Türk Musikisi Devlet Konservatuarları

Doğrudan müzikle ilgili olan konulara yer veriniz.
Mustafa Duran
Mesajlar: 2
Kayıt: 15 Eki Pzr, 13:40
Konum: Mersin

Türk Musikisi Devlet Konservatuarları

Mesaj gönderen Mustafa Duran »

Yurdumuzda başta İstanbul Teknik (İTÜ),Gaziantep Üniversitesi ve Ege Üniversitesi bünyesinde olmak üzere çeşitli üniversitelerimizde Türk Musikisi Devlet Konservatuarları bulunmaktadır.Akedemik anlamda eğitim veren bu konservatuarlar saz , ses ve Halk Oyuncuları sanatçıları yetiştirmekte.Türk Kültürüne büyük hizmette bulunmaktadır.günümüzde yanlız kültürlü olmak insana yetmiyor.Bazı maddi imkanlarında bu kültürün gelişmesinde katkıda bulunması gerekiyor.Bu okul mezunlarına direkt olarak veya okulda okudukları sırada alacakları bir eğitimle "Müzik Öğretmenliği" ünvanınında verilmesi gerekir.Bu okullardaki ders proğramlarında gerekli düzenleme yapılarak bu öğrencilere bu ünvanın verilmesi sağlanmalıdır... :?: :P :!:
Kullanıcı avatarı
Admin
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi
Mesajlar: 543
Kayıt: 03 Haz Cum, 22:00
Konum: Ank/Aksaray
İletişim:

Mesaj gönderen Admin »

Sayın Duran,

Türk Müziği Devlet Konservatuarı'nda adından da anlaşılacağı üzere Türk müziği eğitimi verilmekte ve mezunları bu alanla ilgili konularda istihdam edilmektedirler.

Öğretmenlik diploması ise ülkemizde sadece eğitim fakültesi mezunlarına verilmektedir. Başka bir deyişle müzik öğretmeni "eğitim fakültesi müzik eğitimi bölümünde" yetiştirilmektedir. Bu nedenle de müzik eğitiminin yanısıra öğretmenlik mesleğinin gerektirdiği eğitim (formasyon) dersleri de programda yer almaktadır. Ayrıca buna ek olarak programda Türk müziğine de yer verilmektedir.

Bu nedenle eğitim fakültesi mezunu müzik öğretmeni varken TMDK mezunlarının öğretmen olarak istihdam edilmesi ne yazıkki doğru değildir.
Zaten siz de açıkça bu istediğinizi maddi gerekçelere dayandırıyorsunuz ve diyorsunuz ki:
Bazı maddi imkanlarında bu kültürün gelişmesinde katkıda bulunması gerekiyor.
Ne yazık ki müzik öğretmenleri ya da başka bir deyişle müzik eğitimcileri bu işi sadece maddi gerekçelerle yapmıyor öncelikle bu işi sevdikleri için yapıyorlar. Düşüncelerimiz arasındaki başlıca fark da buradan kaynaklanıyor. Herkesin ek kazanca ihtiyacı olabilir ancak bunun yolu sizin önerdiğiniz yol olmamalı!

Doç. Dr. Süleyman Tarman
Müzik Eğitimcisi
altınayvarol
Mesajlar: 1
Kayıt: 18 Kas Cmt, 16:55
Konum: ÇANAKKALE

Mesaj gönderen altınayvarol »

Değerli arkadaşım bu konuda size katılıyorum.Türk müziği konservatuarlarında her bölümden her yıl onlarca arkadaşımız mezun ediliyor.Bu arkadaşlarınızın iş olanakları ülkemizde malesef çok kısıtlı.Devlet koroları ağzına kadar dolu.Radyolar akit adı altında çok cüzi rakamlarla program yaptırıyorlar.Çalgı yapım bölümleri mezunlarının ne yabildikleri ortada.Eskiden öğretmenlik hakları vardı şimdi o da ellerinden alındı.Hala batı zihniyetinde müzik eğitimi yapıyoruz sonra müziğimiz nasıl gelişir diye düşünüyoruz.Çocularımıza ana sınıfından itibaren batı tekniği ile müzik eğitimi veriyoruz sonra müziğin yozlaşmasından bahsediyoruz.Kendi müziğini tanımayan bir nesil yetiştirirken müziğimiz yozlaşıyor diye hayıflanmak ne derece doğru?Müzik eğitim sisteminin değiştirilmeye çalışıldığı şu günlerde yetkililere sesleniyorum.Çocuklarımız müzimizi pop star yarışmalarından öğrenmesinler.
kadirmuzik
Mesajlar: 2
Kayıt: 21 Kas Sal, 23:30
Konum: İSTANBUL

Mesaj gönderen kadirmuzik »

değerli müzisyen arkadaşım.aslında büyük olusumlar siz ve sizin gibi haklarını savunabilecek ve benliğini taşımak isteyecek yürekli insanlarla olacak.buna bizde her zaman taraf bularak coğalarak katılacagız.aydınlık günler yakınımıza düşecek.ama bu düzen ve sistem içinde emperyal düşler içinde bunları biz biraz ertelemek zorunda kalacagız.bunu hiç kimse unutmamalı güneş balçıkla sıvanmaz sen sabrını yitirme müzik için ve türk musikisi için calışmalara devam
MÜZİKLE YASAMIN BİRLEŞME NOKTASINDA VAR OLMAK HER NEFES ALIŞTA.
pelince78
Mesajlar: 5
Kayıt: 01 Eki Pzr, 14:37
Konum: kocaeli-izmit
İletişim:

Sayın ADMİN SÜLEYMAN TARMAN

Mesaj gönderen pelince78 »

Şok ettiniz beni... 1996 da Ege Üni Devlet Türk Müziği Konservatuarı Ses eğitimi bölümünü dereceyle kazandım ve başarılı bir lisans eğitimim oldu..Biz sadece türk müziği görmedik sayın Süleyman Bey...Biz batı müz de gördük..armoni de gördük.. ses eğitimi hocamız devlet opera balesinden geliyordu..batı müziğinde DEŞİFRELER DIŞINDA DİKTELER YAPIYORDUK VE öyle 2-3 arızalı seslerle değil...biz öğretemez miyiz müzik.. ne saçma şey bu ya.. 97 girişliler ben 1. sınıftayken 2. sınıftaydılar onlara FORMASYON hakkı varken ben 2. sınıfa geldiğimde 98 de bize formasyon hakkı kalktı.YANİ YILLARDIRRRRRRRRR KONSERVARTUARLARIN girişinde müzik öğretmenliği yapabilirler diye bir madde vardı.. ve bizim 2. sınıftayken bu hakkımız elimizden alındı..SİZ ÖNCE BU HAKSIZLIĞI konuşun.. BİR YASA YÜRÜRLÜĞE NE ZAMAN GİRMİŞSE O ZAMANDAN İTİBAREN GEÇERLİDİR.. YANİ BU YASA 98 GİRİŞLİLERE UYGULANMALIYDI..98 DE 2. SINIFLAR BUNLAR TABİ OLAMAZDI.. Kİ itü devlet konservatuarı dava açtılar.. ve kazandılar..ben şuan 5 okula gidiyorum köy okulları bunlar .. 6-7-8ler .. bunlar mozart çalıyor haberiniz olsun.. şuan nerdeyiz diyince 4. dizek 5. ölçüdeyiz..8 lik 16 lık terimleri kullanıyo benim öğrencilerim.. ve 30 yıldır da müzik öğretmeni gelmemiş buralara..formasyon almıyolar falan filan demeyin.. BEN O FORMASYON İÇİN LESE GİRİP 78 ALAN BİRİYİM.. ve bi çok arkadaşım.. ve o eğitim bilimlerinde okuyan arkadaşlarım bakalım 88-90 alabiliyolar mı kpss den ve acaba o eğitimci arkadaşlar öğleden sonraki oturum da 120 soruluk eğitim bilimleri testinden acaba kaçı 100 net çıkarıyo .. Kimse Türk Müziği Konservartuarı mezunu MÜZİK ÖĞRETMENİ OLAMAZ DİYEMEZ.. BİZ MADDİ İMKANLAR DIŞINDA YAPAZ MIYIZ.. neymiş onlar şevkle yapıyomuş.. ben 4 yıl önce günde 60 milyon alma imkanım varken piyasad onu yapmadım.. ayda 800 miluyon kazanmak için yüksek yaptım ve kpss için canım çıkarak çalıştım...kimmmmse bana sen maddiat için öğretmenlijk yapıyosun DİYEMEZ....BÜTÜN ÖĞRETMEN OLAN TÜRK MÜZİĞİ DEVLET KONSERVATUARI ARKADAŞLARIMDAN ÖZÜR DİLEMENİZİ BEKLİYORUM..ÇOK ÜZÜLDÜM.. YAZDIKLARINIZI OKURKEN...YAZIK.. ŞUAN EN UCRA KÖYLER BEN VE ARKADAŞLARIM CANIMIZ ÇIKARAK EĞİTİM VERİYORUZ.. LAY LAY yapmıyoruz..ben burdaki müzik öğretmenleri meslektaşlarımı eğitim ve konservatuar mezunu diye asla ayırmadım bugüne kadar bütün msjlarımda...LÜTFEN SİZ BİZİM BÜYÜĞÜMÜZSÜNÜZ dOÇ dR.olmuşsunuz... YILLARINI VERMİŞ.. FORMASYON İÇİN LESLERE GİRMİŞ2 YIL ARALIKSIZ STAJ GÖRMÜLŞ KONSERVATUAR MEZUNU MÜZİK ÖĞRETMENİ ARKADAŞLARIMI VE BENİ DERS ANLATIŞIMIZI GÖRMEDENNN Y6APAMAZLAR EDEMEZLER DİYEMEZSİNİZ... BUNU UNUTMAYIN HER NE BRANŞTA OLURSA OLSUN'' ÖĞRETMENLİK YETENEKTİR KENDİNİ GELİŞTİRMEKTİR''...
k.onur
Mesajlar: 1
Kayıt: 18 Ara Pzt, 18:04
Konum: istanbul

Mesaj gönderen k.onur »

Türkiyede eğitim ve eğitimcilerin sorunu yıllardır bir karmakarışıklık içinde olmuştur.

Köy Enstitülerinden öğretmen okullarına, eğitim enstitülerine ve eğitim fakültelerine dek öğretmen yetiştiren kurumların günün şartlarına çok fazla uyum sağlayamaması; eğitimin öncüsü olmak yerine sürekli geriden gelen konumunda bulunması; yıllardır süregelen politik kaygılar ve eğitimin gündelik siyasetin bir oyuncağı haline gelmesi içinden çıkılması güç bir durum yaratmıştır.

Müzik eğitimini ve eğitimcilerin niteliğini tartışırken kendimizi "Türk Müzikçiler - Batıcılar" çekişmesinin içine düşürmek bizi hiçbir çözüme götürmeyeceği gibi karmakarışıklığı daha da derinleştirecektir.

Eğer hedeflediğimiz nitelikli eğitimciler ve çağdaş bir eğitim sistemi ise konuyu ülkede bir sistem haline gelen sistemsizlik üzerinde tartışmanın çok daha çözüme yönelik olacağı düşüncesindeyim.

Eleştirilerinizi ve saptamalarınızı ilgiyle bekliyorum..
Kullanıcı avatarı
Semra Fayez
Mesajlar: 95
Kayıt: 05 Haz Pzr, 23:25
Konum: Ankara

TÜM

Mesaj gönderen Semra Fayez »

Bu çatışmalardan bir kurtulabilsek! Ve müzik için, bir bütünlük içinde duruşumuz olsa! Çok problem kökünden hallolurdu diye düşünüyorum....
Bu çatışmalar müziğin yara almasından, zayıf düşmesinden başka hiç bir işe yaramıyorlar....

Bütünlük umuduyla.....
En son Semra Fayez tarafından 12 May Cmt, 11:13 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
FAYEZ
Kullanıcı avatarı
oğuz özler
Mesajlar: 14
Kayıt: 28 Oca Cmt, 19:08
Konum: kahramanmaraş

Mesaj gönderen oğuz özler »

Öğretmen olmak isteyen Eğitim Fakültesinde okur.Konservatuarda okurken tepeden baktığınız Eğitim fakültelilerde sizin kazandığınız bölümleri kazanabilecek yetenektelerdi.Sizler hiçbirşey yapamazsak öğretmen oluruz zihniyetiyle girdiğiniz konservatuarlarda Trt"ye kapağı atma hayalleri kurarken,Eğitim fakülteliler daha 1.sınıfta kendilerini öğretmenliğe hazırlamışlardı bile..
duygusal düşünüyorsunuz biraz daha gerçekçi düşünün oturun enstrumanınıza çalışın seviyenizi ilerletin konserler verin albümler çıkartın makaleler yazın besteler yapın çünki bunun için yetiştirildiniz.
Öğretmen olmak istiyorsanız basit bir çözümü var Müzik öğretmenliği bölümüne girin kpss sınavında %10 luk dilime girin ve öğretmen olun..
kolay gelsin....
Kullanıcı avatarı
Semra Fayez
Mesajlar: 95
Kayıt: 05 Haz Pzr, 23:25
Konum: Ankara

TÜM

Mesaj gönderen Semra Fayez »

Sayın Özler! Yazınızın altmetninden konservatuarlıların sorumluluklarını bilip, 'BÜTÜN 'e görevlerini yeterince yapmadıklarını okuyoruz. Ve bunu biz de biliyoruz.

Müzik öğretmenleri eğer sorumluluk bilinciyle çalışıp, görevlerini çok doğru yapmış olsalardı, müziğin durumu şu anda olduğu yerden çok farklı bir konumda olurdu derim ben de. Hemde üst metinden!

Doğu müziği, batı müziği gibi çatışmaların, oyunların içine düşüp zayıflık yaparsak olacak olanda budur. Onun için şimdi şapkalarımızı önümüze alıp, birbirimizi eleştirmekten vazgeçip, daha kompleksiz, daha yapıcı bi biçimde 'BİRLİK' te duruşumuz olmalı! Tüm için.....Müzik için.....
En son Semra Fayez tarafından 05 Şub Pzt, 13:39 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
FAYEZ
Kullanıcı avatarı
oğuz özler
Mesajlar: 14
Kayıt: 28 Oca Cmt, 19:08
Konum: kahramanmaraş

Mesaj gönderen oğuz özler »

Alıntı:
Müzik öğretmenleri eğer sorumluluk bilinciyle çalışıp, görevlerini çok doğru yapmış olsalardı, müziğin durumu şu anda olduğu yerden çok farklı bir konumda olurdu derim bende
Sayın Fayez konuyu biraz açarmısınız
Kullanıcı avatarı
alpozeren
Mesajlar: 49
Kayıt: 23 Oca Pzt, 13:14
Konum: İstanbul
İletişim:

Zorunlu Bir Yanıt

Mesaj gönderen alpozeren »

Sayın ve Değerli Oğuz ÖZLER;

yazacaklarımı, bir "bilim insanı" objektifliği ile, saygıyla ve soğukkanlılıkla okuyacağınıza-değerlendireceğinize dair kuşku duymuyorum. Türkiye Cumhuriyeti için "yaşamsal" önem taşıyan konulardan biri üzerinde, oldukça öfkeli ve de tüm konservatuar mezunlarını hiç haketmedikleri derecede "zan altında bırakan" bir üslupla yazmış olduğunuz son yazınıza; ( 2001 yılı Ekim ayında, en son 750 müzik öğretmeninin atandığı atama döneminde, İstanbul'a, 42 müzik öğretmeni adayı arasında BİLEĞİNİN HAKKIYLA VE BİRİNCİLİKLE ATANMIŞ bir KONSERVATUAR MEZUNU MÜZİK ÖĞRETMENİ sıfatıyla... ) bazı açıklamalar ve yorumlar getirmek; size bazı sorular yöneltmek istiyorum.

1) Bugün; kağıt üzerinde, yalnızca eğitim fakültesi mezunları öğretmen olarak atanabilirmiş gibi görünen süreçte dahi, her atama döneminde atanan müzik öğretmenlerinin yüzde kaçının eğitim fakültesi çıkışlı olduğunu biliyor musunuz???

2) Ülkemizde, nitelikli müzik eğitimi verilebilmesi için ASGARİ olarak yaklaşık 55 bin müzik öğretmenine ihtiyaç bulunan bir süreçte; neden mezun durumdaki konservatuar mezunlarına da, hizmetiçi eğitim takviyesi ile öğretmenlik imkanı tanınarak öncelikle müzik öğretmeni açığının kapatılmasına yönelik yapıcı bir çözüm aklınıza gelmemektedir???

3) Bütün eğitim fakültesi müzik bölümü mezunlarının; gerçekten de nitelikli müzik öğretmenleri olduğuna samimi olarak inanıyor musunuz???
( Çok iddialı bir eğitim fakültesinden mezun olup da daha "transpoze"nin kavram olarak ne olduğunu dahi bilmeyen; çok iddialı bir eğitim fakültesini BİRİNCİLİKLE bitirip de, görev yaptığı resmi müzik kursunun piyano öğrencilerini kurstan ÇALAN meslek ahlakı ile ilgisi bulunmayan piyano öğretmeni gibi örneklerle hiç mi karşılaşmadınız??? )

4) Konservatuar mezunu olup da bilinçsiz münferit çıkışlar yapan insanlardan yola çıkarak geliştirdiğiniz, tüm konservatuarlılara yönelik bilinçsiz ve öfkeli söylemin şahsınıza yakıştığını düşünebiliyor musunuz???

5) Pek çok eğitim fakültesi müzik bölümü giriş sınavının; pek çok konservatuar giriş sınavına nazaran daha zor olduğunun farkında değil misiniz??? ( Zamanında, ben de Marmara Üniversitesi Müzik Öğretmenliği bölümünün ikinci aşama sınavını kazanamamıştım. Ancak bundan dolayı, eğitim fakültelerinin müzik öğretmenliği bölümlerindeki yönetici, eğitimci ve öğrencileri konservatuarlara "tepeden bakmak" ile suçlamak, aklımın köşesinden bile geçmemişti... )

6) Eğitim Fakültesi müzik bölümü mezunu pek çok potansiyel müzik öğretmeninin de yaşam, davranış kalitesi ve idealleri açısından öğretmenlik mesleği ile uzaktan yakından ilgilerinin olmadığının farkında
değil misiniz???

7) Yazınızda; konservatuar mezunlarının yetiştirilme amacı olarak sıraladığınız unsurların, en az konservatuar mezunları kadar müzik öğretmenliği bölümü mezunları için de geçerli olduğunu düşünüyor musunuz, düşünmüyor musunuz???

8 ) Sorunu; adeta, "Fenerbahçe-Galatasaray" futbol takımlarının cahil taraftarlarının anlamsız ve düzmece KAPIŞMASI düzeyine indirgeyerek herhangi bir çözüme ulaşabileceğinize samimi olarak inanıyor musunuz???

9) Son olarak, herşey bir yana; ne denli haklı olursanız olun, bu derece iddialı olarak yazdığınız bir yazıda, en basit Türkçe kurallarına uymak, size ağır bir yük mü geliyor; yoksa, gurup üyelerinin Türkçe konusundaki hassasiyetleri sizin için bir anlam mı taşımıyor??? Oysa, sizin gibi iddialı ifadeler ortaya koyan, öğütler veren bir müzik öğretmenine; herşeyden önce, Musiki Muallim Mektebi'nin kurulması direktifini veren ve hayatta belki de herşeyden çok "TÜRKÇE"ye önem vermiş olan Mustafa Kemal'in öngörüleri doğrultusunda, yazdığınız yazıda kullandığınız Türkçe'ye dikkat etmek, özen göstermek yakışmaz mı???????
( Önemli not: Vahim Türkçe hatalarının, yalnızca sizin yazınızda yer aldığı gibi bir iddiam elbette olamaz. Hatta, diğer bazı yazıların yanında, sizin Türkçe'ye uymayış düzeyiniz masum bile sayılabilir. Ancak siz; oldukça keskin ve iddialı, toptan suçlayıcı bir yazı yazdığınız için bu durumu özellikle size yakıştıramadığımı vurgulamak isterim. Yoksa; size gelene kadar, düzgün Türkçe kullanımının "karanlıkta esnerken dahi ağzını kapatma hassasiyeti düzeyinde değerlendirilmesi" yaklaşımımı ifade ede ede; dilimde tüy, kalemimde mürekkep, klavyemde tuş bitmiş durumda :)... )

Müzik lisansımın yanısıra; gazetecilik ve halkla ilişkiler lisansımın da bir getirisi olarak geliştirmeye çalıştığım "yazı yazma" bilincim doğrultusunda; metninizin, tarafımca Türkçe yazım kurallarına göre düzeltilmiş halini ( darılmaz ve lütfedip incelerseniz... ), bu yazı vesilesiyle paylaşmak isterim:
Öğretmen olmak isteyen, eğitim fakültesinde okur. Konservatuarda okurken tepeden baktığınız eğitim fakülteliler de, sizin kazandığınız bölümleri kazanacak yetenektelerdi. Sizler; "hiçbir şey yapamazsak öğretmen oluruz" zihniyetiyle girdiğiniz konservatuarlarda, TRT'ye kapağı atma hayalleri kurarken, eğitim fakülteliler, daha 1. sınıfta kendilerini öğretmenliğe hazırlamışlardı bile... Duygusal düşünüyorsunuz. Biraz daha gerçekçi düşünün; oturun, enstrümanınıza çalışın; seviyenizi ilerletin; konserler verin; albümler çıkartın; makaleler yazın; besteler yapın. Çünkü, bunun için yetiştirildiniz. Öğretmen olmak istiyorsanız, basit bir çözümü var: "müzik öğretmenliği" bölümüne girin; KPSS sınavında %10 luk dilime girin ve öğretmen olun... Kolay gelsin.


Ben de size; "aynı gemide bulunduğumuzu ve asıl işimizin, geminin limana sağ salim yanaştırılması olduğunu" anımsatarak, tüm çalışmalarınızda kolaylıklar diliyorum.

Selam ve saygılarımla.

Alp Özeren
Kullanıcı avatarı
oğuz özler
Mesajlar: 14
Kayıt: 28 Oca Cmt, 19:08
Konum: kahramanmaraş

Mesaj gönderen oğuz özler »

Sayın ve değerli Alp Özeren;
Sorularınıza bilgilerim doğrultusunda cevap vermeye çalışacağım.
1-
Bugün; kağıt üzerinde, yalnızca eğitim fakültesi mezunları öğretmen olarak atanabilirmiş gibi görünen süreçte dahi, her atama döneminde atanan müzik öğretmenlerinin yüzde kaçının eğitim fakültesi çıkışlı olduğunu biliyor musunuz???
Son 4 yıldır ataması yapılan Müzik Öğretmenlerinin %100 ü Eğitim Fakültesi çıkışlıdır.
2-
Ülkemizde, nitelikli müzik eğitimi verilebilmesi için ASGARİ olarak yaklaşık 55 bin müzik öğretmenine ihtiyaç bulunan bir süreçte; neden mezun durumdaki konservatuar mezunlarına da, hizmetiçi eğitim takviyesi ile öğretmenlik imkanı tanınarak öncelikle müzik öğretmeni açığının kapatılmasına yönelik yapıcı bir çözüm aklınıza gelmemektedir???
Milli Eğitim bakanlığının açıkladığı son verilere göre Türkiyedeki müzik Öğretmeni açığı 8 bin civarındadır.Türkiyede her yıl tüm branşlardan toplam 40 bin öğretmen atanmaktadır.2002-2005 yılları arasında alınan müzik öğretmeni sayısı 150 yi geçmemiştir.2001 yılından beri sırada bekleyen Eğitim fakültesi mezunları 5 binden fazla..Hadi bu yıl 20 bin müzik öğretmeni alıyoruz deseler,hepimizi atasalar önümüzdeki yıllarda mezun olacak eğitim fakültesi mezunları ne yapacak?
3-
Bütün eğitim fakültesi müzik bölümü mezunlarının; gerçekten de nitelikli müzik öğretmenleri olduğuna samimi olarak inanıyor musunuz???
İstisnalar hariç çoğunun nitelikli bir müzik öğretmeni olduğuna inanıyorum.
4-
Konservatuar mezunu olup da bilinçsiz münferit çıkışlar yapan insanlardan yola çıkarak geliştirdiğiniz, tüm konservatuarlılara yönelik bilinçsiz ve öfkeli söylemin şahsınıza yakıştığını düşünebiliyor musunuz???
Bu sorunuz için ayrı bir anket yapalım eminimki birçok arkadaşım burada yazamasalar dahi benimle aynı şeyi düşünüyorlardır..
5-
Pek çok eğitim fakültesi müzik bölümü giriş sınavının; pek çok konservatuar giriş sınavına nazaran daha zor olduğunun farkında değil misiniz???
Daha zor olduğunun tabiki farkındayım sebebi ise bu bölümlerin "MÜZİK ÖĞRETMENİ" yetiştiriyor olmasıdır.
6-
Eğitim Fakültesi müzik bölümü mezunu pek çok potansiyel müzik öğretmeninin de yaşam, davranış kalitesi ve idealleri açısından öğretmenlik mesleği ile uzaktan yakından ilgilerinin olmadığının farkında
değil misiniz???
Müzik Öğretmenliği mezunu olup da bilinçsiz davranışlar yapan insanlardan yola çıkarak geliştirdiğiniz, tüm Müzik Öğretmenlerine yönelik bilinçsiz ve öfkeli söylemin şahsınıza yakıştığını düşünebiliyor musunuz???
7-
Yazınızda; konservatuar mezunlarının yetiştirilme amacı olarak sıraladığınız unsurların, en az konservatuar mezunları kadar müzik öğretmenliği bölümü mezunları için de geçerli olduğunu düşünüyor musunuz, düşünmüyor musunuz???
Kesinlikle düşünüyorum.
8-
Sorunu; adeta, "Fenerbahçe-Galatasaray" futbol takımlarının cahil taraftarlarının anlamsız ve düzmece KAPIŞMASI düzeyine indirgeyerek herhangi bir çözüme ulaşabileceğinize samimi olarak inanıyor musunuz???
İnanıyorum düşüncelerimi bu şekilde anlatmasaydım siz bu cevabı yazmayacaktınız.Dikkat ederseniz bu başlık 50 gün önce açılmış ve Süleyman hocam birgün sonra benim söylediklerimin aynısını dolaylı bir yolla anlatmış.Neden o zaman bir cevap yazmadınız?
9-
Son olarak, herşey bir yana; ne denli haklı olursanız olun, bu derece iddialı olarak yazdığınız bir yazıda, en basit Türkçe kurallarına uymak, size ağır bir yük mü geliyor; yoksa, gurup üyelerinin Türkçe konusundaki hassasiyetleri sizin için bir anlam mı taşımıyor???
Bir gazete veya dergide köşe yazısı yazmıyorum burası adı üstünde serbest kürsü sanal alemdeki bu tip yazışmalarda imla kurallarına veya noktalama işaretlerine uyulup uyulmaması benim için çok önemli değil..
Ben de size; "aynı gemide bulunduğumuzu ve asıl işimizin, geminin limana sağ salim yanaştırılması olduğunu" anımsatarak, tüm çalışmalarınızda kolaylıklar diliyorum.
Tabikii aynı gemideyiz biz bir geminin limana nasıl yaklaştırılacağını öğretiriz siz ise gemiyi limana yaklaştırırsınız...
Bendende hepinize selamlar...
Kullanıcı avatarı
alpozeren
Mesajlar: 49
Kayıt: 23 Oca Pzt, 13:14
Konum: İstanbul
İletişim:

Sayın Oğuz Özler'in Yanılgılarına Dair

Mesaj gönderen alpozeren »

Sayın ÖZLER;

herşeyden önce, size "GERÇEKTEN KİBAR OLAN, KARANLIKTA BİLE ESNERKEN AĞZINI KAPATIR" yaklaşımını bir kez daha anımsatarak söze başlamak istiyorum. "Bu gibi guruplarda yazım kurallarına özen göstermek gerekmez" şeklinde bir yaklaşım, sizin de belirtmiş olduğunuz gibi; ancak şahsi fikriniz olabilir. Ancak DOĞRU VE GÜZEL OLAN ( hele hele bu yazıyı yazan bir öğretmen ise... ) kafanız ne kadar bozuk ve karışık olursa olsun, DÜZGÜN TÜRKÇE İLE YAZABİLMEKTİR... Bilmemek değil; öğrenmemek ayıptır. Eğer Türkçe yazım kurallarını bu yaşınıza kadar öğrenememişseniz ( ki ne yazık ki, ülkemizde çok önemli mevkilere dahi gelip Türkçe konuşup yazamayan insanlar heryerde karşımıza çıkabilmekte... ) bu sizin suçunuz olmamakla birlikte; bunun savunulacak herhangi bir tarafının olmadığı da aklıbaşında herkesçe malumdur. O nedenle; sizin Türkçe yazım kurallarına uymanızın haklılık ya da haksızlığını tartışmak, herşey bir yana BİLİM DIŞI olacaktır. İyisi mi, sizin TÜRKÇE ye saygı düzeyinizi şimdilik tartışma dışında tutalım...

BİLGİ VE İFADE HATALARINIZA GELİNCE;

1) 2003 yılında, Ekim ayında; "Cumhuriyetimizin 80. Yılında Müzik Sempozyumu"nda,
Malatya İnönü Üniversitesi'nde, Prof. Dr. İsmail BOZKAYA Hocamız tıpkı sizin iddia ettiğiniz gibi; müzik öğretmenlerinin yalnızca eğitim fakültesi çıkışlı olduğunu iddia ettiği sırada; oturum başkanı Prof. Dr. Ali SEVGİ; kendisine, 2003 yılındaki son müzik öğretmeni atamasında, atanan yaklaşık 50 öğretmenin yarıdan fazlasının eğitim fakültesi dışından olduğunu belirtti ve Sayın İsmail BOZKAYA da iddiasındaki yanılgıyı kabul edip özür diledi. Son dört yıldır müzik öğretmenleri %100 eğitim fakültesi çıkışlı derken bu iddianızı bilimsel olarak desteklemiyorsunuz. Size tavsiyem; özellikle istatistiki verilerle konuşurken, söylediklerinizi bilimsel kaynaklara dayandırmanız. Farkındaysanız; 2003 yılı, yani Sayın BOZKAYA'NIN bilgi hatasından dolayı, İnönü Üniversitesi'nde ve herkesin içinde özür dilemek zorunda kaldığı yıl sizin dört yıllık iddia alanınıza giriyor. Bu durum da sizin olaylara ve konulara yaklaşımınızdaki BİLİMSELLİK DÜZEYİNİZ hakkında, daha işin başında oldukça olumsuz bir izlenim yaratıyor.

2) Ülkemizin müzik öğretmeni ihtiyacına dair referans olarak Milli Eğitim Bakanlığı'nın rakamlarını esas alışınız, gerçeklerden ne denli uzak oluşunuzun önemli bir kanıtı. Sitemizdeki bildirileri hiç mi okumuyorsunuz??? Atamalardaki müzik öğretmeni sayısının "elli"lerden "ikiyüzelli"lere yükseltilişi için verilen mücadelelerden hiç mi haberiniz yok??? Verdiğim "yaklaşık 55 bin" rakamının referansları, Gazi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali UÇAN ve Müzik Eğitimcileri Derneği Genel Başkanı Refik SAYDAM'dır. İsimlerini ve çalışmalarını duymuşsunuzdur, kim olduklarını biliyorsunuzdur sanırım???

3) "İstisna" diye bir kavramın varlığından haberdar olduğunuza göre; siz de değerlendirmelerinizi yaparken "istisna"ları gözönünde bulundurmak durumundasınız.

4) Size bu sitenin bilimsel bir site olduğunu bir kez daha ve ısrarla anımsatmak isterim. Siz; anketin sonucunu baştan ilan ettikten sonra, o anketin yapılmasına ne gerek var ki?? Kendi önyargılarınızı bir ankete dayandırma eğiliminiz, saplantılarınızı bilimsel kılabilme çabası mıdır acaba??? Dediğim gibi; gerçek ( düzmece olmayan, önyargılar ve yönlendirmeler içermeyen ) bir anketin sonucunun önceden %100 bilinebildiği, insanlık tarihinde görülmüş bir şey olmamakla birlikte siz, sanıyorum ki bu konuda da son derece kararlısınız: BU ANKET SİZİN ÖNGÖRDÜĞÜNÜZ GİBİ SONUÇLANACAK YA DA SONUÇLANACAK :)

5) Bu maddede benim sorduğum soruyu çarpıtmışsınız. Ben; eğitim fakültelerinin giriş sınavlarının daha zor oluşuna dair bir değerlendirme ya da yargılama ortaya koymadım ki. Benim yazdığım beşinci maddeyi bir daha ve dikkatle okuyup anlamaya çalışınız lütfen...

6) Sizin ciddi anlamda Türkçe eğitimine ihtiyaç duyduğunuzun kanıtı da bu maddedir. Herşeyden önce "davranış" yapılmaz... "davranışta bulunulur" ya da "davranılır"... İkincisi, herhalde kendi cümleleriniz tükenmiş olacak ki; son derece tutarsız biçimde benim cümlelerimi aynen bana yöneltme ihtiyacı duymuşsunuz. Üçüncü ve en vahim noktaya gelecek olursak; ALLAHAŞKINA BENİM YAZDIĞIMI BİRKAÇ KERE DAHA OKUYUNUZ. SİZCE; "Pek çok potansiyel müzik öğretmeni" ifadesi tüm müzik öğretmenlerini mi içerir??? Akıl var, vicdan var. Göz var, nizam var. Sizin algılayışınıza göre; " pek çok: hepsi " midir??? Kaldı ki ben de bir müzik öğretmeniyim ve en iyilerinden biriyim. YAZIMIN HERHANGİ BİR YERİNDE; "TÜM MÜZİK ÖĞRETMENLERİNE YÖNELİK" ÖFKELİ VE BİLİNÇSİZ BİR SÖYLEM GÖSTERİN; BUGÜN MÜZİK EĞİTİMCİLİĞİNİ BIRAKAYIM. BİRAZ İNSAF, VİCDAN VE DE MANTIK LÜTFEN!.. Ben pek çok der iken siz; bu yazınızın sonunda dahi fanatik bir futbol taraftarı edasıyla; "hepinize selamlar" diye bir ifade kullanıyorsunuz... Şunu hemen ifade etmek isterim ki, BEN, yazdıklarımı Alp ÖZEREN olarak ve kendi adıma yazıyorum. Siz, yazdıklarınızı bir ekip olarak mı yazıyorsunuz ki, karşınızdakini de o şekilde damgalamaya cüret ediyorsunuz. Size de BİREY OLABİLMEK İÇİN GEREKLİ ÇABAYI HARCAMANIZI TAVSİYE EDERİM. Belki o zaman içinde bulunduğunuz "tribün sendromu"ndan biraz olsun sıyrılabilirsiniz...

7) Kesinlikle düşündüğünüze göre; bir an önce düzgün Türkçe yazıp okuma egzersizlerine başlamanızı; öncelikle sitemizde yer alan bildiri ve makaleleri ( ama kendinizi vererek, önyargılarınızdan sıyrılarak ve anlamaya çalışarak... ) okumanızı, sonra da BİLİMSEL YAZILAR YAZABİLME DENEMELERİNE başlamanızı öneririm. Öğrencileriniz de buna sevineceklerdir eminim...

8 ) Sayın Süleyman Tarman olaylara ve konulara sizin ( şahsınızı kastediyorum... Ben, söylemlerimde, sizin yaptığınız gibi; karşımdaki kişiyi herhangi bir sürünün parçası olarak algılamıyorum... ) gibi at gözlüğüyle bakmadığı için; çok daha DEMOKRATİK olabildiği için ve de en önemlisi çok daha saygılı, seviyeli, terbiye sınırları içinde bir üsluba sahip olduğu için yazma gereği duymadım. Siz ise; düşüncelerinizi Türkçe anlatma ve yazılanları anlama yönündeki eksikliğinizi örtbas etmek için dahi konuyu çarpıtma eğilimindesiniz. Aslında şu anda size ne yazarsam yazayım; söylediklerimin sizin algılayabildiğiniz kadar olduğunun bilincindeyim. Siz en iyisi, vakit buldukça, lütfedip, sitemizde yer alan on tane yazımı ağır ağır okuyunuz. Demek istediklerimi, o zaman çok daha iyi anlayacaksınız. Sonra zaman içinde, dilerseniz yine fikir alışverişinde bulunuruz.

9) Siz bir öğretmensiniz. Sırf bu nedenle dahi, bu son söylediğiniz inanın şaka gibi geliyor. Bu tutumunuzla; olsa olsa, evini yalnızca misafir gelirken derleyip toparlayan; diğer zamanlarda o evde sürekli yaşayan ailesi için herhangi bir özen göstermeyen pasaklı insanları ya da
dersten kaçıp internet kafeye gidip bilgisayarı yalnızca oyun amaçlı kullanabilen, kafası karışık öğrencileri çağrıştırıyorsunuz. Daha önce de söylediğim gibi; beni asıl tedirgin eden şey, sizin "yanlış" olanı, bir yolunu bularak yasallaştırma, kabullendirme çabanız. BENİM İÇİN; HA EVİMİN KAPISININ ÖNÜNE ÇÖP DÖKMÜŞSÜNÜZ; HA KÖTÜ BİR TÜRKÇE KULLANMIŞSINIZ, AYNI ŞEY. BAŞKALARI ALDIRMAYABİLİR. ANCAK DEDİĞİM GİBİ, BANA HİTABEN YAZDIĞINIZ HERHANGİ BİR YAZIDA ÜSTELİK DE BİR ÖĞRETMEN OLDUĞUNUZA GÖRE "DÜZGÜN TÜRKÇE" KULLANMANIZI İSTEME HAKKIM VAR; BUNU DA SAKIN UNUTMAYIN... EĞER DÜZGÜN TÜRKÇE KULLANMAMAKTA ISRAR EDECEKSENİZ; BU, OLSA OLSA SİZİN BU KONUDAKİ ACZİNİZİ, ZAVALLILIĞINIZI GÖSTERECEKTİR...

En kısa sürede "siz"-"biz" kompleksinizden, ayrımcılığından sıyrılabilmeniz ve "BİZ" bilincine erişebilmeniz umuduyla.

Şahsınıza ( eğer benim gibi tek başınıza yazabiliyorsanız... ) Saygı ve Selamlarımla.

Alp Özeren
Kullanıcı avatarı
Semra Fayez
Mesajlar: 95
Kayıt: 05 Haz Pzr, 23:25
Konum: Ankara

BİZ!

Mesaj gönderen Semra Fayez »

"En kısa sürede "siz"-"biz" kompleksinizden, ayrımcılığından sıyrılabilmeniz ve "BİZ" bilincine erişebilmeniz umuduyla"

Sayın Alpözeren'in bu sözüne tüm içtenliğimle katılıyorum ve bu kadar zormu "BİZ" olabilmek diyorum......

"En kısa sürede "siz"-"biz" kompleksiMizden, ayrımcılığından sıyrılabilmeMİZ ve "BİZ" bilincine erişebilmeMiz umuduyla"

Sayın Özeren! Ben denilen de bu şekilde değiştirdi , sizin SÖZünüzü:)
FAYEZ
Kullanıcı avatarı
alpozeren
Mesajlar: 49
Kayıt: 23 Oca Pzt, 13:14
Konum: İstanbul
İletişim:

yapıcı bir değişiklik

Mesaj gönderen alpozeren »

Sayın Fayez;

"söz"deki değişiklik gerçekten iyi oldu. "BİZ"i birkaç adım daha ileri götürdü üstelik; teşekkürler :)

Alp Özeren
Kilitli