Ulu Önderimiz,usta Neyzen Tevfik'in uzun süredir methini duymaktadır.Bir gün kendisini davet eder.Samimi bir sohbet başlar aralarında.Yemeğe oturmak için salona geçerler.Uzun,oval bir masanın bir başında Ulu Önder Atatürk,bir başında üstad Neyzen Tevfik oturmaktadır.
Ulu Önderi'miz ve Neyzen Tevfik yemekleri beklerken yine muhabbete dalar.Söz dönüp dolaşır içkiye gelir.Paşa şöyle der:
_Neyzen sen çok rakı içermişsin duyduğuma göre.Bende çok severim,duymuşsundur çok da iyi içerim.Yemekten sonra,rakı içer miyiz?
Üstad,bu soru üzerine Ulu Önder'e,bundan şeref duyacağını belirtir.Yemekler yenir,sıra da içki sofrası vardır.Gazi Paşa,damak tadına uygun mezelerden sipariş verir.Üstad ise meze istemediğini belirtir.
Gazi Paşa ikinci dubleyi içmiştir,üstada gözü takılır.Bakar ki üstad sıkıntılı,birşeyler arayan bakışlarla etrafı süzüyor.Ulu Önder hemen soruyor,
_Ne o neyzen,bir şey mi aradın?Bir de senin için iyi içer derler.Daha birinci dubleden bile iki yudum almadın.
Ben böyle içemem Paşam!
_Nasıl içersin?
Neyzen büyükçe bir kase ister içine bir şişe rakıyı boşalttıktan sonra,mezelerle birlikte gelen ekmek sepetine uzanır.3-4 dilim ekmeğide doğradıktan sonra,kaşığı daldırıp içmeye başlar.Bu vaziyet üzerine Gazi Paşa şaşkınlık içerisinde kalır.