10.Yıl Marşında Tahrifat
Gönderilme zamanı: 26 Eki Çrş, 21:37
Nice Cumhuriyet Bayramına!
(10.Yıl Marşında Tahrifat)
Bayramlarda genellikle yazı yazmıyorum. Çünkü günler öncesinden koro çalıştırmaya başlıyorum. Bayram gününü çocuklar gibi heyecanla bekliyorum. O gece uyku tutmaz, sabah erken kalkar çocuklardan önce okula varırım. Törenden sonra yaşadığımız heyecanın yorgunluğundan elim kalem tutmaz.
İlk kez bayramla ilgili ve bayramdan önce yazıyorum. Çünkü hazırlık sırasında karşılaştığım bir durumu birileriyle paylaşmalıydım.
10.Yıl marşını tam 4 kıta olarak koroyla çalışıyoruz. Bu sırada vurmalı çalgılarla eşlik var, yerinde sayma devinimi var ve marşın şiirini okuyan gür sesli bir şiir okuyucumuz var. Şiiri mikrofonda okurken koro ona fon müziği yapıyor. Açık alanda yapılan törenlerde koronun hareket halinde olması ve ritim çalgıları kullanması görsel boyut da katıyor, güzel oluyor.
10 Yıl Marşı’nın dört kıtası müzik kitaplarının hiç birinde yok, deftere yazdırmaya zaman kaybetmemek için çocuklara birkaç fotokopi verdim, daha sonra birbirinden yazsınlar istedim. Meğer “Belirli Gün ve Haftalar” adlı kaynak kitaplarda varmış. Çocuklar bu kitaptaki sözlerini okuyunca ortaya çıktı ki 4. kıtanın 2.satırında tahrifat var.
Doğrusu şöyle:
“Örnektir milletlere açtığımız yeni iz
İmtiyazsız sınıfsız kaynaşmış bir kitleyiz
Uyduk görüşte bilgi gidişte ülküye biz
Tersine dönse dünya yolumuzdan dönmeyiz”
2.dizede “kaynaşmaz bir kütleyiz” yazmıyor mu! Kaynaşmayan madde kütleleri olmuşuz?!
O canım şairlerin, Behçet Kemal Çağlar ve Faruk Nafiz Çamlıbel’in ruhunu sızlatan, marşın içini boşaltan bir tahrifat. Bu değişikliğin imla hatası olma şansı yok.
Yayınevine baktım; “Özyürek Yayınları/İstanbul” yazıyordu.
İlkokul sınıflarında bu kitapların kaynak olarak kullanıldığını öğrendim ve 5.sınıf öğretmeninden bir tane ödünç istedim. Bana öğrencilerinden alıp verdi, bu da başka bir yayınevininkiydi. Baktım, “kaynaşmış kütleyiz” diyor. Bu da bir başka tahrifat. Demek her yayınevi kendince bozuyor.
Peki de bu kitaplar Talim ve Terbiye Kurulunda incelenmeden, tavsiye kararı almadan kaynak kitap olamaz ki!
Şimdi elinde “Belirli Gün ve Haftalar” kitabı olanlar bu sözleri bir karşılaştırsın isterim. Daha ne tahrifatlar çıkacak kim bilir? Bu tahrifatları bir nesil sonra kim fark edecek, bizim kuşak bitiyor…
Biz Cumhuriyeti korusun diye çocuklarımıza bayram sevinciyle kutlama törenleri hazırlarken birileri Cumhuriyet şiirlerimizin içini boşaltmakla meşgul.
Bir de afişlerde yaşanan çirkinlikler, Atatürk’ün deforme edilmiş resimlerinin kullanıldığı posterler var ki resim denecek gibi değiller. Deforme ederek değerini kaybettirme, hafife alarak seviyesini düşürme var içinde; ince ince işleniyor bunlar. Aymazlık demek hafif kalıyor artık.
Biz, şu çılgın Türkler yani, AB’ye girince hiç kutlamayacağımız bir bayram için bunları yazmanın ne anlamı var yani, değil mi?!
Sözüm onlara değil, size; Cumhuriyet bayramının anlamını bilenlere.
NİCE BAYRAMLARA!
(10.Yıl Marşında Tahrifat)
Bayramlarda genellikle yazı yazmıyorum. Çünkü günler öncesinden koro çalıştırmaya başlıyorum. Bayram gününü çocuklar gibi heyecanla bekliyorum. O gece uyku tutmaz, sabah erken kalkar çocuklardan önce okula varırım. Törenden sonra yaşadığımız heyecanın yorgunluğundan elim kalem tutmaz.
İlk kez bayramla ilgili ve bayramdan önce yazıyorum. Çünkü hazırlık sırasında karşılaştığım bir durumu birileriyle paylaşmalıydım.
10.Yıl marşını tam 4 kıta olarak koroyla çalışıyoruz. Bu sırada vurmalı çalgılarla eşlik var, yerinde sayma devinimi var ve marşın şiirini okuyan gür sesli bir şiir okuyucumuz var. Şiiri mikrofonda okurken koro ona fon müziği yapıyor. Açık alanda yapılan törenlerde koronun hareket halinde olması ve ritim çalgıları kullanması görsel boyut da katıyor, güzel oluyor.
10 Yıl Marşı’nın dört kıtası müzik kitaplarının hiç birinde yok, deftere yazdırmaya zaman kaybetmemek için çocuklara birkaç fotokopi verdim, daha sonra birbirinden yazsınlar istedim. Meğer “Belirli Gün ve Haftalar” adlı kaynak kitaplarda varmış. Çocuklar bu kitaptaki sözlerini okuyunca ortaya çıktı ki 4. kıtanın 2.satırında tahrifat var.
Doğrusu şöyle:
“Örnektir milletlere açtığımız yeni iz
İmtiyazsız sınıfsız kaynaşmış bir kitleyiz
Uyduk görüşte bilgi gidişte ülküye biz
Tersine dönse dünya yolumuzdan dönmeyiz”
2.dizede “kaynaşmaz bir kütleyiz” yazmıyor mu! Kaynaşmayan madde kütleleri olmuşuz?!
O canım şairlerin, Behçet Kemal Çağlar ve Faruk Nafiz Çamlıbel’in ruhunu sızlatan, marşın içini boşaltan bir tahrifat. Bu değişikliğin imla hatası olma şansı yok.
Yayınevine baktım; “Özyürek Yayınları/İstanbul” yazıyordu.
İlkokul sınıflarında bu kitapların kaynak olarak kullanıldığını öğrendim ve 5.sınıf öğretmeninden bir tane ödünç istedim. Bana öğrencilerinden alıp verdi, bu da başka bir yayınevininkiydi. Baktım, “kaynaşmış kütleyiz” diyor. Bu da bir başka tahrifat. Demek her yayınevi kendince bozuyor.
Peki de bu kitaplar Talim ve Terbiye Kurulunda incelenmeden, tavsiye kararı almadan kaynak kitap olamaz ki!
Şimdi elinde “Belirli Gün ve Haftalar” kitabı olanlar bu sözleri bir karşılaştırsın isterim. Daha ne tahrifatlar çıkacak kim bilir? Bu tahrifatları bir nesil sonra kim fark edecek, bizim kuşak bitiyor…
Biz Cumhuriyeti korusun diye çocuklarımıza bayram sevinciyle kutlama törenleri hazırlarken birileri Cumhuriyet şiirlerimizin içini boşaltmakla meşgul.
Bir de afişlerde yaşanan çirkinlikler, Atatürk’ün deforme edilmiş resimlerinin kullanıldığı posterler var ki resim denecek gibi değiller. Deforme ederek değerini kaybettirme, hafife alarak seviyesini düşürme var içinde; ince ince işleniyor bunlar. Aymazlık demek hafif kalıyor artık.
Biz, şu çılgın Türkler yani, AB’ye girince hiç kutlamayacağımız bir bayram için bunları yazmanın ne anlamı var yani, değil mi?!
Sözüm onlara değil, size; Cumhuriyet bayramının anlamını bilenlere.
NİCE BAYRAMLARA!