE İLKÖĞRETİM KURUMLARINDAKİ MÜZİK DERSLERİNİN DURUMU :
Alanı, düzeyi ve konusu ne olursa
olsun, öğretimin niteliğinde öğrenci, öğretmen, öğretim programı ve öğretim
hizmeti son derece etkin faktörlerdir. Günümüzde ilköğretim kurumlarındaki
müzik derslerine bu açıdan baktığımızda, yukarıda özetle belirtildiği üzere,
müzik öğretim programında öngörülen hedeflere ulaşabilmek açısından yeterince
sağlıklı oluş-turulamadığı görülmektedir.
İlköğretim kurumlarındaki müzik
dersleri, 1994 yılında hazırlanan müzik öğretim programı ile çağdaş eğitim anlayışına
uygun olarak yeni bir yapıya kavuşturulmuştur. Bireyi bilişsel, de-vinişsel ve duyuşsal yapılarıyla bir bütün olarak ele alan
bu anlayışta, her üç alanda da hedef ve davranışlar belirlenerek müzik
eğitimindeki amaçlar saptanmıştır. Ancak programlar öğretimin tasarlanan planı
olduğu için uygulamadaki görünümüne aynı şekilde yansıyıp yansımadığının
Öğretim hizmeti ile ortaya çıkacağının gözardı
edilmemesi gerekmektedir. Öğretim hizmeti bir süreçtir ve öğrenci, öğretmen,
çevre faktörlerini birlikte ele almayı gerektirir. Bu programın hazırlandığı
amaç ve hedeflere yaklaşabilmesi, en başta o programı uygulayacak nitelikli
öğretim elemanlarının yetiştirilmesini zorunlu kılar. 1994 yılında hazırlanarak
1995-1996 öğretim yılından itibaren uygulanmaya başlanılan ilköğretim kurumları
müzik dersi programının hedefine ulaşması da bu programı uygulamaya yeterli
müzik ve program bilgilerine sahip öğretmenler sayesinde mümkün olacaktır.
lI.MÜZIK EĞİTİMİ
BÖLÜMLERİNDE, İLKÖĞRETİM KURUMLARININ MÜZİK EĞİTİMCİSİ SORUNLARINA YÖNELİK
OLARAK YAPILAN PROGRAM ÇALIŞMALARI:
Müzik eğitimi bölümleri, ilköğretim
kurumlarındaki en önemli sorunun "müzik eğitimcisi gereksinimi"
olduğunun bilincindedirler. Ayrıca müzik eğitimi bölümleri, Türkiye'de müzik
eğitiminin okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim kurumları olarak ayrı ayrı planlanıp kendi bölümlerinde yetiştirilecek olan
"yetkin müzik öğretmenleri"nce uygulanması gereğine
inanmaktadırlar(7). Bunun için müzik eğitimi bölümlerinde birtakım çalışmalar
yapılmakta, ancak kısa vadede somut çözümler getirilmemektedir.
İlköğretim kurumlarında müzik dersi
veren, dalında yeterli olmayan sınıf öğretmenlerinin, yetenekli öğrencileri de
müzikten uzaklaştıracağı bilinen bir gerçektir. Türkiye'deki örgün eğitimin
temeli olan ilköğretim kurumlarında çocuğu müzik sevgi ve bilgileriyle
donanımlı olarak yetiştirmek, dalında yeterli ve iyi yetişmiş, nitelikli müzik
öğretmenleri yetiştirildiğinde mümkün olacaktır.
Öte taraftan sınıf öğretmenliği
bölümlerinin müzik eğitimi ile ilgili derslerinde yeterli bilgi ve donanım
verilmek istenmesine karşı, bazı bölümlerde ilgi ve isteğin olmadığı
görülmektedir. Bu ise aslında var olan ilköğretimdeki yetersiz müzik eğitiminin
devam etmesine neden olmaktadır.
SONUÇ
Çağdaş toplumlarda sanat eğitiminin
"insanın, dünyayı tanıyıp değiştirebilmesi için gerekli" (9) olduğu
görüşünden hareketle, "eğitimde/sanat" ve "sanatta/eğitim",
eğitimin her basamağında önem kazanmıştır. Türkiye'nin eğitim politikalarının
tekrar gözden geçirilerek, sanat ve özellikle müzik eğitiminin anaokullarından
başlayarak planlı, programlı ve sistemli bir biçimde uygulanması gerekmektedir.
Aynı şekilde ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarındaki müzik eğitiminin, öğ-retim programlarındaki hedeflerine ulaşabilmesinin,
ilköğretim müzik öğretmenleriyle mümkün olacağı gerçeği ortaya çıkmıştır.
Müzik eğitimi bölümleri, ilköğretim
kurumlarında da görev alabilecek niteliklere sahip müzik öğretmenleri
yetiştirmelidirler. Müzik eğitimi bölümlerindeki ana-bilim/anasanat
dalları "okulöncesi müzik öğretmenliği" "ilköğretim müzik
öğretmenliği" ve "ortaöğretim müzik öğretmenliği olarak
programlanmalı, ses, çalgı ve müzik kuramları dersleri her düzey için o yaş
çocuğunun özelliklerine göre yeniden düzenlenmelidir.(9)
Sınıf öğretmenliği bölümlerinin
müzik dersi programları geliştirilerek, ilköğretim kurumları müzik dersi
programına uygun hale getirilmelidir. Ayrıca bu bölümlerin müzik ve müzik
eğitimi dersleri ile yan alan müzik ders programları müzik eğitimi bölümleri
ile ortak olarak hazırlanmalı ve temelde tüm sınıf öğretmenliği bölümlerinde
ortak derslerle bütünlük sağlanmalıdır.
Kısa vadede bir çözüm olması
bakımından, halen ilköğretim kurumlarında görevli olan sınıf öğretmenlerine
yetiştirme kursları ile seviye kazandırılmalıdır(11).
Gelişmiş çağdaş toplumların müzik
eğitimi sistem ve politikaları incelenerek, Türk milletinin öz yapısına en
uygun olarak müzik eğitimi sistemi oluşturulmalıdır.
Hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
KAYNAKLAR:
1.Sönmez, Veysel Doç.Dr.
"Program Geliştirmede Öğretmen El Kitabı" Adım Yayıncılık, 1993
Ankara, s.2.
2. "Milli Eğitim Temel
Kanunu", M.E. Basımevi 1984, Ankara, s. 11 -
3. Uçan, Ali. "Müzik
Eğitimi" SAY Yayınları 1994, Ankara s.16.
4. Uçan, Ali. ön. ver. s.25.
5. Ünal, Saadettin, "Türkiye'de
Müzik Eğitimcisi Yetiştirmenin Dünü ve Bugünü" Müzik Kongresi Bildirileri,
Kültür ve Turizm Bakanlığı 1988. s. 481.
6. Türkoğlu,
Adil "Fransa; İsveç ve' Romanya Eğitim Sistemleri" Eğitim Bilimleri
Fakültesi Yayınları Ankara, 1983, s.23.
7. Töreyin,
A. Meral. "İlköğretim Kurumlarının Müzik Eğitimcisi Sorunu"
Basılmamış Y. Lisans Tezi. 1995, G.Ü. Fen. Bil. Ens.
Ankara s.64.
8. Töreyin,
A, Meral. "İlköğretim Kurumlarının Müzik Eğitimcisi Sorunu"
Basılmamış Y. Lisans Tezi. 1995, G.Ü. Fen. Bil. Ens.
Ankara s.40.
9. Fischer,
Enst. "Sanatın Gerekliliği" Çev. Cevat Çapan, Verso Yayınları 1990, s.12.
10. Töreyin,
A. Meral. "İlköğretim Kurumlarının Müzik Eğitimcisi Sorunu"
Basılmamış Y. Lisans Tezi. 1995, G.Ü. Fen. Bil. Ens.
Ankara s.78.
11. Töreyin,
A. Meral. "İlköğretim Kurumlarının Müzik Eğitimcisi Sorunu"
Basılmamış Y. Lisans Tezi, 1995, G.Ü. Fen. Bil. Ens.
Ankara s.79.