BİLDİRİLER |
ÇAĞDAŞ EĞİTİMDE PROGRAM VE SES EĞİTİMİ PROGRAMLARI *
Gazi Ünv. Gazi Eğt.
Fak.
GSEB-MEABD
*I. Ulusal Sanat Eğitimi ve Sorunları Sempozyumu Bildirisi,
* Orkestra
Aylık Müzik Dergisi,
Yıl 38, Sayı 306, Kasım 1999
1. GİRİŞ:
Eğitim, bilinen genel tanımıyla bireyleri belli amaçlara yönelik
olarak yetiştirmektir. İnsanın, doğumdan başlayarak içine bulunduğu çevresiyle
etkileşimi
sonucunda oluşan kültürlenme de bir tür eğitimdir. Ancak,
günümüz eğitimcileri, yaptıkları değişik eğitim tanımlarında "kasıtlı kültürlenme," "istendik değişim," "planlı
etkiler" gibi bazı Özellikleri saptayarak, Örgün ve önceden biçimlendirilmiş
formal eğitimi, çevresel kültürlenme
ile kazanılan, daha önceden biçimlendirilmemiş informal eğitimden ayırmışlardır.
Günümüzde, çeşitli eğitim tanımlarında bu özellikler açıkça
görülmektedir. Nitekim, Oğuzkan eğitimi," önceden saptanmış esaslara göre, insanların davranışlarında belli gelişmeler sağlamaya yarayan, planla etkiler
dizgesi" (Fidan, Erden-) olarak
tanımlarken, esasların önceden belirlenerek planlanması gerekliliğini, Ertürk
ise, "bireyin davranışında, kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak
istendik değişme meydana getirme sürecidir" (Fidan, Erden-) derken,
"kasıtlı ve istendik değişme oluşturma"nın Önemini vurgulamaktadırlar. Bu ve benzeri pek çok çağdaş eğitim tanımında dikkat çeken
en önemli özellikler, planlılık, programlılık ile ilke ve esaslarının önceden belirlenmişliğidir.
Çağdaş eğitimde program, üstün nitelikli bir öğretim gerçekleştirmede
önemli etkenlerdendir. Bloom'a (1995) göre "görünen öğretim
programları" gerçekleştirilmek istenilen eğitim ve öğretim etkinlikleri içinde nelerin,
niçin ve nasıl öğretileceğinin, belirlenmiş ve sınırlandırılmış olmasını
sağlar. Diğer bir deyişle çağdaş öğretim
programlan; hedefler, hedef davranışlar, öğretme-Öğrenin e durumları, sınama
ve ölçme durumları ile değerlendirme işlemleri gibi öğelerin önceden,
dikkat ve titizlikle saptanmasına, böylece de öğretim sürecinin verimli kullanılarak, kazanılan ve/veya değiştirilen
davranışların istenilen nitelikte
olmasına olanak tanır.
Bir öğretim programındaki amaç, ilke, yöntem ve tekniklerin tutarlı, dengeli
ve güvenilir olması, o eğitim düzeyindeki çağdaşlığın en önemli göstergesidir. Bu
nedenle, "her tür ve düzeyde eğitim veren örgün eğitim kurumlarında okutulmaktaki
derslerle
ilgili olarak, Anayasaya, milli eğitimin amaçlarına, çağın gereklerine, Öğretim düzeyi ve
türünün niteliklerine göre belirlenecek olan
hedeflerin; hedef davranışları, öğretme-öğrenme durumları, sınama ölçme durumları ve değerlendirme işlemleri de aynı dikkat ve özenle saptanarak,
çağdaş bir öğretim programı
oluşturulmalı ve uygulanmalıdır." (Töreyin, 1995)
Milli
Eğitim Bakanlığına bağlı ilköğretim kurumlarıyla liselerdeki müzik
derslerinin Öğretim programlan, ilk olarak Osmanlı İmparatorluğu döneminde
yapılmış, (1869'da yürürlüğe
giren Eğitim Genel Tüzüğü Maarif-i Umumiye Nizamnamesi Uçan, 1994) daha sonra Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte zaman içinde gerçekleştirilen program geliştirme
çalışmaları ile daha da
iyileştirilerek uygulana gelmiştir.
Yüksek Öğretim kurumlarında kullanılan ders programları ise, "tanımsal program"
niteliğinde olduğu için uygulanan ortam
koşullan ve uygulayıcılarına göre farklı eğitim süreçlerine zemin oluşturmaktadır. Bu durum, aynı alan
eğitimini veren değişik yüksek
öğretim kurumlarında farklı öğretim uygulamalarına ve dolayısıyla farklı öğrenmelere, farklı ölçme-değerlendirmelere ve nitelikleri farklı düzeylerde olan
bireyler yetiştirilmesine neden
olmaktadır.
Öğretim, bir plan ve program işidir. Türü, kapsamı, kavram ve tanımlan,
amaçları, ilkeleri, yöntemleri ve ölçme-değerlendirme biçimleri önceden planlanarak
uygun ortamlarda gerçekleştirilir. Türkiye'de, mesleki müzik eğitimi verilen yüksek eğitim
kurumlarındaki ses eğitimi derslerine bakıldığında bu derslerin; şan, şan eğitimi, bireysel
ses eğitimi, bireysel söyleme gibi değişik
isim ve tanımlarla programlanarak okutulduğu görülmektedir. Oysa, ilgili yüksek öğretim kurumunun amaç, düzey ve işlevsel nitelikleri gözönünde tutularak hazırlanacak olan ses eğitimi
programlarıyla daha bilinçli ve verimli bir
eğitimi programlarıyla, daha bilinçli ve verimli bir eğitim gerçekleştirilmesi
sağlanmış olacaktır.
Özellikle, mesleki müzik eğitiminin ses eğitim içinde yer alan, şan eğitimi,
şarkı söyleme eğitimi ve koro eğitimindeki uygulamalara, çağdaş öğretimde program
ve program geliştirmenin önemi açısından bakıldığında "işlevsel
nitelikleri üstün ve geniş kapsamlı, çağdaş ses eğitimi programları" oluşturulması gerekliliği
görülmektedir.
Bu nedenle, hazırlanan bu bildiride halen Türkiye'de mesleksel müzik eğitimi
verilen kurumlar uygulanmakta olan ve genellikle "şan eğitimi" olarak
bilinen, içinde şan, şarkı söyleme, koro ve konuşma eğitimleri gibi insan
sesiyle ilgili birçok eğitimi de bulunduran "ses eğitimi"nde
çağdaş öğretim programları sorunu irdelenmeye çalışılmıştır. Bildiride, açıklıkla
anlaşılması amacıyla, müzik eğitimi sözlüğümüze "şan" olarak geçen, zaman zaman şan eğitimi, bireysel ses eğitimi ve benzeri şekilde kullanılan
terimlerin yerine, genel olarak "ses
eğitimi" ifadesi benimsenmiş, söz konusu diğer terimler, anlamlarına
uygun olarak yerinde ve özenle kullanılmaya çalışılmıştır.
II. Mesleki Müzik
Eğitimi Kapsamında Ses Eğitimi
"Ses eğitimi kavramı; bireylere konuşma ve/veya şarkı söylemede seslerini
doğru, etkili ve güzel kullanabilmeleri için gereken davranışların kazandırıldığı ve
içinde konuşma, şarkı söyleme, koro ve şan eğitimi gibi alt ses eğitimi
basamaklarını barındıran disiplinler arası bir özel alan eğitimidir. Tanımda kullanılan
"doğru"; anatomik ve fizyolojik yapıya, dil ve müzik özelliklerine,
gerçeğe ve kurullara uygunluğu, "güzel"; söyleme biçimindeki uyum ve
ölçülebilir davranışlardaki dengeyi, "etkili" kavramı ise; başkaları
üzerinde bıraktığı duygusal izi nitelendirmektedir." (Töreyin,
1998)
Türkiye'de
ses eğitimi, özellikle mesleki müzik eğitimi verilen kurumlarda amaç ve düzeylerine göre şan, şan eğitimi, bireysel söyleme, bireysel ses eğitimi, toplu ses
eğitimi ve buna benzer değişik adlarla
uygulanmış, bu durum ise şan eğitiminin asıl ifade ettiği anlamından farklı
şekilde birbirleri yerine kullanılmasına
ve giderek de bir alanın genel adı olarak kabul edilmesine neden olmuştur.
2.1. Şan Eğitimi
Tanımı
Türkçe'ye, Fransızca'daki "chant"
sözcüğünden geçen bu kelimenin asıl anlamı; "dayanıklılık ve sağlamlık
kazandırmak
için sesi işlemek, yetiştirmek, sesle ilgili dayanıklılık sanatı, sesle şarkı söyleme sanatıdır"
(Petit Larousse, 1972) Aynı
zamanda "ses müziği teknik ve
sanatı, insan sesiyle oluşturulan müziksel ve teknik sesler bütün"
(Micro Robert, 1978) olarak da anlam taşımaktadır.
Türkçe sözlükte ise "insan gırtlağından çıkan ve
perde ayrımlarıyla
çeşitli duyumlar uyandıran ses dizisi"dir. (TDK. 1988) Müzik eğitimi içinde yaygın olarak
güzel şarkı söyleme, sesi doğru, güzel ve etkili olarak kullanma anlamına
geldiği ve daha çok opera şarkıcılığını
anımsattığı bilinmektedir.
2-2. Şarkı Söyleme
Eğitimi Tanımı
Genel ses eğitimi kavramı içinde yer alan, seçilen
şarkının tür
ve müzik özelliklerine uygun olarak doğru, güzel ve etkili biçimde söylemeye
ilişkin davranışların kazandırıldığı, şarkı öğretimini de kapsayan, ilköğretim
öncesi eğitimden yüksek öğretim
ve daha ileri eğitim düzeyindeki bireylere kadar çeşitli derece ve tür müzik eğitimlerinde (genel, amatör
ve mesleki) uygulanan, müzik eğitiminin davranışsal açıdan genel kapsamında bulunan bir tür ses eğitimidir." (Töreyin, 1998)
Şarkı söyleme eğitimi, temelde ses, nefes ve dil unsurlarının,
doğru, etkili ve güzel kullanılmasına yöneliktir ve sözkonusu unsurlarla ve müzikle ilgili olan doğru
davranışları kazandırmayı amaçlar. Bu bakımdan da şan eğitimine temel oluşturur.
2.3. Ses Eğitimi
Şarkı Söyleme Eğitimi ve Şan Eğitimi Kavramları Arasındaki İlişkiler
Bu üç tür ses eğitimi birbirleriyle yakından ilişkili ve
birbirine
bağlıdır. Bundan dolayı da müzik eğitiminde karıştırılarak, zaman zaman birbirlerinin yerine kullanıldığı görülmektedir.
Yukarıda da açıklandığı üzere ses eğitimi, her tür müzik eğitiminde ve her
düzeydeki eğitim basamağında uygulanır ve konuşma eğitimi, şarkı söyleme eğitimi, şan
eğitimi ve koro eğitimi gibi
değişik ses eğitimi türlerini kapsar ve "müzik eğitiminin içeriksel açıdan genel kapsamında bulunur"
(Uçan, 1994) Ses eğitiminin bütün
türlerinde, nefes, ses ve dille ilgili davranışlar
temelde aynıdır. Ancak, konuşma eğitimi, şan eğitimi ve şarkı söyleme
eğitiminin amaç ve düzeylerine göre uygulama
biçimleri de değişebilir.
Ses eğitiminin doğru ve güzel şarkı söyleme amacı, şarkı
söyleme eğitimini oluşturmaktadır. Bu bakımdan şarkı söyleme eğitimi, sesi özellikle şarkı
söylerken doğru, etkili ve güzel kullanmaya
yöneliktir. Dolayısıyla, doğru, etkili ve güzel şarkı söyleme eylemi, bir bakıma ses eğitiminin ürünüdür.
Şarkı söyleme eğitimiyle, şan eğitimi arasındaki fark,
ses eğitimi
kapsamında bulunan bu iki tür ses eğitiminin amaç ve düzeyinin değişikliğinden
kaynaklanmaktadır. Şan eğitiminde; özellikle şan eğitimi için bestelenmiş
eserlerin, sese dayanıklılık ve teknik üstünlük kazandırılarak sanatsal ve
artistik boyutta söylenmesine ilişkin davranışlar amaçlanırken, şarkı söyleme eğitiminde; her tür ve düzeydeki
şarkıları doğru, güzel ve etkili söylemeye
yönelik olarak, ses ve müzikle ilgili doğru davranışlar kazandırılması amaçlanmaktadır. Şarkı söyleme eğitimi-şan eğitiminin temel basamağıdır.
Bu iki tür ses eğitimi temelde ortak olan birtakım davranışları amaçlar.
Bunlar; nefesin doğru alınıp kullanılması, sesin doğru yerde oluşturulması (anatomik yapıya uygunluk), dilin
doğru bir şekilde kullanılması ve müziğin doğru olarak söylenmesidir.
Bütün bu açıklamalara göre ses eğitimi; içinde konuşma, şarkı söyleme ve şan
eğitimlerini de barındıran, sesi doğru oluşturup kullanmaya yönelik davranışların
kazandırıldığı geniş kapsamlı disiplinler arası bir özel alan eğitimidir. Şarkı söyleme eğitimi;
temelde ses, nefes ve dil unsurlarının doğru, etkili ve güzel kullanılmasına
yöneliktir ve söz konusu unsurlarla ve müzikle ilgili olan doğru
davranışları kazandırmayı amaçlayarak, şan eğitimine temel oluşturur. Şan eğitimi
ise; ses eğitiminin içinde, şarkı söyleme eğitimine dayanarak temelde, şarkı
söyleme eğitiminde kazanılan tüm sessel davranışların üzerinde oluşturulur ve sese
ileri düzeyde dayanıklılık ve sağlamlık kazandırarak artistik ve sanatsal söyleme
biçimi ve
alışkanlığı kazandırır.
Şarkı söyleme eğitimi daha çok genel ve amatör müzik eğitimi verilen
kurumlarda uygulanırken, müzik öğretmenliği bölümlerinde ileri düzeyde bir şarkı söyleme eğitimi verilir.
Şarkı söyleme eğitimi, mesleksel müzik
eğitiminin bir boyutunda (konservatuvarlar ve zaman zaman
da müzik öğretmenliği programlarında)
tüm sanatların bileşkesi olan opera eğitimi için sanat değeri yüksek, en ileri düzeyde teknik üstünlük taşıyan şan eğitimine dönüşür.
Ses eğitimi, müzik öğretmenliği programlarında şarkı söyleme eğitimi olarak başlar ve ses eğitiminin
temel ilke amaç ve yöntemlerine uygun olarak
müzik öğretmeni adaylarına gereken, şarkı söylemeye ilişkin temel davranışları
kazandırmaya amaçlar.
Özetle, ses eğitimi; sesin her tür etkinliğindeki (şarkı söyleme ve/veya
konuşma) doğru, etkili ve güzel kullanımı sağlamaya yönelik, şarkı eğitimi;
ses eğitimiyle kazanılan davranışların her tür şarkı söylenirken
uygulanabilmesine yönelik, şan eğitimi ise; şarkı söyleme eğitiminden daha
ileri düzeyde bir şarkı söyleme biçimi oluşturulmasına ve sesin dayanıklılık ve sağlamlık
kazanabilmesine yönelik olan davranışların kazandırıldığı disiplinler arası
özel alan eğitimleridir.
Türkiye'de "şan" sözcüğünün, genellikle kullanıldığı yer,
kapsam ve amaca uygun olup olmadığına bakılmaksızın, asıl anlamından farklı
olarak kullanıldığı görülmektedir. Oysa ses eğitimi, şarkı söyleme eğitimi ve şan
eğitimi kavramlarının temelinde birçok ortak noktalar olmasına karşın, özellikle
şan
eğitiminin anlamındaki
"teknik ve dayanıklı ses" niteliğinden dolayı karıştırılmadan ve doğru yerde uygun olarak
kullanılmasına özen
gösterilmelidir.
III. Ses Eğitimi
Programları
3.1. Mesleki Müzik
Eğitimi Verilen Yüksek Öğretim Kurumlarındaki Ses Eğitimi Programları
"Türkiye'de mesleki müzik eğitimi," tarihine bakıldığında, 1916-1927 yıllan
arasında Daarülelhan'da ses eğitimi ile ilgili olarak "ses
bilgisi," "musiki kıraati," "vokal," "koro,"
ve "teganni" derslerinin
okutulduğu görülmektedir. Daha sonra, 1936 yılında kurulan Ankara Devlet Konservatuvarı'nda "anadal ses," Gazi
Eğitim Enstitüsü'nde 1941 yılında hazırlanıp 1969 yılına kadar
uygulanan programda "şan," "koro" dersleri tanımsal program
halinde görülmektedir. (Altunya, 1981) Bu isimle programa
alman şan derslerinin ismi 1969 yılında değiştirilerek "ses eğitim (şan)"
şekline dönüştürülmüştür. Bu uygulamalar 1978-1979 öğretim yılına kadar sürmüş, daha sonra yüksek
öğretmen okuluna dönüştürülerek Gazi Yüksek Öğretmen Okulu adını alan bu
kurumda şan dersleri "toplu konuşma ve
ses eğitimi" adıyla verilmiştir. (Uçan, 1982)
Ankara Devlet Konservatuvarı
opera anasanat dalındaki uygulamalarda ise
ses eğitimi, günümüze kadar "şan" adlı altında verilerek gelmiş ve
halen aynı uygulamaya devam edilmektedir." (Töreyin,
1998)
3.2. Çağdaş Eğitim
Programları Açısından Ses Eğitimi Programları
Yukarıda kısaca özetlenen, Türkiye'deki yüksek öğretim kurumlarının ses
eğitimi programlarında dikkat çeken en önemli nokta, sözkonusu
programların birer "tanımsal program" niteliği taşımalarıdır."Derslerin
adının bir tanımla belirlendiği bu programlarda,o derslerle ilgili olarak hangi
konuların
işlenmesi ve ne tür beceriler edinmesi gerektiği de çok kısa olarak birer
paragraftık bölümler halinde verilmektedir." (Töreyin, 1998)
Ayrıca, Ankara Devlet Konservatuarında "şan" adıyla verilen bu
derslerin, Gazi Eğitim Enstitüsü ve Gazi Yüksek Öğretmen Okulu'nda daha
sonra "toplu konuşma ve ses eğitimi" adıyla verilmeye başlanmış olması dikkat
çekmektedir. Bu da "şan,"
"şan eğitimi" ve "ses eğitimi" kavramlarının zaman içinde birbirlerinin yerine kullanıldığı, bu durumun
uygulamalarda bazı farklılıklara neden olduğu ve şan eğitiminde teorik
bazı konuların tam olarak açıklığa
kavuşmadığı, ancak bazı arayışlar
içinde bulunulduğu fikrini vermektedir.
Nitekim, yapılan araştırmalar, "Türkiye'deki müzik eğitiminde, ses eğitimi ve şarkı söyleme
eğitimi kavramlarının henüz yeterince
açıklığa kavuşmadığı, şan eğitimi kavramının ise bilimsel bir tanımının yapılmadığı, kapsam, ilke ve yöntemlerinin neler olduğu konusunda ilgililerin ortak
bir ifadede buluşamadıkları ve bu
terimlerin anlamına uygun olmadan kullanıldığı sonucunu ortaya
çıkarmıştır." (Töreyin, 1998) Ayrıca, şan
eğitiminin disiplinler arası bir eğitim olduğu ve söz konusu disiplinlere ilişkin bilimsel temellerin neler
olduğunun da saptanmadığı görülmektedir.
IV.
Sonuç ve Öneriler Sonuç olarak;
1.
Genel, amatör (özengen) ve mesleki (profesyonel) müzik eğitimi verilen kurumlarda, ses eğitimi derslerinin
daha geniş
kapsamlı ve açık, çağdaş öğretim programlan eksikliği vardır.
2.
Bu
bağlamda, söz konusu kurumlarda ses eğitimi kapsamındaki özellikle, şarkı söyleme eğitimi, konuşma eğitimi, koro eğitimi
ve şan eğitimi derslerinde, ilkeler, amaçlar, bu derslerin bilimsel temelleri, bilimsel yöntemleri ve
ölçme-değerlendirme biçimlerinin
yeniden belirlenmesine gereksinim duyulmaktadır.
3.
Sanat ve bilimin bileşkesi olan şan ve şarkı söyleme eğitimlerinin
"uygulama" ve "kuram" boyutunun, bilimsel yöntem tanımına uygun olarak yeterince "bilimsel
yöntem: eldeki verilerin gerçeğe uygun olup
olmadığının saptanmasıyla belirlenen,
gerçeğe uygun bilgi üretme yöntemidir." (Kongar,
1995) birlikte ele alınmaması ve
ses eğitiminde hala aydınlanmayan bazı
kavramlarda ve özellikle ölçme değerlendirme ölçülerinde tutarsızlıkların olması, ilgili öğretim kurumlarında
çözüm bekleyen sorunlarıdır.
4.
Bütün bu saptamaların ışığında, Türkiye'deki ses eğitimcilerine, Türkiye Türkçesine uygun bir "Türk şan metodu" oluşturulması ve
böylece Türk operasının gelişimine katkıda bulunması amacıyla, önemli görevler
düşmektedir.
Öneriler ise;
1. Ses eğitimi kapsamındaki bulunan ve aslında her düzeydeki müzik eğitimi
kurumlarında uygulanan, ancak, amaçları, ilkeleri, yöntemleri, ölçme-değerlendirme
biçimleri ve özellikleri
tam olarak netleştirilmemiş olan ses eğitimi, şan eğitimi ve şarkı söyleme eğitimlerinin benzer ve farklı
yanlarının netleştirilmesi için,
ilgili olduğu bilim alanlarındaki uzmanlardan oluşturulacak ekiplerin yapacakları ortak çalışmalarla, sözkonusu belirsizlikler açıklığa kavuşturulmalıdır.
2. Buna bağla olarak ses, şarkı söyleme, şan ve koro eğitimleri, uygulandıkları kurum ve müzik eğitimi
türünün amaç ve düzeylerine yönelik
olarak daha kapsamlı ve ayrıntılı öğretimprogramlarına kavuşturulmalıdır.
3.
"Özellikle şan eğitiminde, bugüne kadar uygulanan "taklit"
yönteminin yerine, bilimsel ve çağdaş yeni yöntemler oluşturulmalıdır." (Töreyin, 1998)
4.
Bunun için bazı büyük kentlerde
halen ses ve konuşma patologları tarafından ses laboratuvarlarında
yapılmakta olan uygulamalı bilimsel araştırmalar, ses eğitimcilerinin de katılımıyla olabildiğince
geliştirilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır.
KAYNAKLAR
FİDAN, Nurettin.
ERDEN, Münire;Eğitim Bilimine Giriş, Yıldırım Ofset Basımevi
s. 11, 12, Ankara.
BLOOM, S, Benjamin, 1995, İnsan Nitelikleri ve Okulda Öğrenme ,Çev: D. Ali ÖZÇELİK, MEB Yayınevi, s. 168 İstanbul.
TÖREYİN, A. Meral,
1994 İlköğretim Kurumlarının Müzik Eğitimciliği Sorunu, GÜFBE Basılmamış
Yüksek Lisans Tezi s. 3 Ankara.
TÖREYİN, A. Meral,
1998 Türkiye Türkçesi Dilbilgisi Yapışının, Şan Eğitimi
Amaç, İlke ve Teknikleri Açısından İncelenmesi, GÜFBE Basılmamış
Doktora Tezi s. 10,13,25,161,81,86 Ankara.
UÇAN, Ali, 1994, İnsan
ve Müzik, İnsan ve Sanat Eğitimi, SAY Yayınları s. 12 Ankara.
UÇAN, Ali, 1994, Müzik
Eğitimi, Temel Kavramlar, İlkeler ve Yaklaşımlar, SAY Yayınları,
s.63, Ankara.
KONGAR, Emre, 1995 Toplumsal
Değişme Kuramları ve Türkiye Gerçeği, Remzi Yayınevi,
s.37, İstanbul.
ALTUNYA, Niyazi,
1981, Gazi Eğitim Enstitüsü Programlarının Değerlendirilmesi, Basılmamış
Yüksek Lisans Tezi, A.Ü. Eğitim Fakültesi Haziran, 1981, Ankara.
MICRO, Robert,
1978, Dictionnaire du
Français, s. 1006, Paris.
TÜRKÇE Sözlük, 1988, TDK Basımevi,
s. 1287, Ankara.
Le PETİT Larousse en
Couleurs, 1972, Librairie
Larousse s. 165, Paris.