İşimize bakalım arkadaşlar
Gönderilme zamanı: 13 Tem Prş, 1:08
Sevgili müzik eğitimcisi arkadaşlarım, ana sorunlarımızı unuttuk, bu sayfada çene yarıştırmaya başladık. Bakınız, Hasan Cihat beyin menajeri size yanıt veriyor, onun işi bu, bu tür yazılara laf yetiştirmeye zaman ayırmayacağını tahmin etmelisiniz.
Bizlerin birer sekreteri olmadığına göre, bırakın atışmayı, işinize bakın, gruplar kurun, oda müziği yapın, tıkanan müzik öğretmenliği meslek sorunlarına kafa kafaya verin çözümler yaratın... Kendi işinizi iyi yapın, Cihat bey de kendi işini iyi yapıyor.
Bir de bir iyilik yapın, geçmiş olsun deyin işinden uzaklaştırılan arkadaşımız Yrd.Doç. Yavuz Daloğlu'na.
Besteci ve müzik araştırmacısı arkadaşımız 4 Temmuz 2006 günü İzmir Konservatuarındaki görevinden alındı. Rektör Prof.Emin Alıcı imzası var görevden alınma emrinin altında. Rektöre tepkinizi bildirebilirsiniz.
e-posta: rektorum@deu.edu.tr
Yavuz beye ulaşmak isterseniz: daloglu@gmail.com
Bakın arkadaşlar, sıra bize geliyor yavaş yavaş, hepimiz işsiz açıkta kalacak piyasada birbirimize rakip gece işçileri olacağız.
Size Antalya'dan anlatayım biraz. Ukrayna'dan gelen usta çalgıcı kızlar otellerde bedava çalıyorlar, yeme yatma ve tatil karşılığında. Bir de gece mesaisi(!) yapıyorlarmış ki bundan asıl kazanıyorlarmış.
Bakınız, küresel serbest piyasa ekonomisi bizi kimlerle kıran kırana karşı karşıya getiriyor? Kızlarımızı biz otellerde gece hayatının parçası olsunlar diye mi müzik okullarından mezun edeceğiz?
Antalya'dan size bir fıkra, kara mizah:
Antalya senfoni orkestrasında müzisyenler parçaları daha hızlı çalıyorlarmış, şef çalanlara uyuyormuş. Konser çabuk bitsin diye. Çünkü barında çalacağı otele daha erken gitmek için.
Güler misiniz ağlar mısınız?
Güzel Sanatlar Fakülteleri piyasaya, hangi piyasaya adam yollayacakmış? Gece piyasasına; Antalya gibi turizm merkezi seçilen yerlerde.
Bir şaka gibi yeni sohbet Antalya'dan. Adını istemeyin, bir öğretim üyesi gece otelde çalan öğrencisinin tekniğini düzeltme ödevini ona göre vermiş; "Dinleyenler fark etmezler, sen orda şu etüdü tekra tekra çal" demiş. Ve öğrencisi tekniğini düzeltmiş. Ya.... Bunu öğünerek anlatıyor öğretmeni. Hem ki sıkılganlığını atıyormuş öğrencisi... Bak sen! Atılan sanattan ve gidişattan söz eden yok!
Neler oluyor bize, bizi piyasa kendine benzetiyor farkında mısınız?
Rektör Emin Alıcı'nın bir gün kendi işine de son verecek bir sürecin aracı olduğunu farketmesini umuyorum. Ona bunu yaptıran gücün YÖK içinde ahtapot gibi yaşayan SPAN Amerikan Şirketi olduğunu da biliyoruz. Bir "Vatan Marşı" besteleyen, bu marşını Berlin 2006 eylemine bizzat katılarak seslendiren Yavuz Daloğlu'na sahip çıkmayan, tam tersine onu bu yürekliliğinden dolayı cezalandıran bir rektör olmanın Mustafa Kemal Türkiye'sine yakışmadığını belirtir, ona maaşını veren bu halkın bir ferdi olarak rektörü hatasını düzeltmeye davet ederim.
Siz ne dersiniz arkadaşlar?
-Rektörlerin YÖK'le birlikte davranıp, üniversitelerin özelleştirilmesi raporuna karşı çıkmadıklarına bakılırsa onları bu tavırlarından dolayı da istifaya davet etmek gerekir.
Özelleşmiş sistemde devlet üniversiteleri eriyip bitecek, yarına onlar da yok olacaklar, bari direnerek onurlarını kurtarsınlar diyorum.
-Galatasaray Lisesi mezunlarının kaç yıldan beri Galatasaray Üniversitesine sınavsız alındıklarını bizler bilmiyorduk ama rektörlerin hepsi biliyordu, neden bu anayasaya aykırı duruma tepkilerini koymadılar, hepsinin günahı var sustukları için.
-Müzik öğretmenliği mezunları tayin edilmediği zaman bunun sonucunda bölümün kapatılacağını bildikleri halde sustukları için hepsinin günahı var.
Bunları konuşalım arkadaşlar!
Sevgiyle, iyilikle...
Mahiye Morgül
Bizlerin birer sekreteri olmadığına göre, bırakın atışmayı, işinize bakın, gruplar kurun, oda müziği yapın, tıkanan müzik öğretmenliği meslek sorunlarına kafa kafaya verin çözümler yaratın... Kendi işinizi iyi yapın, Cihat bey de kendi işini iyi yapıyor.
Bir de bir iyilik yapın, geçmiş olsun deyin işinden uzaklaştırılan arkadaşımız Yrd.Doç. Yavuz Daloğlu'na.
Besteci ve müzik araştırmacısı arkadaşımız 4 Temmuz 2006 günü İzmir Konservatuarındaki görevinden alındı. Rektör Prof.Emin Alıcı imzası var görevden alınma emrinin altında. Rektöre tepkinizi bildirebilirsiniz.
e-posta: rektorum@deu.edu.tr
Yavuz beye ulaşmak isterseniz: daloglu@gmail.com
Bakın arkadaşlar, sıra bize geliyor yavaş yavaş, hepimiz işsiz açıkta kalacak piyasada birbirimize rakip gece işçileri olacağız.
Size Antalya'dan anlatayım biraz. Ukrayna'dan gelen usta çalgıcı kızlar otellerde bedava çalıyorlar, yeme yatma ve tatil karşılığında. Bir de gece mesaisi(!) yapıyorlarmış ki bundan asıl kazanıyorlarmış.
Bakınız, küresel serbest piyasa ekonomisi bizi kimlerle kıran kırana karşı karşıya getiriyor? Kızlarımızı biz otellerde gece hayatının parçası olsunlar diye mi müzik okullarından mezun edeceğiz?
Antalya'dan size bir fıkra, kara mizah:
Antalya senfoni orkestrasında müzisyenler parçaları daha hızlı çalıyorlarmış, şef çalanlara uyuyormuş. Konser çabuk bitsin diye. Çünkü barında çalacağı otele daha erken gitmek için.
Güler misiniz ağlar mısınız?
Güzel Sanatlar Fakülteleri piyasaya, hangi piyasaya adam yollayacakmış? Gece piyasasına; Antalya gibi turizm merkezi seçilen yerlerde.
Bir şaka gibi yeni sohbet Antalya'dan. Adını istemeyin, bir öğretim üyesi gece otelde çalan öğrencisinin tekniğini düzeltme ödevini ona göre vermiş; "Dinleyenler fark etmezler, sen orda şu etüdü tekra tekra çal" demiş. Ve öğrencisi tekniğini düzeltmiş. Ya.... Bunu öğünerek anlatıyor öğretmeni. Hem ki sıkılganlığını atıyormuş öğrencisi... Bak sen! Atılan sanattan ve gidişattan söz eden yok!
Neler oluyor bize, bizi piyasa kendine benzetiyor farkında mısınız?
Rektör Emin Alıcı'nın bir gün kendi işine de son verecek bir sürecin aracı olduğunu farketmesini umuyorum. Ona bunu yaptıran gücün YÖK içinde ahtapot gibi yaşayan SPAN Amerikan Şirketi olduğunu da biliyoruz. Bir "Vatan Marşı" besteleyen, bu marşını Berlin 2006 eylemine bizzat katılarak seslendiren Yavuz Daloğlu'na sahip çıkmayan, tam tersine onu bu yürekliliğinden dolayı cezalandıran bir rektör olmanın Mustafa Kemal Türkiye'sine yakışmadığını belirtir, ona maaşını veren bu halkın bir ferdi olarak rektörü hatasını düzeltmeye davet ederim.
Siz ne dersiniz arkadaşlar?
-Rektörlerin YÖK'le birlikte davranıp, üniversitelerin özelleştirilmesi raporuna karşı çıkmadıklarına bakılırsa onları bu tavırlarından dolayı da istifaya davet etmek gerekir.
Özelleşmiş sistemde devlet üniversiteleri eriyip bitecek, yarına onlar da yok olacaklar, bari direnerek onurlarını kurtarsınlar diyorum.
-Galatasaray Lisesi mezunlarının kaç yıldan beri Galatasaray Üniversitesine sınavsız alındıklarını bizler bilmiyorduk ama rektörlerin hepsi biliyordu, neden bu anayasaya aykırı duruma tepkilerini koymadılar, hepsinin günahı var sustukları için.
-Müzik öğretmenliği mezunları tayin edilmediği zaman bunun sonucunda bölümün kapatılacağını bildikleri halde sustukları için hepsinin günahı var.
Bunları konuşalım arkadaşlar!
Sevgiyle, iyilikle...
Mahiye Morgül