21.yy insanı yaşanılan tüm olay olgu ve yaşayışların etkisi ile "zihin" boşaltımını gerçekleştiremeyecek yapıda nesnel bir varlık olarak "bilincin tüm eksik ve yanlışlarından arındırma" 'yı da genetik ve biyolojik ve anatomik yapısı gereği gerçekleştiremeyecektir. Çünkü "hatalarıdır insanı güzel ve iyi kılan." Antik Yunan filozofisinin öykünsel düşünümleri insan yaşamına yön veren tüm "karşıtlıkları" ile düşsel imgelemlerimize sunduğu -yazınsal ve sözel- düşlemler gerçek bilginin "heruistik" yöntemlerini de dağarcığımıza bir kanıt olarak sunmuştur.
13. yy Ozanı Yunus Emre (aslında panteizm'den etkilenmiş bir anlayışla) "Aşk" denilenin üstünde "Sevi" ile dile getirdiği "aşktan üstün olan aşk" olarak tanımlanabilecek sözleri ile dilden dile aktarıla- söylenile "Tanrı" 'ya olan aşkını dile getirmiş ve o uğurda eryip gitmiştir.
"Küllenen aşk, kendi küllerinden yeniden doğar" mı bilinmez ama -başka aşkla yeniden doğcağı ve süreç ile söneceği döngüsü süre-gidecektir insan soyunun sonuna kadar.
Aşk, mantığın körelimine neden olmakla birlikte, bireyin -yaratıcı- etkinliklerine düşlemsel, söylemsel ve eylemsel kılgılar bırakması açısından yanlışın olumlanmasıdır. (Paradigma) "Kendi kendimizi aşarak ebedi ve ilahi alana ulaşmamızı ancak aşk sağlayabilir." tümcesi ansal iklimin egemenliği olmadan sunuluşu ile ulaştığımız çağın "inançsal" etkinlikleri açısından düşündürücü değil midir?
İdeal güzellik nedir? Aşk denilen genel-geçer duyuşsal etkilenimin yöntemleri nesnel midir? Çekilecek "çile" bedensel ve tinsel bir ezilgenliğin içinde rahat olmadan nasıl -nirvana- ya ulaşacak?
Ütopik umuların içinde cebelleşen birey "güzel" denen fizikselliğin mi?, bedenselliğin mi?, tinselliğin mi? çekim alanında yer alacaktır. Fiziğin , bedenin ve tinselliğin mükemmel bireşimini gösterebilecek bir birey görebilmek, bulabilmek düşlemlerimizde kurguladığımız yaşamsallıklarda olası değil midir?
Bilimin, doğanın ve insanın aşkı sonsuzluğun içinde sonsuzluğa ulaşma yani tözleşme ile örtüşünce "suya yazılan yazı" gibi eylemsel bir etkinlik olarak akıp gidecektir iz bıraktığı beyinlerde ve yüreklerde...
Mutlak güzellik diye bir olgu insanın ve doğanın gelişim-değişim ve dönüşüm sürecinde değer yargısal bir anlamdan öte gidememektedir. Tümel'in aynı "mutlak güzellik" fikri olmayacağından hareketle tikel'in "izafi güzellik" anlayışı analitik düşlemlerimle örtüşür olması aşka, güzelliğe, insana ve doğaya bakış açımızın derinliği ile "çoklu bakış" ın zenginliğini dile getirmesi umudu ile şu örneği vererek polemiğimi sonlandırıyorum.
V. Hugo'nun -"Notre Damme" 'ın Kamburu- adlı yapıtında estetik açıdan tümelin "güzel" saydığı -Esmeralda ile yine tümelin "çirkin" saydığı -Kuazimodo'nun aşkları ile sunumlananın -güzel-'liği konusundaki "aşk ve güzellik" ideallerin mi? mantığın mı? sonucudur.
Aşk ve Estetik üzerine Polemiklerim
- erdemgedikli
- Mesajlar: 51
- Kayıt: 22 Ağu Pzt, 20:28
- Konum: Bursa
Aşk ve Estetik üzerine Polemiklerim
Dostlukla;
Sizin Erdem GEDİKLİ
Sizin Erdem GEDİKLİ
- Semra Fayez
- Mesajlar: 95
- Kayıt: 05 Haz Pzr, 23:25
- Konum: Ankara
Güzel
"Notr Dam ın Kamburu". Büyük usta yazar hugo romanda; arzularına yenik düşmüş Ve çirkin bir rahip olan frolloi ile fiziksel özellikleri ne kadar çirkin olsa da kalbi de bir o kadar güzel olan quasimodo 'nun güzelliğini büyük bir zeka inceliğiyle anlatmış
Edebiyat tarihinin en güzel karakterini "çirkin" olarak tanımlayabilecek kadar sığ biriyle polemiğe giremiyceğim için şimdiden özür diliyorum. Olaylara, ya da "güzel" e bu denli derinliksiz bakan birinin AŞK' ı anlaması beklenmez zaten! 20 yıllık bir öğretmen olarak size öğretim şu olacaktır. Olaylara daha derin yaklaşın. Görüntüsel, değerlendirmeyin. Özneyi görün....
Ve yazarken de biraz daha anlaşılır olursanız biz de daha kolay anlarız sizi. Ben şahsen bu kadar çok okumama rağmen sizi anlamakta güçlük çekiyorum! Hepimiz kolay anlayalım sizi!!! Y ani anlaşılır olabilmek. Vermek istediğiniz fikri çok daha kolay verirsiniz.
sevgimle
"Derin olduğunu bilen kimse, kolay anlaşılır olmaya çalışır. Kalabalığa derin görünmekten hoşlanan kimse ise anlaşılmaz olmaya çalışır. Kalabalık dibini görmediği her şeyi derin sanır çünkü."
Nietzsche
Edebiyat tarihinin en güzel karakterini "çirkin" olarak tanımlayabilecek kadar sığ biriyle polemiğe giremiyceğim için şimdiden özür diliyorum. Olaylara, ya da "güzel" e bu denli derinliksiz bakan birinin AŞK' ı anlaması beklenmez zaten! 20 yıllık bir öğretmen olarak size öğretim şu olacaktır. Olaylara daha derin yaklaşın. Görüntüsel, değerlendirmeyin. Özneyi görün....
Ve yazarken de biraz daha anlaşılır olursanız biz de daha kolay anlarız sizi. Ben şahsen bu kadar çok okumama rağmen sizi anlamakta güçlük çekiyorum! Hepimiz kolay anlayalım sizi!!! Y ani anlaşılır olabilmek. Vermek istediğiniz fikri çok daha kolay verirsiniz.
sevgimle
"Derin olduğunu bilen kimse, kolay anlaşılır olmaya çalışır. Kalabalığa derin görünmekten hoşlanan kimse ise anlaşılmaz olmaya çalışır. Kalabalık dibini görmediği her şeyi derin sanır çünkü."
Nietzsche
FAYEZ
- erdemgedikli
- Mesajlar: 51
- Kayıt: 22 Ağu Pzt, 20:28
- Konum: Bursa
Teşekkür ve saygılarımla
Sevgili Öğretmenim; yazdıklarınızdan ders çıkarmak adına ekinime kattığınız bilgi katreleri için çok teşekkür ederim size. Amacım; sizinle polemiğe girmek değil. Konu üstüne "böyle de düşünülebilinir" i yazımlamaya çalıştım.
Anlaşılabilinir olmak adına da elimden geleni yapmaya çalışacağım. "Görüntüsel değerlendirmeyin", "Özneyi görün..." tümcelerinizdeki öznemi yazarak sonlandırıyorum. "Sığ biri" olmadığımı belirterek.
Karnı tok, sırtı pek olmadan ne yaşam ne de aşk duyumsanabilir.
Saygılarımla....
Anlaşılabilinir olmak adına da elimden geleni yapmaya çalışacağım. "Görüntüsel değerlendirmeyin", "Özneyi görün..." tümcelerinizdeki öznemi yazarak sonlandırıyorum. "Sığ biri" olmadığımı belirterek.
Karnı tok, sırtı pek olmadan ne yaşam ne de aşk duyumsanabilir.
Saygılarımla....
Dostlukla;
Sizin Erdem GEDİKLİ
Sizin Erdem GEDİKLİ