1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

İçimden geldiği gibi...

Gönderilme zamanı: 29 Kas Çrş, 15:09
gönderen erdemgedikli
Müziksel ve yaşamsal aidiyetlerimize konulan kotaların “çağdaşlaşma” adı altında şırıngalanarak pompalandığı günümüz “popüler kültür” bombardımanından yara almadan kurtulmak olanaksız.
YÖK’ün yeni programlarındaki “sanatsız” duruşuyla sergilediği tutum “hayat damarlarımızı” kopartmaya dolayısıyla yok etmeye niyetli bir görüş içermektedir. Bütün pedagoji kitaplarında vurgusu yapılan “7–12 yaş çocuğu “oyun” çocuğudur” tümcesi, doğrultusunda çocuğu yetiştirecek öğretmen adayına yeterli müzik, resim ve beden eğitimi dersleri verilemeden binlerce mezun veriyoruz, vereceğiz.
Derslerimde öğrettiğim ve uyguladığım etkinliklerle gözlerindeki, yüzlerindeki ışımayı tarif edemeyeceğim öğrencilerimin yaşamsallıklarını tekrar anlatmamamın kolaylığı ile bir ilköğretim çocuğunun neler yaşayabileceğini benden daha iyi biliyor olmalısınız. Körpecik beyinlerimiz yoğun bir “teori” saldırısıyla donatılmakta, yaşamın içine girdiğinde de “pratik” olamamanın sorunlarını yaşamaktadırlar. Birey yetiştirememenin sıkıntısını bugün geldiğimiz süreçte daha iyi gözlemliyoruz. Seçtiğimiz veya başa getirilen iktidarların “muhafazakar” olmasının temeli sanat derslerinin yoksunluğu ile yetiştirdiğimiz bireylerimizin sürüselleştirilerek yetiştiriliyor oluşuna hayıflanmamak elde değil.
Bilimin temel niteliklerinden yoksun olarak daha açık bir ifade ile “kuşku” duymadan sorgu-lamadan, bulduklarını ifade edemeden verilen eğitim bu kadar olur. Bilimin sonuçlarını bilim dışı içsizliklerle dile getirenlerin yoğunluğu da bu yüzdendir. Doğayı, yaşamı, insanı ilahi ve vahiy yoluyla açıklama darlığı ve yobazlığı içinde olanlar ulaşmak istedikleri sonuca kıs kıs gülmektedirler şimdi. Onların bu yukarı hilal dudaklarını aşağı hilal durumuna getirip, gözlerini kocaman açtırtacak tek yol var: Aydınlığın gereksindirdiği eğitimi vererek, Atatürk yolunda ve ulusal niteliklerimizi de dışlamadan çağımızın “Aydın İnsanı” nı yetiştirmek.
Bu yazıyı sadece içimden geldiği için yazıp sizinle paylaşmak adına hazırladım. Zaten var olduğuna inandığım düşüncelerinize bir katre olsun istedim. Saygılarımla, sevgilerimle…