BİLDİRİLER   

CUMHURİYETİN 80. YILINDA

GAZİ ÜNİVERSİTESİ GENÇLİĞİNİN YAŞAMINDA MÜZİĞİN YERİ VE İŞLEVİ

Prof. Suna Çevik

Arş.Gör Özlem Akın

Arş.Gör.Özlem Onuk

Arş.Gör.Begüm Yalçınkaya

Gazi Ünv.Gazi Eğt.Fak.

GSEB-MEABD-Ankara

 

* Cumhuriyetimizin 80. Yılında Müzik

Sempozyumu, 30-31 Ekim 2003,

İnönü Üniversitesi, Malatya

Bildiriler,s.26-37.

 

GİRİŞ

Ulusal egemenlik temelleri üzerine yapılandırılan Cumhuriyetimizin en önemli hedeflerinden biri laik temele dayalı modern/ çağdaş bir eğitim sistemi oluşturmaktı. Bu sistemin  uygulanabilmesi ve yerleşip kökleşebilmesi için, ulusal eğitim ve kültür politikalarının çağdaş bir ulus yaratma amacına yönelik olarak gerçekleştirilmesi ve topluma mal edilmesi gerekmekteydi. Bu düşünceden hareketle Atatürk’ün yeni ve modern bir anlayışı öngören direktifleri doğrultusunda Cumhuriyetin kurucuları, ulusal idealleri gerçekleştirmek, dinamik çağdaş bir toplum  yaratmak amacıyla ilk adım olarak, çıkardıkları 03 Mart 1924 de Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Öğretim Birliği Yasası) ile, Milli Eğitim Bakanlığının sorumluluğunda eğitimde birliği sağladılar. Bu kapsamda, sanat eğitimiyle ilgili köklü atılımlar ve temel düzenlemeler de aynı yılda başlatıldı, izleyen yıllarda  ise yeni kurumlar ve yasalar ortaya konuldu. Bunların başında  Musıki Muallim Mektebi gelmektedir.

Amaç,  bir taraftan imparatorluk döneminden kalan bazı eğitim kurumlarını nicelik ve nitelik yönünden geliştirirken diğer yandan yeni eğitim kurumlarını toplumun hizmetine sunmaktı. Bu doğrultuda başka  bir önemli atılım ise; 1933 yılında 2252 sayılı yasayla Darülfünun’un  İstanbul Üniversitesine dönüştürülmesidir. Üniversiteler,  çağdaş toplumların yaratılmasında önemli roller üstlenen, sosyo-ekonomik ve kültürel kalkınmaya etkileri nedeniyle her alandaki gelişme yolunda itici gücü oluşturan ve ülkemizin entellektüel zenginliğine kaynaklık eden kurumlardır. “Üniversiteler,sadece meslek insanı yetiştiren kurumlar olmak yerine, özgür düşünen düşündüğünü ifade edebilen, üreten, değişime ve yenileşmeye açık, yaratıcı,  etik ve moral değer yargıları gelişmiş, hoşgörülü insanı topluma kazandırmayı amaçlamalıdır.”  (Çavdar 1995 s, 3-4) Bu bağlamda Üniversite eğitim sistemi ağırlıklı bir alan eğitimi ile temel kültür eğitimi arasında sağlıklı bir denge kurabilmelidir. Kanımca günümüzdeki programlar ve uygulamalar bu dengeyi sağlamaktan uzaktır.

Bilim, teknik ve sanat eğitimi olmak üzere üç alanı kapsayan çağdaş eğitimin amacı; bilimsel bilgi kaynaklarına ulaşmak, bilgiyi kullanma ve yeni bilgi üretme yollarını öğretmek, sürekli değişen toplum koşullarına uyum sağlayabilen, sorun çözebilen, eleştirel bakış açısı geliştirebilen yaratıcı zekaya sahip bireyler yetiştirmektir. Teknolojinin hızla geliştiği çağımızda yaratıcılığı geliştiren ortamları hazırlayarak, gençlerin,yeni fikirleri, ürünleri, deneyimleri ve yeni yaşantıları gerçekleştirebilmelerine fırsat tanımaktır.

Sanat eğitimi ise, Ödekan (1995) a göre;  bireyin, gizilgücünü (potansiyel) ortaya koyabilme, sorgulama, değerlendirme, eleştirme yetilerini ve estetik algılarını geliştirerek, özgür düşünen , özgüveni ve erdemleri gelişmiş barışçıl, mutlu bir gençliği topluma kazandırmayı amaçlamaktadır. Sanat eğitiminin bir kolu olan müzik eğitimi, Cumhuriyetin kuruluş yıllarında  belirlenen eğitim politikaları kapsamında önemli bir yer tutmaktaydı. Musıki Muallim Mektebi’nin kurulmasından itibaren müzik dersi, ilk ve ortaöğretim kademelerinde, (bazı ortaöğretim kurumları dışında) “genel ve özengen müzik eğitimi” kapsamında, Devlet Konservatuarı ile Gazi Terbiye Enstitüsü Müzik Şubesinin açılışından sonra ise, müzik alanı dersleri, orta ve yükseköğretim düzeylerinde “mesleki müzik eğitimi” kapsamında ders programlarına girmiştir. Seksen yıllık bu süreçte genel müzik eğitimine, temel eğitim öncesi , (okul öncesi) ilköğretim, ortaöğretim ve zaman zaman  da yüksek öğretim programlarında  yer verilmiştir. (Uçan 1994 s, 45)  1948 yılına kadar sadece kent ilkokulları programlarında, bu tarihten sonra köy ilkokullarında,  Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren zorunlu bir ders olarak ortaokul , 1952 de ise genel lise ders programlarında bazen zorunlu bazen de seçmeli veya zorunlu- seçmeli olarak yer aldığını belirtmektedir. Öğretmen okulları ve kız meslek liselerinin çocuk gelişimi ve bakımı bölümlerinde daha ağırlıklı biçimde yer alırken, bugünkü adıyla meslek ve teknik liselerin ders programlarında müzik derslerine yer verilmemiştir.  “1960 yıllarda bazı yükseköğretim kurumlarında seçimlik ders, 1981 de yasalaşıp yürürlüğe giren Yükseköğretim Kanunu ile de bütün yükseköğretim kurumlarında güzel sanatların zorunlu-seçmeli derslerinden biri olarak  programlanıp 1983-1984 eğitim yılında yürürlüğe girmiştir.”  Uçan 1994, s, 46)  Kısa bir dönem  ders programlarına konulması , ilgili çevrelerde olumlu bir gelişme olarak karşılandığı halde , zaman, mekan ve öğretim elemanı sorunları nedeniyle bir süre sonra yürürlükten kaldırılmıştır. Mediko-sosyal merkezlerinin organizasyonları, öğrenci klüplerinin etkinlikleri ile üniversite dışındaki kuruluşların sanat etkinlikleri ise,( basın-yayın , radyo, tv, bankalar, kültür merkezleri, dernekler v.b) üniversite gençliğinin sanatsal ve kültürel gereksinimlerini karşılamada yetersiz kalmaktadır.

Yukarıda saptanan durum  ve beklentilerden hareketle bu araştırmanın  amacı,  öğrenim geçmişlerinden başlayarak bugünü de kapsayan süreçte Gazi Üniversitesi Gençliğinin yaşamında  müziğin yeri ve  işlevini belirlemek, elde edilen bulgular doğrultusunda mevcut durumun iyileştirilmesine  yönelik olarak somut öneriler sunabilmektir. Bu amaç doğrultusunda aşağıdaki sorulara yanıt aranmıştır:

* Gazi Üniversitesi Gençliğinin genel nitelikleri, öğrenim geçmişlerine ilişkin durumları nasıldır?

* Üniversitemiz gençliğinin örgün ve yaygın müzik eğitiminden yararlanma durumları ne düzeydedir?

*  Öğrencilerin müzik türleriyle ilgili  beğeni ve tercihleri nelerdir?

*  Müziksel iletişimde teknolojik araçlardan yararlanma durumları ne düzeydedir?

*  Müziğin, Gazi Üniversitesi Öğrencilerinin sosyal ve kültürel yaşamlarındaki yeri ve işlevleri nelerdir?

* Gazi Üniversitesi Öğrencileri sanatsal etkinliklerden  ne derecede yararlanmaktadırlar?

*  Yazılı ve görsel basının üniversitemiz gençliğinin  müzik yaşamına etkileri ne düzeydedir?

YÖNTEM

Araştırmada durum tespitine yönelik bir model esas alınmış, betimsel yöntem kullanılarak büyük örneklem gruplarını  hedefleyen anketler yoluyla veriler betimsel ve sayısal olarak elde edilmiştir. Toplanan veriler açıklamalı ve karşılaştırmalı olup değişkenler arasındaki ilişkileri karşılaştırıp açıklamaktadır.

Verilerin işlenmesinde dağılım ve yığılım ölçülerinden (f) ve yüzde (%) kullanılmıştır.

Araştırmanın evrenini Gazi Üniversitesi’nin Ankara şehir merkezindeki tüm fakülte ve yüksekokul  öğrencileri, örneklemini ise bu öğrenciler arasından raslamsal olarak seçilen 273 ü kız, 238 i erkek, 511 öğrenci oluşturmaktadır. Örneklemi oluşturan öğrencilerin öğrenim gördükleri bilim alanlarına göre dağılımı şöyledir; Eğitim Bilimleri: 145   Sağlık Bilimleri:47  Fen Bilimleri: 40  Sosyal Bilimler: 73   Mimarlık -Mühendislik Bilimleri: 36  Mesleki ve Teknik Eğitim :  170

BULGULAR VE YORUM

Bu bölümde araştırma probleminin çözümüne yönelik olarak elde edilen bulgular yer almaktadır.


Şekil  1-2 Öğrencilerin İlk ve Ortaöğrenimlerini Yaptıkları Yerleşim Birimleri

Araştırma bulgularına göre; örneklemi oluşturan Gazi Üniversitesi Öğrencilerinin ilköğrenimlerini %36,3 oranla “büyük şehir”, %25,0 oranla “il” , %25,2 oranla “ilçe”, %13,5 oranla “köy- kasaba”larda, ortaöğrenimlerini ise %41,3 le “büyük şehir”, %32,4 le “il”, %26,3 le “ilçe” lerde yaptıkları anlaşılmaktadır. Bu durum, öğrencilerin büyük bir çoğunluğunun öğrenim geçmişlerinde büyük şehir ve  illerde yaşadıklarını , dolayısıyla  istedikleri takdirde müziksel yeteneklerini geliştirebilecekleri örgün ve yaygın müzik eğitimi olanaklarına ve müziksel etkinliklere daha kolay ulaşabileceklerini düşündürmektedir.

Şekil   3 Anne- Babaların Öğrenim Durumu

Örneklem  grubu içinde yer alan öğrencilerin anne-babaları (anne %55,4  baba %36,6 ile) ilköğretim, (anne %27,3 baba %34,5 ile) ortaöğretim, (anne %16,9  baba 30,4ile) yükseköğretim, (anne %1,4 baba %4,5 ile) lisansüstü öğretim kurumlarını bitirmişlerdir. Bu durum anne-babaların, çocuklarını kültürel etkinliklere katılma, müzik yeteneklerini geliştirme ve dolayısıyla müziği yaşamlarında işlevsel kılma doğrultusunda  isteklendirme,  yönlendirme,  gerekli olanakları hazırlama  bakımından yeterli bilinç düzeyine ve kültürel birikime sahip olmadıklarını düşündürmektedir. Öte yandan öğrenciler, yaşamlarında müziğin etkili olmasında en fazla rol oynayan etkenin , % 61,7 ile “yakın sosyal çevre ile ilişkiler” olduğunu belirtmişlerdir. Ailenin rolü ise % 10, 9 dur. Sadece  %8,9 ile örgün ve %8,9 ile yaygın müzik eğitiminin bu konuda etkili olabildiği sonucu ise düşündürücüdür.

Şekil 4 Öğrencilerin İlk, Orta ve Yükseköğrenim Başarı Durumları

Grafikte, örneklem içinde yer alan kız ve erkek öğrencilerin, ilköğrenimden yükseköğrenime kadar yaşanan süreçte başarı durumları görülmektedir. İlk ve Ortaöğrenim sürecinde erkeklere göre “çok başarılı” düzeyde önde giden kızlar, yükseköğrenimde aynı düzeyde öndeliği küçük bir farkla erkeklere bırakmışlardır. Bununla birlikte genel olarak öğrencilerin başarı durumlarında öğrenim yaşamları boyunca olumlu bir düzeyi korudukları anlaşılmaktadır. Bu bağlamda  başarılı öğrencilerin yaşamlarında müziğe yer verme, müziği işlevsel kılma konularında daha istekli olacakları ve müzikten yararlanabilmek için  gerekli olan zamanı yaratabilecekleri düşünülmektedir. Buna karşın, gençlerin okul dışı yarı zamanlı (amatör) müzik eğitimi olanaklarından yeterince yararlanmadıkları, Ankara’daki müzik sanat kurumlarının etkinliklerinden sadece % 13,8 nin büyük ölçüde ve tamamen, % 67,0 nin kısmen yararlandığı% 19,2 nin ise hiç yararlanmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, mediko-sosyal merkezi ve diğer birimlerin düzenledikleri sanatsal etkinlikleri, %64,8 ile “kısmen”, %21,2 ile ise “hiç” izlemedikleri görülmektedir. Öğrencilerin %44,7‘sinin günlük yaşamlarında müziğe “eğlenme”, % 34,6’sı “dinlenme” amacıyla yer verdikleri, buna karşın “kültürlenme”, “müziksel beceri kazanma”, “seçme-çözümleme” gibi amaçlarının çok düşük oranlarda kaldığı saptanmaktadır. Bu durum, üniversitemiz mezunlarının, ülkemizin en önemli sanat merkezlerinden biri olarak kabul edilen Ankara’nın kültürel ortamından yeterince istifade edemediklerini, dolayısıyla gelecekte üst düzey kültür gruplarında yer almakta zorlanacaklarını  ve özellikle yetkili mevkilere geldiklerinde verecekleri kararların kültür boyutunda eksiklik yaratacağını düşündürmektedir.

Şekil 5  Ailelerin Gelir Düzeyinin Öğrencilerin Öğrenim Giderlerini Karşılama Durumları

Araştırma bulguları, ailelerin gelir düzeyinin çocuklarının öğrenim giderlerini karşılamada % 44,8 ile “yeterli”,     % 46,8 ile “kısmen yeterli” olduğunu ortaya koymaktadır. Çalışarak okuyan yetersiz gelir düzeyine mensup öğrencilerin % 8,4 gibi düşük oranda kalması sevindiricidir. Buna rağmen kültürel yönden kendilerini geliştirecek müzik eğitimi olanaklarından, müzik sanat kurumlarının canlı etkinliklerinden yeterince yararlanmadıkları görülmektedir.  Ayrıca öğrenciler müzik dinleme aracı olarak en yüksek oranda (%43,3) radyo-TV’yi tercih etmekte, diğerleri ise,  % 21,0’i kaset, %17,6’sı CD,  %5,7’si VCD-  DVD, % 3,5’i internet, % 8,9u canlı konserlerden istifade ettiklerini belirtmektedirler. Bu durum bize,öğrencilerin ailelerinin gelir düzeyleri imkan verdiği halde, sanat kurumlarının canlı etkinliklerini izlemekte ve müzik teknolojisinin çağdaş  ürünlerini kullanmakta yeterince istekli olmadıklarını düşündürmektedir. Oysa  Öğrenciler, “müziksel beğeni ve tercihlerinizin oluşmasında müzik teknolojisi ürünlerinin katkısı ne düzeydedir?”sorusuna ;  % 21, 1 oranla “tamamen”, % 42,8 ile “büyük ölçüde” yanıtını vermişlerdir.  Onların bu yanıtlarından,  beğeni ve tercihlerini  en fazla  Radyo-TV yayınlarının  belirlediği anlaşılmaktadır

Şekil 6 Öğrencilerin Ortaöğretimde Seçmeli Müzik Dersini Alıp Almama Durumu

 

Öğrencilerin tümü, ilköğretim ders programlarında var olan müzik dersini almışlardır. Ortaöğretim ders programlarında seçmeli veya  zorunlu seçmeli olarak yer alan müzik dersini öğrencilerin %60,5i alırken, %39,5i başka bir seçmeli dersi okumuştur. Bu durum Öğrencilerin % 40 a yakın bölümünün ilköğretim dışında tüm öğrenim yaşamları süresince müzik eğitimi almadıklarını ortaya koymaktadır.


 

Şekil 7 İlk ve Ortaöğretim Programlarındaki Müzik Dersinin Bu Sanata Karşı İlgi ve Duyarlılık Kazandırma İşlevini Yerine Getirme Durumu

Kendilerine “ İlk ve Ortaöğretim ders programlarında yer alan müzik dersinin , müzik sanatına yönelik olarak ilgi ve duyarlılık kazandırma işlevini ne ölçüde yerine getirdiğine ve müziğin yaşamlarında önemli bir yere  ve işleve sahip olabilmesi için gerekli olan temel davranışları ne ölçüde kazandırdığına ilişkin soruya  şekil 7 ve 8 de görülen oranlarda yanıt vermişlerdir.

Şekil 8 İlk ve Ortaöğretim Programlarındaki Müzik Dersinin Öğrencilerin Yaşamlarında Müziğin  Önemli Bir Yere ve İşleve Sahip Olması İçin Gerekli Temel Davranışları Kazandırma Durumu

“ Kısmen” ve “Hiç” cevaplarının yüksek oranlarda çıkması örgün müzik eğitimi kapsamında verilen “genel müzik eğitimi”nin öğrencilerde müziğe karşı ilgi ve duyarlılığı geliştirmede ve gerekli temel davranışları kazandırmada etkisiz kaldığını ve dolayısıyla günlük yaşamlarında müziğe yer verme amaçlarını ve  müziksel ilgi alanlarını belirlemede gerekli olan bilinç düzeyine ulaşamadıklarını ortaya koymaktadır.

Şekil  9 Öğrencilerin, Yükseköğretim Ders Programlarında Sanat Eğitimi Dersine Yer Verilmeyişinin Kültürlenmelerinde Eksiklik Yaratabileceği Görüşüne Katılma Durumları

Şekil 9 ve 10 da görüldüğü gibi, Öğrenciler, yükseköğrenim ders programlarında “Sanat Eğitimi” derslerine yer verilmeyişinin, kültürlenmelerinde eksiklik yaratacağı görüşüne grafikte görüldüğü gibi önemli ölçüde katılmaktadırlar. “Programlarda eskiden yer alan sanat eğitimi derslerine, gelecekte düzenlenebilecek programlarda yeniden yer verilmesini yararlı görüyor musunuz?” sorusuna % 18,8 nin   “tamamen”, %30,9’nun  “büyük ölçüde”, % 34,8’nin  “kısmen” % 15,5’nin  ise “hiç” yanıtını vermeleri oldukça anlamlı görülmektedir.  Gazi Üniversitesi Öğrencilerinin, çağdaş eğitimin önemli bir boyutunu oluşturan sanat eğitiminin, ders programlarında yer almayışını eksiklik olarak değerlendirmeleri ve yeni programlarda yer verilmesi görüşüne katılmaları, bu programları hazırlama, çözümleme ve geliştirme çalışmalarını yürüten yetkili organları uyarması bakımından önem taşımaktadır.

Şekil 10 Öğrencilerin Düzenlenecek Programlarda Sanat Eğitimi Dersine Yer Verilmesi Görüşüne Katılma Durumları

Farklı bilim alanlarında eğitim gören Gazi Üniversitesi öğrencilerinin bu soruya yanıtları da farklılık göstermektedir. Sanat Eğitimi derslerinin programlarda yer almasını en fazla yararlı gören bilim alanları öğrencileri şöyle sıralanmaktadır; Eğitim Bilimleri, Mesleki ve Teknik Eğitim , Fen Bilimleri, Sağlık Bilimleri, Mühendislik Bilimleri ve Sosyal Bilimler. En fazla yararlı gören bilim alanı öğrencilerinin Eğitim Bilimlerine mensup olması, onların eğitime kapsamlı bir bakış açısıyla yaklaştıklarını göstermektedir.

Şekil 11 Öğrencilerin Günlük Yaşamlarında Yer Verdikleri Müziksel İlgi Alanları

Şekil 11 de görüldüğü gibi bulgular, öğrencilerin günlük yaşamlarında müziğe önemli ölçüde yer verdiklerini ortaya koymaktadır. Örneklem grubunun %11,3ü çalgı çaldığını, %23,7 si şarkı söylemeyi sevdiğini, %49,9 u dikkatli bir dinleyici , % 21,1 ise sıradan bir dinleyici olduğunu belirtmektedir. Günlük yaşamlarında  farklı ilgi alanlarına yönelik olarak müziğe en fazla yer veren öğrenciler , öğrenim gördükleri bilim alanlarına göre değerlendirildiğinde şöyle bir sıralama ile karşılaşılmaktadır:  Fen Bilimleri Alanı, Mesleki ve Teknik Eğitim Alanı, Sağlık Bilimleri Alanı, Mühendislik-Mimarlık Bilimleri Alanı, Sosyal Bilimler Alanı , Eğitim Bilimleri Alanı.           

Şekil 12 Öğrencilerin Öğrenim Gördükleri Bilim Alanlarına Göre Yaşamlarında Müziğe Yer Verme Durumları

Yaşamlarında müziğe en fazla yer veren öğrenciler bilim alanlarına göre şöyle sıralanmaktadır: Fen Bilimleri, Mesleki ve Teknik Eğitim Bilimleri, Sağlık Bilimleri, Mühendislik ve  Mimarlık Bilimleri, Sosyal Bilimler, Eğitim Bilimleri.

Öte yandan  öğrencilere, günlük yaşamlarında müziğe yer verme amaçları sorulduğunda  yanıtları, % 44,7 ile “eğlenme”, %34,6 ile “dinlenme”% 12,0 ile “kültürlenme”, % 5,7 ile “müziksel beceri kazanma”,% 3,0 ile “seçme çözümleme”olarak sıralanmaktadır. Bilim alanlarına göre  oranlarda küçük farklılıklar görülse de amaç sıralaması değişmemektedir.

Ortaya konan  bu bulgular değerlendirildiğinde;

Gazi Üniversitesi Öğrencilerinin yaşamlarında müziğe önemli ölçüde yer verdikleri  halde, müzikten yararlanmada eğlenme ve dinlenme amaçlarını  en önde tutmaları, müziğin kültürün önemli bir boyutu ve bir uygarlık ölçütü olduğu gerçeğinin öğrencilerimiz tarafından henüz kavranamamış olduğunu ortaya koymaktadır. Onların bakış açılarında görülen bu eksikliğin , ülkemizde uygulanan kültür politikalarının ve aldıkları sanat eğitiminin  yetersizliğinden kaynaklandığı düşünülmektedir.

Şekil 13   Öğrencilerin Yaşamlarında Müziğin Etkili Olmasında Rol Oynayan Etkenler

Öğrenciler, yaşamlarında müziğin etkili olmasında rol oynayan en önemli etkenin yakın sosyal çevre olduğunu belirtmişlerdir. Bu etken, müzik eğitimi alanında gerekli planlama ve düzenlemeleri  gerçekleştiremediği için sadece özendirme, yönlendirme işlevini üstlenebilir. Bu konuda örgün ve yaygın müzik eğitimi etkeninin  yüzde payı olarak % 8,9’larda kalması düşündürücüdür. Yapılmakta olan müzik eğitiminin sorgulanması ve her yönüyle değerlendirilmesi gerekir. Ayrıca müzik teknolojisi etkeninin de düşük oranda kalması ,  müzik alanında  teknolojiden yararlanma konusunda   öğrencilerin istekli olmadığını ortaya koymaktadır.

Şekil 14 Öğrencilerin Müzik Türlerine İlişkin Tercihleri

Öğrencilerin müzik türlerine ilişkin tercihleri sıralandığında, Türk Popüler müziğinin , Geleneksel Türk Halk ve Geleneksel Türk Sanat Müziğinin önünde yer alması dikkat çekicidir. Günümüzde kitlelerin beğeni ve tercihleri çeşitli teknolojik araçlar ve/veya medya yoluyla gerçekleştirilmekte, sözün kısası müziği adeta bir metaya dönüştüren müzik endüstrisi ve pazarı tarafından yönlendirilmektedir. Bunun yanında uluslararası pop, uluslararası sanat ve hatta caz müziklerinin tercihinde az da olsa  bir artış gözlenmekte, bu durumda, öğrencilerin beğeni ve tercihlerini daha geniş bir müzik yelpazesi çerçevesinde oluşturma istekleri   öne çıkmaktadır.

Şekil 15 Öğrencilerin  Müziğin Yaşamlarındaki Yeri ve İşlevine İlişkin Tanımlara  Katılma Durumları

Öğrenciler, Müziğin yaşamlarındaki daki yeri ve işlevini %35,8 ile kendini ifade etme ve sosyalleşme aracı olarak belirtmişlerdir. Bu bulgu öğrencilerin önemli bir bölümünün  sosyal yaşamında ,müziğin anlamlı bir yer  tuttuğunu açıklamaktadır. Öte yandan %33,8 lik bölümü , müziğin tempolu çalışma yaşamı içinde bir özgür ( boş) zaman etkinliği olduğu görüşüne katıldıklarını ifade etmektedirler. 19,7 ile öğrenciler müziğin “çağdaş insanın çalışma ve iş sırasında hoşlanmadığı sessizliği yok eden bir arka plan (fon) ögesi”olduğunu belirtirken, Eğitim ve kültürlenme aracı olduğuna katılanların   oranı  ise 10,7 dir.   Eğitim , Mühendislik- Mimarlık,  Mesleki ve Teknik Eğitim Alanı Öğrencileri , müziğin yaşamlarındaki yerini ve işlevini “kendini ifade etme,sosyalleşme aracı” olarak tanımlarken, Sağlık, Fen ve Sosyal Bilimler Alanı öğrencileri “ tempolu çalışma yaşamı içinde  bir boş zaman etkinliği” olarak değerlendirmişlerdir. Bu yanıtlar  gençlerin , yaşamlarında  müziğin psikolojik temellerinden yararlandığını ortaya koymaktadır.

Öğrenciler “müziğin sosyal yaşamınızdaki en önemli işlevi aşağıda belirtilenlerden hangisidir?” sorusuna   şu yanıtları vermişlerdir:

·         Bireyler arasında ortak duygu- düşünce birliği oluşturarak yardımlaşma, dayanışma, paylaşma      davranışlarını güçlendirme.%30,3

·         Bireyler arası ilişkilerde sevgi ve saygıya dayalı insancıl duyguları geliştirme, daha esnek, hoşgörülü ve anlayışlı olmalarını sağlama.%32,8

·         İnsanlar arası etkileşme, kaynaşma bütünleşme davranışlarını pekiştirme.%29,9

·         Birlikte yapılan müzik çalışmaları sırasında sorumluluk alma, sorumluluğun gereklerini yerine getirme davranışlarını geliştirme. % 12,2

·         Uluslararası ilişkilerin kurulması, geliştirilmesi, dostluk, işbirliği ve sosyal barış ortamlarının hazırlanmasına katkıda bulunma.  % 3,8                                         

Öğrenciler, müziğin kültürel yaşamlarındaki en önemli işlevini ise aşağıdaki görüşlere katılarak belirtmişlerdir.

·         Kültürün hem nedeni hem sonucu olan insanın, kendini müzik yoluyla ifade etmesi, tanımlaması, biçimlendirmesi.% 38,6

·         İnsanın kültürel yaşamında müzik yoluyla, geçmiş ile bugün ve gelecek arasında bağ kurma ve kültürel geleneklerin sürekliliğini sağlama.% 27,5

·         Müziksel iletişim yoluyla yetişkinlerin kültüründen farklı olarak, gençliğin kendi alt kültürünü tercih etme ve dolayısıyla popüler kültürle yakınlaşma.% 14,5

·         Bir kültür öğesi olan müzik yoluyla farklı kültürleri ve özelliklerini tanıma, kültürlerarası yakınlaşma.%19,4

Şekil 16  Öğrencilerin Müzik Teknolojisi Ürünlerinden Yararlanma Durumları

Öğrenciler müzik dinleme aracı olarak % 43,3 oranla en fazla  Radyo-TV yi izlediklerini belirtmişlerdir. % 21,0 ile kaseti  tercih ettikleri fakat diğer teknoloji araçları ve canlı konserlerden yeterince yararlanmadıkları anlaşılmaktadır.

Bir başka soruda; “müziksel beğeni ve tercihlerinizin oluşmasında teknolojik araçların katkısı ne düzeydedir ?”  denildiğinde; % 63,9 oranla  tamamen ve büyük ölçüde yanıtını verdikleri halde, bu ürünlerden en çok Radyo-TV  yayınlarının tercihlerinde etkili olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan örneklem grubunda yer alanların % 33,9’u müzik teknolojisinden yararlanmada tercihlerini belirleyen  en önemli etken olarak ürünün ucuz, güvenli ve sınırsız olanaklar sunma  özelliğini belirtmişlerdir. Bu nedenle en fazla Radyo-TV den yararlandıkları söylenebilir. % 28‘i ise görsel işitsel ve çok boyutlu olma özelliğinden dolayı tercih ettiklerini ifade etmişlerdir. Yüksek kaliteye sahip olması, saklanabilir, çoğaltılabilir ve iletilebilir olması da  tercih nedenleri arasında görülmektedir.

Öğrencilerin  başka bir soruya verdikleri yanıtlardan, bilgisayar ve iletişim teknolojilerinin sunduğu verilerden, internet ve diğer bilgi ağlarının sağladığı olanaklardan müzik konusunda % 36,9 oranla en fazla eğlenme amacıyla yararlandıkları anlaşılmaktadır. Kültürlenme ve bilgilenme amaçlarının geride kalması ise dikkati çekmektedir.

Şekil  17  Öğrencilerin Canlı Etkinliklerinden En Çok Yararlandıkları Müzik Sanat Kurum ve Kuruluşları

Gazi  Üniversitesi Öğrencilerinin, etkinliklerini  en fazla izledikleri  Müzik Sanat Kurumlarının başında müzik eğitimi kurumlarına bağlı kuruluşların  ( Müzik Eğitimi Anabilim Dalları, Konservatuvarlar, Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi) solo, koro, orkestra konserleri gelmektedir.  Bu etkinliklerin öğrenci grupları  tarafından sergilenmesi ve kolay  ulaşılabilir olmasını yararlanmalarında önemli bir etken olduğu düşünülmektedir.  Bunun yanında TRT Kurumu ve Sivil Toplum- Yerel Yönetim Kurumları Müzik Topluluklarının da yukarıda görülen oranlarda izlendiği anlaşılmakta, Devlet Opera ve Balesi, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası , Kültür Bakanlığı Kuruluşları ve Bandoların konserlerinin ise daha düşük oranlarla izlendiği  görülmektedir. Öğrencilerin önemli bir kesimi  bu etkinliklerden hiç yararlanmadıklarını belirtmektedirler. Bu tablo da, Gazi Üniversitesi Öğrencilerinin Ankara’nın sanat ortamından gereğince yararlanamadıklarını ortaya koymaktadır. Ayrıca kız  erkek değişkeninin  sanatsal etkinlikleri izlemede anlamlı bir farklılığa  yol açmadığı  görülmektedir.

Bu bağlamda  öğrencilerin ,adı geçen kurumların canlı etkinliklerini %  39,8 ile  her öğretim yılında 1-2 kez, %  24,5 ile  her öğretim yarı yılında 1-2 kez,  %  18,6 ile  ayda 1-2 kez,    %  3,1 ile  haftada  1 kez izlediklerini belirtmeleri kültürel yaşamlarını  zenginleştirme  konusunda isteksiz  davrandıklarını düşündürmektedir.   Bu etkinlikleri  izlemelerinde müziğin türü %  68,9     oranla en önemli tercih nedeni olarak görülmekte, onu  %  23,2  oranla  seslendirici- yorumcular, %   4,7 oranla besteciler takip etmektedir.

Şekil 18  Yazılı - Görsel Basında Yer Alan Yayınların Öğrencilerin Müzik Türleri ve Seslendirici - Yorumcularla İlgili Tercihlerini Belirleme Durumları

“Yazılı ve görsel basında yer alan müzik hakkındaki haberleri, organizasyonları, yer ve zaman bildiren duyuruları dikkatle takip ediyor musunuz?” sorusuna  öğrenciler; ( kızlar %  5,6   erkekler % 6,8  ile)  tamamen, ( kızlar % 32,4   erkekler % 28,4 ile)  büyük ölçüde, (kızlar %  53,3   erkekler % 58,0 ile) kısmen,  ( kızlar % 8,7  erkekler % 6,8 ile) hiç takip etmiyorum cevabını vermişlerdir. Hiç takip etmeyen öğrencilerin oran olarak %  7-8  lerde kalmasından, yazılı ve görsel basındaki müzik konularının gençler tarafından  önemli ölçüde izlendiği anlaşılmaktadır. Öte yandan grafikte görüldüğü üzere bu yayınlar,  gençlerin  müzik türleri ile seslendirici- yorumcularla ilgili  tercihlerini de  etkilemektedir.  Bu durum müziksel beğeni ve tercihlerinin oluşmasında medyanın önemli rol oynadığını göstermektedir. Öğrencilerin öğrenim geçmişlerinde yeterli ve etkin bir müzik eğitimi alamadıkları,  ailelerin ise bilinçli bir yönlendirmede bulunamadıkları  bu araştırmayla da saptandığından, öğrencilerin, müziksel ilgi alanlarını, amaçlarını, kültürel gereksinim ve birikimlerini büyük ölçüde medya yoluyla oluşturdukları  düşünülmektedir. Medyanın,  yayım anlayışında genellikle reyting kaygısıyla hareket etmesi, müzik eğlence programlarında   belli bir kalite yerine müziğin metalaşmasına yol açan düzeysiz örnekleri sergilemesi, ve en önemlisi müziğin bir kültür öğesi ve uygarlık ölçütü olduğu gerçeğini vurgulayan nitelikli müzik programlarına çok sınırlı ölçülerde yer vermesi , özellikle gençlerin kültürel yaşamlarını olumsuz yönde etkilemektedir.

Sonuçlar

1. Gazi Üniversitesi Öğrencilerinin genel nitelikleri  ve öğrenim geçmişlerine ilişkin veriler değerlendirildiğinde, büyük bir çoğunluğun ilk ve ortaöğrenimlerini “büyük şehir” ve “il” lerde yaptıkları, anne-babalarının büyük çoğunluğunun( anne% 55,4  baba % 36,6 ile)  ilköğretim,  (anne % 16,9  baba % 30,4 ile) ortaöğretim mezunu oldukları belirlenmiştir. Genel olarak öğrenim yaşamları boyunca öğrencilerin, başarı durumlarında olumlu bir düzeyi korudukları görülmektedir. Gençlerin  % 35,5 i ortaöğretimde seçmeli müzik dersini almamış, dolayısıyla ilköğrenimleri dışında programlı bir müzik eğitimi görmemişlerdir.

2. Öğrencilerin büyük bir çoğunluğu ilk ve ortaöğretim programlarındaki müzik derslerinin, bu sanata karşı ilgi ve duyarlılık kazandırma işlevini  yerine getiremediğini ve yaşamlarında müziğin önemli bir yere ve işleve sahip olması için gerekli temel davranışları kazandıramadığını belirtmişlerdir.

3. Örneklemi oluşturan öğrenciler, yükseköğretim ders programlarında  “sanat eğitimi” derslerine yer verilmeyişinin, kültürlenmelerinde eksiklik yaratacağı görüşüne önemli ölçüde katıldıklarını bildirmişler, bu nedenle gelecekte düzenlenecek programlarda sanat eğitimi derslerine yeniden yer verilmesini yararlı gördüklerini belirtmişlerdir.

 4. Araştırma grubundaki öğrenciler günlük yaşamlarında yer verdikleri müziksel ilgi alanlarını şöyle tanımlamışlardır;  % 49,9 u dikkatli bir dinleyiciyim,  % 23,7 si şarkı söylemeyi seviyorum,, % 11,3 ü bir çalgı çalıyorum,  % 21 i sıradan bir dinleyiciyim.

Yaşamlarında müziğe en fazla yer veren ve müziği işlevsel kılan öğrenciler, öğrenim gördükleri bilim alanlarına göre şöyle sıralanmaktadır; 

Fen Bilimleri Alanı, Mesleki ve Teknik Eğitim Alanı, Sağlık Bilimleri Alanı, Mühendislik- Mimarlık Bilimleri Alanı, Sosyal Bilimler Alanı, Eğitim Bilimleri Alanı. Öte yandan Eğitim , Mühendislik- Mimarlık , Mesleki ve Teknik Eğitim Alanı Öğrencileri , müziğin yaşamlarındaki yeri ve işlevini “ kendini ifade etme ve sosyalleşme aracı” olarak tanımlarken , Sağlık, Fen ve Sosyal Bilimler Alanı öğrencileri Müziği bir özgür (boş)zaman etkinliği olarak değerlendirdiklerini belirtmişlerdir.

5. Gençler % 61,7 oranla, yaşamlarında müziğin etkili olmasında rol oynayan en önemli etkenin yakın sosyal çevre olduğunu belirtmişlerdir. Örgün ve yaygın müzik eğitiminin, ailenin  ve müzik teknolojisinin etkileri ise yetersiz düzeyde kalmaktadır.

6. Öğrencilerin  müzik türlerine ilişkin tercihleri başta Türk Popüler Müziği olmak üzere, Türk Halk Müziği, Uluslararası Pop Müzik,  Türk Sanat Müziği,  Uluslararası Sanat Müziği,  Caz Müziği ve Arabesk Müzik v.b. olarak sıralanmaktadır. Türk Pop Müziği , Geleneksel Halk ve Sanat Müziklerinin önünde tercih edilmekte, kentleşme olgusu sonucu, kültürel zevklerin harmanlandığı çok-kültürlülüğü yansıtan bu müzik giderek arabeskin önüne geçmekte, kısaca Arabesk Müzik poplaşırken, popüler müzik Arabeskleşmektedir.   

7. Gazi Üniversitesi Öğrencileri , müziğin yaşamlarındaki yeri ve işlevini; % 35,8 oranla “Kendini ifade etme ve sosyalleşme aracı”,  %33,8 ile “Tempolu çalışma yaşamı içinde bir özgür( boş) zaman etkinliği”,  % 19,7 ile “Çağdaş insanın iş ve çalışma sırasında hoşlanmadığı sessizliği yok eden bir arka plan (fon) öğesi” , % 10,7 ile “Eğitim ve kültürlenme aracı” olarak ifade etmektedirler.

8. Araştırma grubunda yer alan  öğrenciler, müziğin sosyal yaşamlarındaki en önemli işlevinin “bireyler arası ilişkilerde sevgi ve saygıya dayalı insancıl duyguları geliştirme, daha esnek, hoşgörülü ve anlayışlı olmalarını sağlama” olduğu görüşüne katılmaktadırlar. Kültürel yaşamlarındaki en önemli işlevini ise; “ Kültürün hem nedeni hem sonucu olan insanın kendini müzik yoluyla ifade etmesi, tanımlaması, biçimlendirmesi” olarak belirlemektedirler.

9. Öğrenciler müzik teknolojisi araçlarından en fazla Radyo TV den yararlandıklarını belirtmişlerdir. Bunu giderek azalan oranlarda sırasıyla , Kaset, CD, Canlı Konser, VCD-DVD ve İnternet izlemektedir. Bu durumda öğrencilerin modern teknoloji ürünlerini yeterli düzeyde kullanmadıkları anlaşılmaktadır.

10. Gazi Üniversitesi öğrencileri  müzik etkinliklerinden en fazla Müzik Eğitimi Kurumlarının canlı konserlerini izlemektedirler. Daha sonra sırasıyla  TRT, Sivil Toplum Örgütleri ve Yerel Yönetim Kurumlarının etkinlikleri, Devlet Opera ve Balesi  temsilleri, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası konserleri,Kültür  Bakanlığı  Müzik Toplulukları ve Bando konserleri izlenmektedir. Kız öğrencilerin % 18,4ü, erkeklerin ise % 19,6 sı  hiçbir müzik etkinliğini izlemediklerini belirtmişlerdir. Öğrencilerin büyük çoğunluğunun, adı geçen  etkinlikleri bir öğretim yılında en çök 1-2 kez izledikleri anlaşılmaktadır. 

11. Gençler , yazılı ve görsel basındaki  müzik haberlerini , organizasyon ve duyuruları önemli ölçüde takip ettiklerini , öte yandan  dinledikleri  müzik türleri ve seslendirici- yorumcularla ilgili beğeni ve tercihlerinin oluşmasında , medyanın etkin rol oynadığını belirtmişlerdir.

Öneriler

1. Üniversiteler “Nasıl bir üniversite mezunu modeli geliştirme?” düşüncesini çeşitli platformlarda tartışmalı, ağırlıklı bir meslek eğitimi (alan eğitimi) ile temel kültür eğitimi arasında sağlıklı ve sürekli bir  denge kurulmalıdır.

2. Bilim, sanat ve teknoloji eğitimi bir bütün halinde çağın gerekleri doğrultusunda Yükseköğretim Kurumları’nın  programlarına yansıtılmalıdır.

3. Örgün ve yaygın müzik eğitimi kapsamında verilen “genel ve özengen müzik eğitimi” etkili öğrenme- öğretme stratejilerinin kullanımıyla daha etkin duruma getirilmeli, çoğulcu müzik yaşamımız ders içeriklerine ve eğitim materyallerine yansıtılarak, müzik, gençlerin yaşamında daha işlevsel kılınmalıdır. Çünkü müzik kültürünün temeli müzik eğitimine dayanmaktadır.

4.Üniversiteler, gençlerin yaşamında müziği işlevsel kılacak çok yönlü ve kapsamlı sanatsal-kültürel etkinlikleri, sıklıkla ve süreklilikle öğrencilerin hizmetine sunabilmelidirler.

5. Popüler kültürün dayattığı müzikler, modernite dünyasının vazgeçilmez ürünleri haline gelmiştir. Kitle iletişim araçları ve özellikle; özel radyo-televizyon kanalları bu ürünleri kullanırken, toplumun eğlenme ihtiyacını karşılama amacı yanında, eğitim ve kültürlenme gereksinimini de göz ardı etmeden, yayım ilkelerine  uygun bir anlayışla hareket etmelidirler.

6. Bu araştırmanın, diğer üniversitelerimizde ve toplumun farklı sosyo-kültürel kesimlerinde tekrarlanması sonucunda karşılaştırmalı bir değerlendirmenin yapılması yararlı görülmektedir.

Sözlerimi Alman şair ve düşünürü Goethe’nin şu anlamlı sözü ile bitirmek istiyorum. “Müzik kendini ruhta ifade eder, ruh ise kendini en iyi müzikle ifade eder.”

KAYNAKÇA

ÇAVDAR, A,O. TÜBA ( Türkiye Bilimler Akademisi ) Bilimsel Toplantı Serileri:5   Tubitak Matbaası,  Ankara 2000

GÖKÇE, B. “Gecekondu Gençliği” Hacettepe Üniversitesi Yayınları Ankara 1971

KAĞITÇIBAŞI, Ç.  “ İnsan ve İnsanlar”  3. Baskı  Cem Ofset Matbaacılık A.Ş İstanbul1979

KÖKNEL, Ö.  “Cumhuriyet Gençliği ve Sorunları” Bahar Matbaası  İstanbul 1979

NALBANTOĞLU,Ü,H.   “Müzikte Fay Hatları  21.yy Başında Türkiye’de Müzik Sempozyumu, Bildiri, Sevda-Cenap And Müzik Vakfı Yayınları Ankara  2002

ÖDEKAN, A.“ Türkiye’de Kültür” Yeni Yüzyıl Kitaplığı,Türkiye’nin Sorunları Dizisi:18 İstanbul 1995

TEKELİOĞLU,O. “Küreselleşme-Yerelleşme Dinamiğinde Popüler Kültür ve Müzik”  21. yy Başında Türkiye’de Müzik Sempozyumu, Bildiri, Sevda-Cenap And Müzik Vakfı Yayınları Ankara  2002

UÇAN, A.  “ Müzik Eğitimi , Temel Kavramlar- İlkeler- Yaklaşımlar” Müzik Ansiklopedisi   Yayınları  Ankara 1994.