Abhaz Halk ezgilerinde Kızılderili motifleri

Doğrudan müzikle ilgili olan konulara yer veriniz.
Cevapla
mahiye
Mesajlar: 143
Kayıt: 16 Haz Prş, 13:39

Abhaz Halk ezgilerinde Kızılderili motifleri

Mesaj gönderen mahiye »

Abhaz Halk Ezgilerinde Pentatonik Kızılderili Motifleri

Ulusal Kanal televizyonunda Kiraz Perinçek tarafından çekimi yapılmış olan “Düzce Yeşilyayla Şenlikleri” adlı belgeseli bir yıl arayla tekrar izlediğimde yeni güzellikler ve özellikler fark etmeye başladım. Bu özellikleri yazmaya, bu saptamalarımı müzik bilimcilere, araştırmacı müzikologlara ve sosyal tarihçilere açmaya karar verdim.
Abhaz halk danslarında yapılan vokal doğaçlamalarda görülen bir çok özellik Amerikan yerli halk ezgileri (Kızılderili müzikleri) ve danslarıyla benzerlik göstermektedir.

Abhaz dans müziklerinin Kızılderili müziğiyle benzer özellikleri:
1.Dans sırasında tahtaya vurarak ritim tutanların çıkardığı doğaçlama vokal ezgiler çoğunlukla pentatonik özellikte olup Amerikan yerli müziğinin ana karakteriyle örtüşmektedir.
2.Bu doğaçlama vokallerde çıkartılan haykırışlarda Amerika yerlilerinin haykırışlarıyla örtüşme vardır.
Abhaz haykırışı: “Yooo heyyo hooo heyyo hooo…”, “Vo veyda yo ho ho…”
Kızılderili haykırışı: “Yo ho hey hooo, yo ho hey hoo…” (Bkz. M.Morgül, Eğitimde Dramaya Merhaba, “Gluskabi’nin Av Şarkısı”. KÖK yay. Ankara 1999)

Dans figürlerinde dikkat çeken benzerlikler:
1.Abhaz dans ayak uçlarında ve ayakkabısız yapılmaktadır.
2.Figürler tamamen ayaklardadır. Geyik çevikliğinde ayak figürleri vardır. Ayak uçlarının ne zaman yere dokunduğu adeta takip edilememektedir.
3.Dans açık alanda, alkışlayanların ortasında ve herkesin önünden geçilerek yapılmaktadır.

Sosyal açıdan benzerlikler:
1.Kolların dirsekten kırıldığı anda görülen figür Kızılderili savaş danslarını çağrıştırmaktadır.
2.Kızlar ve erkekler birlikte dans ederler, evlilikte kendi eşini seçmede özgürdürler. Kızılderili kadınlar da erkekleriyle eşit pozisyondadır.
3.Yeşilyayla (Bıçkı) köyündeki Abhazların geleneksel işleri ağaç işçiliğidir. Bu işin ürünü olan büyük bir kalas meydana uzatılır. Dansın temel ritim çalgısı bu büyük kalastır, üzerine düzgün kesilmiş sopalarla vurularak çalınır.
Kızılderililerin de dansları büyük ağaç oyma bir heykel (totem) etrafında yapılmaktadır. Ağaç kutsaldır ve ağaç işleme önemlidir.
4.Belgeselde konuşan bir bey buraya nasıl göç ettiklerini anlatırken, GÖÇ ÖNCESİ yerine getirilen bir kuralı aktardı; önce seçici birlik gönderilirmiş. Kafkasların kuzeyinden bu yaylaya 1861’de gelmeden önce, yer beğenmek üzere bir seçici birlik göndermişler. Bu seçici birlik, geldikleri yerle aynı özellikte bir yer bulunca geri gidip diğer göçe karar verenleri alıp getirmiş. İstanbul Çamlıca tepesi beğenmedikleri yere örnekmiş.
Seçilen yerin geldikleri yerle aynı özellikte olması çok değerli bir ipucudur. Orman içinde ve yüksek yaylalarda yaşama geleneği Kızılderililerle örtüşür.
Göç öncesi gidilecek yere seçici birlik gönderme kuralı, bize Uygur’un Kaşgar dağlarından çıkıp Karadeniz’in Kaçkar dağlarına nasıl gelindiğine de ipucu verir. Geçen yıl Afganistan’dan bir Özbek aşireti sözcüsü diyordu ki; “Eğer Türkiye’de bize benzer bir yayla verilirse geliriz.” Göç kuralı hala geçerli demek ki! (Bu arada, İran Kaşgari Türkmenlerinin yayla yaşantıları araştırılmayı bekliyor.)
Bu belgeseli bize kazandıran Kiraz Perinçek’e ve yayınlayan Ulusal Kanal televizyonuna teşekkürlerimle…
* Kaynak: Düzce Yeşilyayla Şenlikleri /Ulusal Kanal
*Yapım: Kiraz Perinçek
Not: İlgi duyanlara, notaya aldığım bu doğaçlamaları verecekleri adrese kargo gönderebilirim.
8.8.2006

NOT: Ankara'da emekli müzik öğretmeni arkadaşımız Hilal Arslan aynı zamanda folklör araştırmacısıdır. Halk danslarında giysiler ve takılar üzerine çalışması var. Onun bize önerdiği bir sergiden söz edeceğim. Edremit Tahtakuşlar Köyünde bir özel müze var; tüylü gelin başları varmış o müzede.
Daha nice Yörük Türkmen eşyası, süs ve takıları varmış orada. Eski KÖy enstitülü bir öğretmen kendi topladıklarıyla köyünde kendi evini müze yapmış, oğlu devam ettiriyormuş. Nasıl güzel bir haber değil mi? Yolunuzu o rtarafa düşürmeye bakın, Edremite 60 kilometre uzaklıktaymış.
Haluk Tarcan hocamız diyordu ki HUN demek ON demek, eski Hunlarda başına on tüy takmak tanrısal on özelliğe sahip olmaktı... Madeni paraya bile on tüylü baş resmetmişler.
Ne harika değil mi?

M.Morgül
ellanika
Mesajlar: 8
Kayıt: 06 Ağu Pzr, 20:21
Konum: istanbul

Mesaj gönderen ellanika »

Kızılderililer ve Türkler kitabında,Türkler ve Kızılderililerin aynı ana soy kütüğünde yer aldığını ele alınmıştı.

Finlilerinde ataları olarak kabul ettiği Ugor'larla,Asya Kızılderilileri'nin kaynaşmasıyla meydana gelmiştir Türkler...Berring Boğazı'ndan geçenler Alaska üzerinden Amerika kıtasına yayılmış,bunu başaramayanlar(ki o tarihteki iklim şartları konusunda bilgi sahibi değilim)Ugorlarla kaynaşarak ''Türk'' ırkını oluşturmuştur.

Benim görüşüme göre kültürel bazı öğeler,yaşam biçiminin bir kısmı tarihin bir döneminde mutlaka karşılaştığımızdır.A.B.D'de ''Red İndian''olarak anılırlar.Fakat,fiziksel özelliklerine bakıldığında pek de gerçekçi bir temele oturtamayız.

Saygılar...
mahiye
Mesajlar: 143
Kayıt: 16 Haz Prş, 13:39

Mesaj gönderen mahiye »

Ellenika/ Küçük Yunanlı takma adı kullanan arkadaşım, sessel/fonetik akrabalıklar üzerinde yaptığım bu arayışlarımın temelinde Macar müzikolog Sultan Kutay (Zoltan Kodaly) araştırmaları vardır. Onun bulgularını bizim coğrafyamızda da görmek benim dünyamı büyütüyor, pencerelerim açılıyor, müzikal arayışalrımın evrenselliğini gösteriyor. Ben yeni bir şey ispatlıyor değilim, sadece EVET, BU KONUDA DAHA ÖNCE ORTAYA KONULMUŞ BELGELER GALİBA DOĞRUDUR demeye çalışıyorum.

Şimdi size bu gün öğrendiğim bir fonetik benzerlik daha: Teke yöresinde keçileri dağdan toplarken söylenen çığırış; "UYYYY Yİ Hİİİ!"

Kendi memleketim Rize ve Artvin halk oyunları içerisinde oyunculara şevk vermek üzere bir haykırış vardır; "İ HU HU!"

Var mı sizin de bu tür bildiğiniz haykırışlar? Eğer fonetik açıdan bakarsanız, siz de benzer sesler görürsünüz, ben türkiye'nin her yerini yerel özellikleriyle inceleyebilme özelliğinde değilim.

Derlediğim bebek nazlatmalarının sayısı kaç oldu biliyor musunuz? 53. Sadece çimdik çimdik oynananların sayısı 20 tane. Şu zenginliğe bakar mısınız? Bu gün tesadüf son derlediğim KIRIM'dan gelemiş bir ailedendi. Kırım Türklerinin bir bölümü de Finlandiya'da yaşamaktadır. Kutay'ın kaynaklarında Finlandiya pentatonik ezgi coğrafyasında var.

İyilikle kalın.
Not:Bu sitede etik olmayan bir durum devam etmektedir. Adınızı ve müzikle bağınızı belirtirseniz daha çağdaş /medeni bir iletişim olurdu.

Mahiye Morgül
Kazuya07
Mesajlar: 1
Kayıt: 23 Şub Pzt, 9:37

Re: Abhaz Halk ezgilerinde Kızılderili motifleri

Mesaj gönderen Kazuya07 »

Sayın Kemancı2,

Bu forumda reklam amaçlı linklere izin verilmemektedir. Reklam yapmaya devam etmeniz halinde mesaj bırakmanız engellenecektir.
Pass your certkiller and learnalanguage - learning japanese in first try by using our guaranteed russian learning and Pennsylvania State University
Cevapla