21.3.2006 M.Morgül
Berlin 2006’dan Dresden 1945’e
Berlin’e büyük bir moralle gittik ve döndük. Alman parlamentosunun kabul ettiği uluslararası Ermeni soykırım yalanını başkentlerinde yüzlerine karşı haykırdık. Bütün engellemelere rağmen bunu başardık. Berlinli Türklerin büyük katılımı yanında, Londra, Paris, Lüksemburg, İsviçre, Hannover, Hollanda gibi Avrupa’nın daha bir çok köşesinden Berlin’e akan Türkler ellerinde bayraklarla meydanları doldurdular. Bu selin içinde bir damla olmak için oradaydım.
Bu büyük kucaklaşmadan aldığım güçle ve oraya giderken bizi yüreğiyle destekleyen dostlarımın sıcak mesajlarıyla çoğaldım, direnç buldum. Kırık ayağımın soğuktan donma noktasında uyuşmuş olmasına karşın -2 derecede beni Berlin sokaklarında saatlerce yürüten ve ayakta tutan güç başka nasıl oluşurdu?
Verdiğiniz moral desteğe teşekkür ediyorum. Oradaki hepimiz buradaki hepimiz adına oradaydık. Basında verilenden daha büyük bir kalabalık, muhteşem bir organizasyon, hele Belgin Kömürcü adında genç avukat kızımızın saat saat Berlin mahkemelerinde verdiği hukuk mücadelesi (tarihe yazılacaktır), ADD ve İP Berlin organizasyonu, muhteşem bir deneyim ve örgütlülük bilinci getirmiştir.
Dresden1945'i oradaki herkese sordum, rehberlerimize, yerel basından gelenlere, üniversiteli gençlere... Bana "Bunu herkes bilir, ancak asla üzerinde yazı yazılmaz, fısıltıyla konuşulur, o kadar" dediler. Ben de "Berlin1945 ABD soykırımını protesto imza kampanyası Türkiye'de başlatalım" dediğimde, "evet orda olur, ama burada bunu bize yaptırmazlar" şeklinde yanıtlar veriyorlardı.
Almanlara sadece kendilerini NAZİ olarak ifade etme özgürlüğü tanınıyor, bunu kırmalarına biz yardımcı olabiliriz!
Dresden 1945’in protestosuna bir yoğunlaşabilirsek, Alman halkına ABD emperyalizminin yüzünü göstermiş ve diğer mazlum milletlerle dayanışmaları için onlara ışık yakmış oluruz. Dresden1945 şokundan çıkartılmaları şarttır.
Bunu düşünelim. Orada ölenlere tek bir ağıt, tek bir hikaye, tek bir şiir, tek bir film hiç bir şey yaptırılmamış ve neden bombalandıklarını bile bilmiyorlar. Bu halk yenik düştükten hemen sonra, yeni efendileri ABD'ye karşı kıpırdayamasın diye bu şok bombardımanını yedi. Apar topar ülkeleri ikiye bölündü ve bu perişan hayalet şehir Dresden doğuda bırakıldı; Dresden halkı ölülerini nasıl gömdü, bu şehir nasıl dirildi kimse görmedi, bu da hazindir!
Bunları yazan Alman edebiyatı yoksa herkes şok uykusunda demektir. Onları uyandırmak gerek; o bombardımanı yapan ABD Almanya'yı o günden beri yönetiyor, bunu Alman halkı da biliyor, ama Dresden1945 şokundalar hala.
Moralimiz çok iyi, bu moralle uyutulan Avrupa halklarına da ışık yakabileceğimizi düşünüyorum. Özellikle eğitimde dönen oyunları gören öğretmen ve sosyal pedagoglarla konuştum; sorunlarını çözmede velileri kiliseye yönlendirmeye başlamışlar, sosyal pedagogların eli kolu bağlanmış durumda.
Demek ki, esir alınan sadece sömürülen ülkeler değil, metropollerde de halk ortaçağa dönüş yoluna sokulmuştur.
Dayanışmayı tetikleyecek noktalar bulmak zorundayız, işte DRESDEN 1945'in protestosu Türkiye'den başlarsa, bu eylem bir kıvılcım olabilir. Düşünelim.
Sevgiyle yaşayın.
ÖNEMLİ NOT: DRESDEN 1945 ABD Soykırımını protesto için internet üzerinden imza toplamak ve bunu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Başkanlığına ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine göndermek istiyorum. İnternet ortamında bu eyleme site hazırlayacak, katkı verecek bilgisayarcı dostlarımdan ilgilenmelerini rica edebilir miyim?
Mahiye Morgül