MAKALELER   

ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNDE SES EGITIMININ GEREĞİ

 

Öğr. Gör. Meral   TÖREYİN

KTÜ Fatih Eğt .Fak. MEB.

* Akademik Yorum, Kış/1992, Nr.2

 

İnsan sesi, temel konuşma ve anlaşma için doğuştan var olan bir olgudur. Etkili ve inandırıcı bir konuşma için gerekli olan ilk şart ise iyi kullanılabilen (vurgu-tonlama ve diksiyon ile), iyi eğitilmiş, bir sestir.

Mesleği ne olursa olsun kişiler anlaşabilmek için konuşmak durumundadırlar. Ayrıca mesleğini, sürekli konuşmayı gerektiren türde seçmiş kişiler için konuşmak ve buna bağlı olarak da ses eğitimi daha   fazla   önem   kazanır. Örneğin; öğretmenler, spikerler, hatipler, politikacılar gibi.

Öğretmenlik; çeşitli bilgileri öğretim metodlarına uygun olarak, öğrenmek durumundaki kişilere aktarıp öğretilme işidir. Bunun için de etkili bir konuşma, güzel bir ifade yeteneği ve iyi eğitilmiş bir ses gereklidir. Güzel konuşamayan bir öğretmen, iyi ve özlü bir anlatım yapamaz. Çok bilgili olmak, iyi bir öğretmenlik için tek başına yeterli değildir. Tüm meslek grupları için güzel konuşma önemlidir. Öğretmenlik mesleğinde ise, sesle uzun yıllar kalabalık sınıflara hitap etmek gerekeceğinden, ses eğitimi daha bir önem kazanır. Buradan yola çıkarak diyebiliriz ki, öğretmen adayları ileride ses kaybına uğramamaları için, ses eğitimi ve sesin korunması konusunda bilgilendirilmelidirler.   .

Yurdumuzda tüm ilk ve orta öğretim kurumları, bilindiği gibi çift öğretim uygulamaktadırlar. Bununla beraber sınıf mevcutları ortalama 50-60 kişi civarındadır. Bazı kalabalık yerleşim merkezlerinde bu sayı ortalama 70-80'i bile bulabiliyor. Durum böyle olunca, öğretmen sesini duyurmak ve mesleğini gereği gibi uygulayabilmek için, bilinçsizce sesini zorluyor. Sonuçta da, mesleğinin çok erken yıllarında ciddi ses problemleriyle karşı karşıya kalıyor ve hatta sesini kaybediyor. Eğilim fakültelerinde bilinçli bir şekilde yapılacak olan ses eğitimi ve sesin korunması kullanılması hakkındaki eğitim, bu mesleki soruna çözüm getirecektir. Bunun için öğretmen yetiştiren tüm kurumlarda, mesleki formasyon derslerinin yanında, ses eğitimi dersleri de açılmalıdır.

Bilindiği üzere sesin oluşumu hava ile mümkündür. İnsan sesi için gereken hava ise, solunum organlarıyla sağlanır. Soluk alırken göğüs boşluğu, özellikle diyaframın aktif hareketi ile aşağı doğru genişler ve böylece de dışarıdaki hava burun, ağız, farenks, larenks, trakça, bronşlar ve bronşiollerden geçerek akciğer alveolleri içine kadar ulaşırlar (İnspiration). Bu arada kaburgaların inmesi ve diyaframın pasif hareketi ile göğüs boşluğunda bir daralma ve buna bağlı olarak akciğer boşluklarında yüksek basınç oluşur. Böylece de akciğerden bava aynı yolları izleyerek dışarı atılır (Expiration). Bu tür bir solunum günlük bayatımızda en tabii bir biçimde yaptığımız solunumdur. Şarkı ve konuşma solunumu için ise, biraz farklı düşünüp soluk almamız gerekir. Uzun ve sürekli konuşmalar ile şarkı söylemek için nefesi, kalbe baskı yapmadan almak lazımdır. Akciğerlerin tümüne alınan nefes sol akciğere daha yakın olarak bulunan kalbe baskı yapar. Bunun sonucunda da nefesle zorlanma hissedilir. Oysa, akciğerlerin alt kısımları ve özellikle de diyaframa alınan nefes, kullanım kolaylığı ve rahatlığı açısından en uygun nefes alına şeklidir. Bu tür nefes alma sırasında 11 ve 12. kaburga çiftleri serbest olarak hareket eder ve diyaframla akciğerlere nefes alıp vermede, rahatlık sağlarlar. Şarkı ve konuşma solunumunda kısa, çabuk ve yeterli (fazla dolu miktarda değil) soluk almak, buna karşı havayı ekonomik olarak kullanıp uzun sürede, yavaş yavaş ve derin olarak vermek esastır. Soluk tutulmamalı, rahat ve kontrollü bir şekilde kullanılıp akıcı olarak nefes alıp verilmelidir.

İyi bir solunum için duruş da önemlidir. Ayakta iken dik ve iki ayak üzerinde dengeli, rahat olarak, otururken ise gene dik, rahat ve yumuşak bir şekilde durmalıdır. Sürekli konuşma ve şarkı söylemeyi gerektiren mesleklerde sesin korunması ve sağlığı için sadece solunum ve duruş da yeterli değildir. Bunların yanında sesi yormadan kullanmak da gerekir. Özellikle yüksek tonlarda sesi zorlamamalıdır. Ses, gereğinden fazla süre çalıştırılmamalı, zaman zaman dinlendirilmelidir. Artikülasyona önem verilmelidir.

Artikülasyon sadece konuşulanların anlaşılması değil, aynı zamanda solunum ve ses vermede de yardımcı olacağı için gereklidir. Ayrıca sesin türlerinden gelen özellikler de sesin fazla yorulmasına sebep olabilir. Örneğin, bir soprano sesin göğüs registerinden [Register: Seste, arka arkaya giden bir grup tonun belirli bir yerden sonra başka bir ses tınısı kazanarak devam etmesidir.] orta registere, ort registerden kafa registerine, kafa registerinden ıslık registerine geçişi ile bir altonun göğüs, orta ve kafa registerlerine  geçtiği ses yükseklikleri farklıdır. Sürekli bir registerde (özellikle göğüs registerinde) konuşmaya ve şarkı söylemeye alışkın kişilerde sesin yorulması ve zorlanması her an için risklidir. İyi eğitilmiş, bir seste gerek konuşmada gerekse şarkıda, göğüs kafa registerlerini birlikte kullanacağı için tek tek, farklı bir şekilde ayrı tınılar duyulmaz. Ayrıca göğüs ve kafa registeri dediğimiz, sesin göğüs ve kafada vibrasyon kazanması her zaman birlikte düşünülmeli ve kaynaştırılmalıdır. Tek başına bir göğüs registeri tiz tonlarda zorlama yapar. Bu durum sesin sağlığına son derece zararlıdır. Bunun aksine kafa registerinde konuşmak ve şarkı söylemek de pes tonlarda cılız ve vibrasyonu az olduğu için volümsüz tınlayacağından sesi zorlar. Dolayısıyla, sesin rengine göre göğüs, orta ve kafa registerlerini birlikle, ama zorlamadan kullanmalıdır. Ancak o zaman peslerde duyulan kafa sesi, orta registerde rahatsız etmeyeceği gibi, tizlere geçince de farklı bir şekilde duyularak hem sesin sahibini, hem de dinleyiciyi  yormaz ve rahatsız etmez.

Bunların dışında anatomik bozukluklar ile çeşitli nedenlerden kaynaklanan fiziksel rahatsızlıklar da sesi doğrudan doğruya etkiler. Bu nedenle sesi bilinçsizce kullanmamak  gerekir.

Sonuçta yukarıda da değindiğimiz gibi mesleğini sesiyle yürütecek kişilere mutlaka ses eğitimi verilmelidir. Yurdumuzdaki tüm öğretmen yetiştiren   kuruluşlarda    ses   eğitimi, ders olarak okutulmalıdır.

KAYNAKLAR

BOOWEN G.O. ve MOOK K.C. (1952) : Song and Speech for Classcs In Voice. Ginn and Company New York

CEVANŞİR, Behbut ve GÜREL Güzin (1982) : Foniatri (Sesin Oluşumu, Bozuklukları ve Korunmasında Temel İlkeler, İ.Ü., İstanbul Tıp Fakültesi, Şenol Matbaacılık

İKESUS, Saadet (1965) : Ses Eğitimi ve Koruması. Milli Eğitim Basımevi.

KLEIN, Max (1947) : (Güzel Şarkı Söyleme Sanatı [Çcv. Saadet ALP], İbrahim HOROZ Basımevi