1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Ayda Petrol Var Oyunu

Gönderilme zamanı: 14 Ağu Pzt, 17:38
gönderen mahiye
Eğitimde “Ayda Petrol Var Oyunu”

Ümit Özdağ diyor ki; Ayda Petrol Var oyunu, CİA ders kitaplarında yazan bir oyundur. Oyunu şöyle anlatıyor:

“Ayda petrol bulunduğuna dair bir haber okursanız, bunun derhal yalan olduğunu düşünebilirsiniz, ki doğru düşünüyorsunuz demektir. Çünkü petrolün oluşması için bitkilerin fosilleşmesi gerekir. Ayda ise bitki yoktur ve olmamıştır. Öyle ise ayda petrol olmaz. Bu çok açık bir gerçekten siz eğer insanların ”ayda petrol olduğuna” inanmalarını sağlamak isterseniz, yine de bunu yapabilirsiniz. Bunun için gereken doğru teklifleri kullanmanız yeter.

Önce bazı uzmanları ay hakkında bildiklerimizin yeterli olmadığını, aydaki doğal kaynakların dünyadaki doğal kaynakları için sıkıntı için bir çare olabileceği konusunda bir makaleler yazarlar. Bu makaleler gazetelerde haber yapılır. Sonra aydaki doğal kaynaklarla ilgili sempozyumlar düzenlenir ve böylece kamuoyunun kafasında ay doğal kaynaklar ikilisi konusunda bir zihinsel hazırlık bir aşamaya taşınmış olur. Bu döneme “ön propaganda dönemi” diyebiliriz.

Bu dönem gerçekleştirdikten sonra ikinci aşamaya geçilir ve ikinci aşamada sanayideki gelişmenin dünyanın her yerine yayılması sonucunda petrol kaynaklarının küresel talebi karşılamadığı doğrultusunda yayınlar ve televizyon konuşmaları yapılırken, makaleler yapılır, yazılır, röportajlar yapılırken ayda petrol bulunması ihtimali olduğu tartışmaları kamuoyuna yoğun bir şekilde taşınmaya başlanır. Bu süreçte özellikle “ayda petrol olamaz” diyen bilim adamları ve politikacıların görüşlerinin yetersiz, bilimsel değil ve ilerlemenin karşısında olduğu şeklinde kamuoyuna bir intiba verilmesi gerekir. Aynı süreçte değişik basın, yayın organlarında ay yüzeyinde petrol benzeri bir maddenin bulunduğuna dair düzenli olarak da haberler yayınlanmasında fayda vardır.

Kamuoyu bu süre içerisinde ayda petrol görüşüne daha fazla alışacaktır. Bu süreçte yine bazı bilim adamlarına aydaki petrolü araştırmaları için geniş mali kaynaklar oluşturulur. Bu bilim adamlarının yaptıkları ayda petrol olduğuna dair ihtiyatlı ve ihtiyatsız açıklamalar basında abartılı şekilde yer almalıdır. Hatta “Ayda Petrolü Sevenler Derneği” diye bir dernek kurulabilir, Tişört’ler yapılabilir, sevilen bazı markalar ile “ayda petrol var” görüşü bir araya getirilebilir. “Ayda petrol olduğu” görüşünün ders kitaplarına konulması içinde artık baskıların yapılmasına başlanılabilir.

Bu arada “ayda petrol olduğu” görüşünü savunanlar basında birbirlerine atıfta bulunarak tezlerinin doğruluğunu kanıtlamaya başlarlar. Yani “ayda petrol var” görüşünü savunan Mehmet aynı görüşü savunan Ahmet’i tezinin doğruluk kaynağı olarak gösterebilir ve ayda bulunan petrolün dünya ekonomisinin yapacağı katkıların hayatı nasıl ucuzlatacağı, üretimin ucuzlamasıyla gelirlerin nasıl artacağı, küresel bir refah döneminin nasıl başlayacağına dair ekonomik araştırmalar artık yayınlanır ve televizyon programlarında tartışmaya açılır.

Kuracağımız psikolojik baskı ile “ayda petrol olduğu”na inanmayanları dahi bu görüşleri açıklamaktan korkar hale getirmeliyiz. Hatta bir kısmı Kuracağımız psikolojik baskı ile “ayda petrol olduğu”na inanmayanları dahi bu görüşleri açıklamaktan korkar hale getirmeliyiz. Hatta bir kısmı “Tamam ayda petrol var, ancak arayacak isek de bunu onurumuzla arayalım” demeli, bu noktaya gelmelidirler. Artık zafer bizimdir, çünkü doğru dürüst karşımızda kimse kalmamıştır.”

Buraya kadar anlatılanları bir çok konuda yaşanmış senaryolar olarak gözümüzün önüne getirebilmekteyiz. Ümit Özdağ, Ermeni soykırım yalanını bu oyuna örnek verdi.

Aynı oyun Milli Eğitimde oynandı: Eğitimi sektörleştirme sürecinde akademisyenleri buna ikna etmek için kullanılan Gardner’in “Multiple intelligence” (Parçalanmış Zeka) teorisi böyle bir oyunun sloganı oldu. Şu anda bu teoriye karşı çıkan birkaç akademisyen var, ancak onların da söylediği “Bu teori doğrudur, ama bunu bizim ülke koşullarımızda uygulamak zordur.”
Çoklu zekanın felsefesi yanlıştır diyerek yazı yazan, akademisyen olmayan ben Mahiye Morgül’den başka eli kalem tutana rastlamadım, çok hazindir. (Bkz. Milli Eğitimde Emperyalist Kuşatma, otopsi yay. Şubat 2006, İstanbul) Karşı olduğunu sağlığında bizzat bana söyleyen program geliştirme doçenti arkadaşım İlksen Tuncay, profesörlüğüne engel olacağını bu nedenle bu konuda yazı yazmayacağını itiraf etmişti; psikolojik baskıya tam örnektir.

Oyun tam uygulanmış görünmektedir. Oyunun baş rol oyuncusu Talim ve Terbiye Kurulu başkanı Ziya Selçuk Şubat 2006’da istifa ederek sahneyi terk etmiştir; bir tiyatroda baş rol oyuncusu sahneyi terk ederse oyunun sonuna gelindi demektir.

Eğitimde bu Ayda Petrol Var Oyunu uygulanırken bir şey daha yapıldı, kendi içinden KONSTRAKTİFçiler (oluşumcular-inşaatçılar) adında bir muhalif grup yaratıldı. Kıyasıya kapıştılar, oysa sadece çoklu zekanın kabul ettirilme aşaması bitmişti. Muhalefeti kendinden olan bu akademisyenler derslerin okul dışında parayla kurslarda alınabileceğini getiren bir şeyi savunduklarını bile bilmiyorlar, tüme varım metoduymuş gibi, bir sınıf içi ders işleme metoduymuş gibi anlatıyorlardı. Oysa piyasaya göre eğitim modelinin ta kendisiydi.

Onlar, “Öğrenmeyi öğreniyorum” adı altında çocuğun bilgiyi istediği yerden alma özgürlüğüne inanıyordu, oysa bununla okul kavramı bitmektedir. Diyorlardı ki, çocuğun bilgi almak istediği kişinin öğretmen olması gerekmiyor, bilgiyi internetten de alabilir, (internet üzerinden sınavla sertifika verilebilecek); oysa bununla eğitim-öğretim ve öğretmen kavramı bitmektedir.

Ayda Petrol Var oyunu hepimizin gözü önünde oynandı, oynanmaya devam ediyor.
Oyunu fark etmek oyunu bozmak için ilk adımdır, dolayısıyla oyunu bozma şansımız var demektir.
Mahiye Morgül


14.8.2006

Gönderilme zamanı: 09 Kas Prş, 15:29
gönderen soykan_muzik_hayatımdır
güzelmiş...