Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin anasayfasında da duyurusu yapılmış olan "MÜZİK VE İLETİŞİM" başlıklı "beyin fırtınası" toplantılarının ilki; 29 Kasım 2006 tarihinde, Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde;Öğretim Görevlisi Birsen ÖZAKAY'IN genel koordinasyonu ile gerçekleşecektir. Konuşmacı ve moderatör olarak yer alacağım; müzik ve iletişim disiplinleri arasında nitelikli ve işlevsel bir işbirliği oluşturma amaçlı bu öncü toplantıya, ilgili tüm kişi ve kurumları; görüş ve önerilerini de aktif bir şekilde paylaşmak üzere davet ediyoruz.
http://gsf.kou.edu.tr LİNKİNE TIKLAYARAK; ilgili duyuruya ulaşabilirsiniz.
“MÜZİK VE İLETİŞİM” KONULU BEYİN FIRTINASI -I-
Genel Koordinasyon: Birsen ÖZAKAY - KOU Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü Öğretim Görevlisi
Konuşmacı ve Moderatör: Alp ÖZEREN - Müzik Eğitimcisi-Halkla İlişkiler Uzmanı http://www.alpozeren.com.tc
29 Kasım 2006 saat: 13.30 – 15.00
KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ MÜZİK BÖLÜMÜ
"Beyin Fırtınası"na Davet...
"Beyin Fırtınası"na Davet...
En son alpozeren tarafından 01 Ara Cum, 11:53 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Kocaeli Üniversitesi GSF Müzik Bölümü'ne Teşekkürler...
İletişim alanındaki pekçok üst düzey akademisyenin dahi ayrımına varamadığı ya da göz yumduğu; belli çıkar guruplarının kontrolündeki kitle iletişim araçlarının da "manipülasyon" tekniğine uygun olarak alet edildiği "müzik ve müzikçiler aracılığıyla kültür emperyalizmi"
planlarına dair bilgi, belge, bulgu ve öngörülerimi içeren "Müzik ve İletişim" içerikli beyin fırtınası çalışmamı sunmam, öğrencilerle paylaşmam için davet eden Sayın Birsen ÖZAKAY ve Bölüm Başkanı Sayın Ece KARŞAL'ın şahıslarında, Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü'nün akademisyenlerine;
Sayın İlknur YURTMAN'ın şahsında, bölüm öğrencilerine,
göstermiş oldukları içten ilgi ve katılım için teşekkür etmek isterim.
Bu toplantı; aynı zamanda, müzik alanındaki akademisyen ve öğrencilerin, temel sorunlarına sahip çıkma ve fikir geliştirme yönünde gösterdikleri, gösterecekleri kararlılığa dair işlevsel bir umut ışığı olmuş; güçlü bir sinerji oluşturmuştur.
"Müzikçi" olmanın sadece "çalıp, söylemek" değil; toplumsal ve kültürel açılardan, çok daha önemli anlamlar içerdiği; bu anlamlara dair çalışmaların da öncelikle müzik alanındaki nitelikli akademisyen kişi ve kurumlarca kontrol edilmesinin gerekliliği ( müziği daima bir eğlence unsuru olarak algılayan ve müzik bilmeden de müzik hakkında yazabileceğini zanneden bazı köşe yazarlarının artık hadlerini bilmelerinin gerekliliği... ) bu toplantı aracılığıyla bir kez daha Türkiye Cumhuriyeti Müzik Eğitimi kamuoyuna anımsatılmış olup; önümüzdeki süreçte, müzik alanındaki akademisyen ve öğrencilerin, herhangi bir aşağılık kompleksine kapılmadan "müzik bilen" aydın adayları olarak daha çok yazıp çizecekleri; böylelikle, kişisel menfaatlerini perçinleyebilmek uğruna "müzik yazıları" yazdığını zanneden pek çok "sahte müzik yazarı"nın toplumu yanlış bilgilendirme ve yönlendirmelerinin de bir son bulacağı umut edilmektedir.
Konuyla ilgili "beyin fırtınası" çalışmalarının önümüzdeki süreçte de artarak devam edeceğini; kendilerini, Türkiye'de müziğin ve sanatın "sanat güneşi", "diva"sı, "imparator"u, "maestro"su vb. ilan eden; kerametleri kendilerinden ve basındaki yağcılarından, toplumdaki "şakşakçı"larından menkul şahıslara; onların sırtından menfaat sağlayan kişi ve kurumlara anımsatmak isterim.
Hiç kimsenin; geçmişi yaklaşık 5 bin yıl öncesine dayanan Türk Müzik Kültürü'nü üç beş tane "medya maymunu"na indirgeme cesaretini kendinde bulamayacağı günlerin yakın olduğuna inanıyorum. Bu inancım doğrultusunda; öncelikle, medyada yer işgal edip, yazabilecekleri gerçekleri
kişisel menfaatleri doğrultusunda yazmayan, yayımlamayan
bazı medya mensuplarını ve yöneticilerini kınıyorum.
Müzik alanındaki tüm ilgili kişi ve kurumları da;
öncelikle, "televole kültürü" olarak adlandırılan
her türlü rezilliğe karşı
daha cesur ve akademik çıkışlar yapmaya davet ediyorum.
Notalar dolusu saygılarımla.
Alp Özeren
Müzik Eğitimcisi-Halkla İlişkiler Uzmanı
http://www.alpozeren.com.tc
planlarına dair bilgi, belge, bulgu ve öngörülerimi içeren "Müzik ve İletişim" içerikli beyin fırtınası çalışmamı sunmam, öğrencilerle paylaşmam için davet eden Sayın Birsen ÖZAKAY ve Bölüm Başkanı Sayın Ece KARŞAL'ın şahıslarında, Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü'nün akademisyenlerine;
Sayın İlknur YURTMAN'ın şahsında, bölüm öğrencilerine,
göstermiş oldukları içten ilgi ve katılım için teşekkür etmek isterim.
Bu toplantı; aynı zamanda, müzik alanındaki akademisyen ve öğrencilerin, temel sorunlarına sahip çıkma ve fikir geliştirme yönünde gösterdikleri, gösterecekleri kararlılığa dair işlevsel bir umut ışığı olmuş; güçlü bir sinerji oluşturmuştur.
"Müzikçi" olmanın sadece "çalıp, söylemek" değil; toplumsal ve kültürel açılardan, çok daha önemli anlamlar içerdiği; bu anlamlara dair çalışmaların da öncelikle müzik alanındaki nitelikli akademisyen kişi ve kurumlarca kontrol edilmesinin gerekliliği ( müziği daima bir eğlence unsuru olarak algılayan ve müzik bilmeden de müzik hakkında yazabileceğini zanneden bazı köşe yazarlarının artık hadlerini bilmelerinin gerekliliği... ) bu toplantı aracılığıyla bir kez daha Türkiye Cumhuriyeti Müzik Eğitimi kamuoyuna anımsatılmış olup; önümüzdeki süreçte, müzik alanındaki akademisyen ve öğrencilerin, herhangi bir aşağılık kompleksine kapılmadan "müzik bilen" aydın adayları olarak daha çok yazıp çizecekleri; böylelikle, kişisel menfaatlerini perçinleyebilmek uğruna "müzik yazıları" yazdığını zanneden pek çok "sahte müzik yazarı"nın toplumu yanlış bilgilendirme ve yönlendirmelerinin de bir son bulacağı umut edilmektedir.
Konuyla ilgili "beyin fırtınası" çalışmalarının önümüzdeki süreçte de artarak devam edeceğini; kendilerini, Türkiye'de müziğin ve sanatın "sanat güneşi", "diva"sı, "imparator"u, "maestro"su vb. ilan eden; kerametleri kendilerinden ve basındaki yağcılarından, toplumdaki "şakşakçı"larından menkul şahıslara; onların sırtından menfaat sağlayan kişi ve kurumlara anımsatmak isterim.
Hiç kimsenin; geçmişi yaklaşık 5 bin yıl öncesine dayanan Türk Müzik Kültürü'nü üç beş tane "medya maymunu"na indirgeme cesaretini kendinde bulamayacağı günlerin yakın olduğuna inanıyorum. Bu inancım doğrultusunda; öncelikle, medyada yer işgal edip, yazabilecekleri gerçekleri
kişisel menfaatleri doğrultusunda yazmayan, yayımlamayan
bazı medya mensuplarını ve yöneticilerini kınıyorum.
Müzik alanındaki tüm ilgili kişi ve kurumları da;
öncelikle, "televole kültürü" olarak adlandırılan
her türlü rezilliğe karşı
daha cesur ve akademik çıkışlar yapmaya davet ediyorum.
Notalar dolusu saygılarımla.
Alp Özeren
Müzik Eğitimcisi-Halkla İlişkiler Uzmanı
http://www.alpozeren.com.tc