BİLDİRİLER |
KAVRAMSAL SANATTA İLETİŞİM SORUNSALI *
Ondokuz Mayıs Üniversitesi
Eğt.Fak. GSEB. Öğr. Üyeleri
* I. Buca Eğitim Fakültesi Uluslararası
Görsel Sanatlar Buluşması Bildirisi
15-30 Eylül 2005, DEÜ, İzmir.
ÖZET
Bu araştırmada, sanat
tüketicilerinin kavramsal sanata olan geri bildirimlerinin saptanması ve bu
saptamalar ışığında kavramsal sanatın daha iyi anlaşılabilmesine yönelik bir
çalışma yapılması amaçlanmıştır.
Araştırma “tarama” modeli
kullanılarak gerçekleştirilmiş, herhangi bir evren, örneklem saptaması
yapılmadığı gibi istatistiksel bir teknik de kullanılmamıştır. Sorunsalı
saptamak için literatür taramasının yanı sıra internet üzerinden yurt içi ve
yurt dışında yapılan sayısız taramalar sonucunda Ekşi Sözlük isimli internet
sitesi ile Curt Cloninger’in eleştiri yazılarından elde edilen görüşlere yer
verilmiştir.
Bu görüşlerden, izleyicilerin
çoğunun kavramsal sanat nesnesine, geleneksel sanat nesnesi mantığı ile
yaklaştıkları için nesne ile iletişim kurmada ve onu anlamlandırmada
zorlandıkları saptanmıştır. Bu zorluğun aşılabilmesi için bildirinin sonraki
kısmında kavramsal sanat akımının öncülerinden Sol LeWitt’in “Kavramsal Sanat
Üzerine Paragrafları”na yer verilmiştir.
Ayrıca buna ek olarak bazı kavramsal sanatçıların değişik alanlarda
yaptığı başlıca eserlerin açıklamalı örneklerine yer verilerek araştırma tamamlanmıştır.
Bu araştırmanın kavramsal sanatla ilgili ileride yapılacak olan diğer
araştırmalara ışık tutması beklenmektedir. Kavramsal sanat; sadece fikir iyi
olduğu zaman iyidir.
COMMUNICATION PROBLEMATIQUE IN THE CONCEPTUAL ART
ABSTRACT
This
research have aims to determine of feedbacks to conceptual arts which given by
the observers and context of this determines to serve better understanding and
perceiving of the conceptual arts.
The research
is prepared with the use of “survey method”, neither a global and exemplar
model definition was explained; nor any statistical technique was administered.
For determine of the problematic, beside of the literature survey, both
national and international internet sites search was used. Finally there was
referenced of Ekşi Sözlük web site and critics of Curt Cloninger.
There had
been determining from this arguments the most of the observers had approach to
conceptual art work like a traditional -or known- art work. In this frame there
had been understood that they had communicate and perceive problems with the
conceptual art work. For the pass over these difficulties there was referenced
of Sol LeWitt’s “Paragraphs on Conceptual Art” which of the avan-garde artist
of the conceptual idea. In addition to this it was referenced of the primary
works from different conceptual artists with their explanations. It has been
expected that this research will be lighten for the future research about
conceptual arts. Conceptual art is good only when the
idea is good.
GİRİŞ
Gündelik
konuşma dili bir göstergeler dizgesidir. Ancak toplumsal ve tarihsel yaşamın
kendine özgü gereksinimlerini karşılamak üzere matematik, tıp, bilgisayar dili
vb. gibi yapay dil yetileri de geliştirilmiştir. İşte sanat da bu özgül dil
yetilerinden biridir. Nasıl ki hekimler
tıp dilini kullanıyorlarsa sanatçılarda sanat dilini kullanırlar. Bu dilin
oluşumunda ve kullanılış biçiminde sanatçının düşünsel süreci büyük önem taşır.
Öncelikle sanatçının bilincinde duyumsadıklarını ve anlatmak istediklerini
sanatsal imgelere dönüştürdüğü özel bir dünya oluşur. Düşünsel hazırlık evresi
olarak da adlandırabileceğimiz bu aşamanın alıcıya ulaşabilmesi için maddesel
bir yapıya bürünerek nesnelleşmesi gerekir. Sanatsal düşüncenin maddeleşmesi
demek tıpkı insanın düşünsel etkinliğinin diğer biçimlerinin nesnelleşmesinde
olduğu gibi göstergebilimsel bir nitelik taşır. İmgelerle yürütülen düşüncenin
göstergeler dizgesi biçiminde kurulmasının, sanatın bildirim işlevi bakımından
büyük önemi vardır.
Sanat,
“sanatçı-sanat nesnesi-alıcı” biçiminde bir dizge kurar; burada sanat nesnesi
terimi, bir gösterge ya da daha çok bir göstergeler bütünüdür. Başka bir
ifadeyle bu dizge, sanatsal iletişim süreci olarak da adlandırılabilir. Böylece
sanat nesnesi, sanatçının bilincinde oluşan imgeyi; alıcının kendi öz
bilincinde kavrayabilmesine ve yeniden kurabilmesine olanak veren bir çeşit
şifre olarak ortaya çıkar. Bu şifre, çoğu durumda sanatın bilinen formlarında
işe yararken, kavramsal sanat söz konusu olduğunda bir takım iletişim
sorunlarının yaşanabildiği gözlenmiştir.
Bu
çalışmada, alıcıların kavramsal sanata olan geri bildirimleri araştırılmıştır.
Bu amaç doğrultusunda, internet üzerinde yapılan sayısız taramalar sonucunda
aşağıdaki görüşlere yer verilmesi uygun bulunmuştur. Araştırmadan elde edilecek
bulguların kavramsal sanatın ve bu sanatla uğraşan sanatçıların daha iyi
algılanmasında yararlı olacağı umulmaktadır.
“Ekşi
Sözlük” isimli internet sitesinde (http://sozluk.sourtimes.org) yer alan ve insanların
hiçbir kaygı duymaksızın “kavramsal sanat” üzerine yazdıkları birbirinden
ilginç bazı çarpıcı mesajlar aşağıda verilmiştir.
1. Az önce elimdeki kahve fincanına
sigara külü dökmekle oluşturmuş olduğum sanat. Derin manayı sanatseverlerle
paylaşmak için ofisimde bekliyorum.
2. İşyerimde bir saat kadar önce
örneğini sergilediğim sanat. Eser, işyerinin güzel kokması için yakılan
tütsülerin yerde biriken küllerine fark etmeden basılması sonucunda oluşan bot
izi şeklindedir. Sanat eserine karşı ilk ve tek eleştirel yaklaşım, olayı gören
bir çocuğun "abi süpüreyim burayı" şeklinde oluşmuştur. Sanat eseri
süpürülmüş ve eleştirmen kovulmuştur mekândan. Olay budur.
3. Çoğunluğu "sallasam kavramsal
sanat olur" mantalitesiyle ortaya konulmuş işler topluluğu.
4. Kavramatik sanatçılar arasındaki
ortak yön, asla seyredilmek için bir yapıt oluşturmak istememeleridir; ront
hadisesine kökten karşıdırlar yani. Yapıtlarıyla kavramlar ve analizler öneren
bu sanatçılar, angut buldukları seyirciyi bunları anlamaya, çözmeye, kendi
düşüncesiyle tamamlamaya çağırırlar; seyirci de bir halt anlamaz, sevinir
bizimkiler bittabii..
5. Kavram-kavramak ikilisinden yola
çıkacak olursak; yaptığını iddia eden kişinin sadece “kendi kendini tatmin”
edebileceği ve sadece kendi kendine yaşayabileceği bir saçmalıktan öteye
gidemeyen bir sanat dalıdır.
6. Bir geçiş dönemi sancısıdır.
Umuyorum.
7. Bu tür adamlar yüzünden "ben
anlamıyorum, hatta nefret ettim bu garip şeylerden”, aha bu ne, karpuza
benziyor ama değil galiba, neyse ‘yengen evde balık bekler’ diye düşündüğümüz sergilerde
rezil olmamak için yüz milyonlarca kişiyle birlikte ‘amcam aşmış ya, ulaşmış
nirvanaya, çözmüş hayatın anlamını’ dememiz gerekir. Baba nerede sanat? Sen
bunları yaparken o an'a ait her şey diyorsan ben orada değildim, bana kalmamış
bir şey, çiz şurada deniz/dağ/doğa resmi hızlı ressam gibi, anlayalım en
azından ya" dedirtir.
8. Kavramsal sanat, arka plandaki
kavramsallığın bilgisine nail olmayı gerektirdiğinden, üstelik kavram dediğimiz
nane dille fazlasıyla iç içe olması nedeniyle demagojiye gayet müsait
olduğundan, her laf cambazının her hangi bir nesneye uydurmasyonel bir
sanatsallık iddiası yakıştırmasıyla oluşturulabilir bir sanattır.”
9. 1691'de Henry Flynt, "malzemesi
kavram olan sanat"tan söz ederek, "kavramsal san'at" terimini
ilk kullanan olmuş, elaleme caka satmıştır. Kavramsal sanatın uygulayıcıları
tuval, fırça gibi bildik gereçlerden yararlandıkları gibi, sanat dışı alanlara
özgü aygıtlar da kullanmaya çalışmışlardır; misal adını vermek istemeyen bir
sanatçımız yapıtlarında zımba, erişte, pandispanya, böcek gibi aygıtlardan
faydalanmaya kalkmış, ezmiştir garipleri, yazık.
10. Örneğiyle ilk defa Akmerkez'de
karşılaştığım sanat türüdür bu. "Sanat Akmerkez'de-II" adlı bir sergi
turu varmış. Merak ettik nedir, gidelim, görelim, öğrenelim dedik. Önce gözüme
çarpan, bakır borulara takılmış beyaz tüyden kazkanatları oldu. Acayip bir
ritim ve kafası koparılmış bir hayvanın ölüm refleksini andırır bir hareket ile
açılıp kapanan belki de yüz çift kanat. Tamam dedim sanattır, mutlaka vardır
bir mesajı. Arkamı döndüm değişik bir manzara. Dört kasa elma vardı bir kenara
dayanmış. Önce işportacının biri kaçak tezgâh açmış galiba diye düşündüm. Aman
şimdi zabıtalar gelip garibanın tezgâhını toplar götürür diye biraz da tedirgin
olmadım değil. Bari zabıtalar gelmeden şuradan iki kilo elma alalım da
adamcağız ekmek parası kazansın diye yanına gittim. Fakat yaklaşınca elmaların
buruşmuş ve çoğunun da çürümüş olduğunu görünce bunun sanat olduğunu anladım,
zaten elmaların üzerinde fotoğraf vardı. Tamam dedim verilen mesaj açık! Elmaya
fotoğraf yapışık ise yemeyin, çürümüş olabilir. Daha sonra gözler apayrı bir
manzaraya takıldı. Şeffaf pleksiglas levhalara mavinin tonları ile yapılmış
resimler, misinalar ile boşluğa sallandırılmıştı. Tam emin değilim ama belki
yirmiye yakın levha vardı boşlukta sallanan. Bunun verdiği mesaj nedir acaba
diye kafa yorarken serginin en nadide parçasını gördüm. Evet bu nadide parça
gerçekten göz kamaştırıyordu. Gıcır gıcır
11. Zaman zaman ekmek kazanç üçlemesi
çerçevesinde bakıldığında anlam bozukluğu içeren sanat türü, ya da ben
alamıyorum. Anlayabildiğim kadarıyla; Türkiye’de kavramsal sanat akımının
nadide bir örneği için; bkz. Remzi Kitabevi’nin önündeki….
12. En çok yergi alan, en kolay kötülenesi
sanat türüdür, bu kadar saygısızlık daha önce hiçbir sanat türünün başına
gelmemiştir
13. İlla ki, bir küratör gerektiren
sanattır.
14. 1965'lerden sonra dellenen birçok
sanatçı, yapıtla uğraşmayı bırakmış ve sanatın kendisiyle, yani amacı, anlamı
gibi spekülatif hadiselerle tebelleş olmaya meyletmiştir. Nitekim kavramsal
san'at, aynı yıllarda yan etkili olan anti form, land art, post minimalizm
gibi, sanatı anlam ve amaç açısından sorgulayarak, geleneksel sanatın
sınırlarını zorlayan ve genişleten avant-garde bir akımdır.
15. Dokunabildiğimiz ve görebildiğimiz
kısmının sadece iletişim sağlayan bir ateşleyici olduğu sanatın tanımıdır.
Kavramsal sanat bu anlamda kavramlarla dünyadaki nesnelliği bağlar. Nesnellik,
yaşam içerisindeki elle tutulur tarafının yanı sıra, aynı zamanda bir isim, bir
terim olarak da var olduğundan dolayı ve her türlü kavram, yeryüzünde bir
karşılığa tayin edilebileceğinden ötürü, aslında "kavramsal sanat"
adı diğer tüm sanatsal sınıflandırmalarda olduğu gibi “bilmeyenlere anlatmak
için, bilenlerin uydurduğu” tanımladığı "şey" ile eksik bağlantılar
kuran bir isimdir.
16. Estetik kaygısı gütmeksizin,
toplumsal mesaj içeren mekân düzenlemelerine denir.
17. Malzemesi kavram olan sanat.
18. Özellikle 1960'lardan sonra ortaya
çıkan kaynağını Marcel Duchamp ve Walter Benjamin'de bulunan sanatın felsefeyi
sorguladığı ve ortaya konanın ars (iş) olduğu sanat akımı.
19.
Akımın
kuramsal eğilim gösteren ve diğerlerinden ayrılan başlıca grubu İngiltere ve
New York'ta etkin olan "art+language (sanat+dili)"dir. 1969'dan
itibaren Joseph Kosuth ABD’de; Tery Atkinson, Michael Baldwin, David Bainbridge
ve Harold Hurrell’de İngiltere'de paralellik gösteren çalışmalar
gerçekleştirmişlerdir. Lakin sonra bu beşerler, eserlerinden de sıkılıp,
narenciye işinde muvaffak olmaya çalışmışlardır.
Ekşi Sözlük
Sitesinden buraya aktarılan 19 alıntıya ek olarak, yurt dışından da Amerikalı
sanatçı, yazar ve eleştirmen Curt Cloninger’in kavramsal sanatla ilgili
eleştiri yazısına yer verilmesi uygun bulunmuştur (Cloninger, 2005):
Kavramsal
sanatla her karşılaşmamdan sonra kafayı oynatıyorum ve sadece “kavramsal sanat”
dediğimde ne hakkında konuştuğumu açıklamaya çalışıyorum. Bu nedenle makalemin
adını “kavramsal sanat saçmalığı” koydum. İşte size ilk örnek: 1936’da Walker Evans
isimli bir fotoğrafçı, Alabama’nın kırsal kesiminde toprak kavgası yapan
insanların depresyon anını yansıtan çok güzel siyah-beyaz fotoğraflar çeker.
Bu, kavramsal sanat olarak tanımlanamaz, sadece güzel fotoğrafçılıktır. Daha
sonra 1979’da Shirrie Levine isimli kavramsal sanatçı, Evans’ın 1936 orijinal
fotoğraflarını, sanki kendi fotoğraflarıymış gibi bir galeride sergilemeye
karar verdi. Size daha sonra açıklayacağım nedenlerden dolayı, galerici,
kendine modern kuratörlerce sunulan şeyleri sergilemekten mutlu olmaktan çok
kendini buna zorunlu hissetti. Ancak eğlence daha yeni başlıyor. 2001’de başka
bir kavramsal sanatçı olan Michael Maldiberg, önce Evans’ın 1936
orijinallerini, sonra da Levine’nin 1979’da Evans’ın orijinalleri ile açtığı
sergideki fotoğrafları taradı (scan). Daha sonra da iki farklı web sitesi kurarak
ve taradığı fotoğraflar sanki kendi sanat eserleriymiş gibi bir izlenim
vererek, resmen download edilebilecek şekilde bunları yayınlamaya başladı.
Şimdi bunlara ne kadar ödemek istersiniz? Ama bekleyin dahası da var. Yine
2001’de Kendall Bruns isimli başka bir kavramsal sanatçı da Mandiberg’in
sitesinden download ettiği resimleri tarayarak kendi sitesini kurdu, sanki
fotoğraflar kendisine aitmiş gibi. Böylece Evans’ın 1936’daki orijinalleri,
1979 Levine ve 2001 Maldiberg’den Bruns’a kadar uzanmış oldu. Bu noktada iş
komik bir hal alıyor ve böylece uzayıp gidiyor. Ancak bir şey kesin. Şimdi
resmi olarak üç farklı web sitesi ve üç farklı akıllı ve kendini beğenmiş
kavramsal sanatçı var. Bunun da ötesinde çeşitli müzeler, sanat lisans
programları ve eser satın almak için online sanat galerileri var ancak ortada
hiçbir yerde bulunamayacak olan ve kökeni 1936 olan tek bir “gerçek sanatçı” var. Özetle söylemek
gerekirse kavramsal sanat bir tartışma başlatabilir ama insanların düşünmesinin
önündeki bir engel olarak sinir bozucu. Biraz politik olmak gerek; onu
sokaklara taşıyın, protestolarda kullanın ve makaleler yazın. Ancak bu arada
ödediğim vergileri bana geri iade edin, çocuklarıma öğretmeyi durdurun, kimse
tarafından gerçek sanat olarak tanımlanamayacak kavramlarınızı şişmanlıktan
sarkan göbeğinizi eritmek için kullanın.
Yukarıdaki
görüşlerden, izleyicilerin çoğunun kavramsal sanat nesnesine, geleneksel sanat
nesnesi mantığı ile yaklaştıkları için nesne ile iletişim kurmada ve onu
anlamlandırmada zorlandıkları saptanmıştır. Bu zorluğun aşılabilmesi için
bildirinin sonraki kısmında kavramsal sanat akımının öncülerinden Sol LeWitt’in
(1928) Haziran 1967 tarihinde 5 numaralı Artforum’da sunduğu “Kavramsal Sanat
Üzerine Paragrafları”na yer verilmiştir.
Kavramsal sanatta fikir ya da
kavram, çalışmanın en önemli boyutudur. Bir sanatçı, sanatın kavramsal herhangi
bir formunu kullandığında bu; bütün planlamanın ve karar vermenin daha önceden
yapıldığını, icranın ise bir yükümlülükten kurtulma işi olduğunu ifade eder.
Fikir, sanat üreten bir makineye dönüşür. Bu türde bir sanat, varsayımların ya
da kuramların resmedilmesine dayanmaz. Sezgiseldir, düşünsel sürecin bütün
aşamalarıyla ilintilidir ve kasıtlıdır. Sanatçı, bir zanaatçının sahip olduğu
el becerilerine sahip olmak zorunda değildir. Sanatçının amacı, ortaya koyduğu
işle, kavramsal sanata ilgi duyan izleyicinin “düşünsel ilgisini” çekmektir ve
bu yüzden sanatçı genellikle duygusallıktan kaçınmayı arzular. Bir gerekçeye
ihtiyacı yoktur ve izleyicinin sıkılıyor olması da kavramsal sanatçının ilgi
alanı dışındadır. Kavramsal sanat sadece hissedilen bir heyecanın dışa
vurulmasıdır. Sanatın, ortaya konan bir işle olağan biçimde ifadesidir ve
izleyicileri bu sanatı algılama kaygısından vazgeçirmeye çalışır.
Kavramsal sanatta mantık aranması
gerekmez. Mantık, belki sanatçının gerçek ilgisini gizlemek, belki izleyicinin
işten ne anladığıyla ilgili kafasını karıştırmak, belki de –mantıklı ya da
değil gibi– paradoksal bir sonuç çıkarmak amacıyla kullanılabilir. Bazı
fikirler kavramsal boyutta mantıklı ancak algılamada mantıksız olabilirler.
Fikrin karmaşık olması gerekmez. Başarılı fikirler genellikle yalın olarak
ortaya çıkar. Fikir kavramı sanatçıda, kendisini ifade etmek kaygısı ile
oluşmaz. Fikir sezgiyle keşfedilir. Sanat nesnesinin neye benzediği çok önem
taşımaz. Eğer fiziken bir formu varsa, bu yeterlidir. Bir fikirle başladığı
sürece, hangi formda olduğu önemsizdir. Sanatçının içsel sürecinde oluşan
yaratının dışa vurulmasıdır. Sanatçı tarafından nesneye fiziksel bir form
verildiği anda, artık sanatçının kendisi de dâhil olmak üzere herkesin algısına
açıktır. Sanatsal nesne, sadece tamamlandığı andan itibaren algılanabilir.
Sanat ilk bakışta göze hitap ettiği için kavramsal olmaktan çok algısaldır. Bu
algı daha çok görsel, devinsel, ışık ve renk sanatını içerir.
Sanatçı düşünsel boyutta kavramın
işlevi ile algılanması arasındaki çelişkiyi (birinin diğerine üstünlüğü), kendi
öznel yargısına başvurarak hafifletir. Öznellikten kaçınmanın tek yolu bir plan
dâhilinde çalışmaktır. Bu aynı zamanda her tasarımın nesnel dönüşümü için
gereklidir. Plan işin tasarımıdır. Bazı planlar milyonlarca varyasyonu,
bazıları da sınırlı birkaç tasarımı içerir. Fakat her ikisi de sonuca götürür.
Bazıları ise sonsuzluğu ifade eder. Ancak her ne olursa olsun, her durumda
sanatçı yalın bir form seçerek problemi çözüme kavuşturur. İşin tamamlanması
aşamasında verilen sancılı kararlar daha iyidir. Bu; gelişigüzelliği,
şımarıklıkları ve öznelliği olabildiğince aza indirger.
Bir sanatçı, çok üniteli bir yöntem
kullanacaksa genellikle yalın ve kolayca ulaşılabilen bir form seçer. Formun
kendisi çok az önem taşır ve bu önemlilik işin bütününden sonra gelir. Aslında
en iyisi, temel birimi kasıtlı olarak ilgi çekmeyecek biçimde seçmektir.
Böylece işin bütünü içinde, onun doğal bir parçası olarak görülmesi daha kolay
olabilir. Temel birimin karmaşık bir formda olması, sadece bütünlüğün
bozulmasına hizmet eder. Basit bir form, mekân içinde defalarca yan yana
kullanılarak, bütün ilgi form düzenlemesine çekilebilir. Bu düzenleme, forma
bir anlam yüklemeye yarar ve anlamın bir sonucudur.
Kavramsal sanat matematikle,
felsefeyle ya da diğer zihinsel disiplinlerle fazlaca ilişkili değildir.
Matematik birçok sanatçı tarafından dört amacıyla ya da basit bir sayı sistemi
olarak kullanılır. İşin felsefesi, gizli biçimde yine işin içindedir ve iş,
hiçbir felsefi sistemin bir göstergesi değildir.
Eğer fikir üç boyut gerektiriyorsa,
istenilen her büyüklükte olabilir. Burada sorun hangi ölçünün daha iyi
olacağına karar vermektir. Eğer iş, devasa boyutlarda bir şey olursa, tek
başına büyüklük vurucu olabilir ve fikir tamamen kaybolabilir. Yine iş çok
küçük olursa bu kez hiç göze görünmeyebilir. İzleyicinin kendi boyuyla, işin
sergilendiği mekânda kapladığı hacmin büyüklüğü arasında ilişki kurulabilir.
Sanatçı belki de nesnenin, izleyicinin göz hizasından daha yüksekte ya da
alçakta durmasını isteyebilir. Gerçekte nesnenin, izleyicinin onu
algılayabilmesi için gerekli bilgiyi verecek büyüklükte olması yeterli
olacaktır. Kasıtlı olarak işi mekâna yerleştirmeden kaynaklanan görsel
düzenleme zorunlulukları dışında ve ana fikri engellememek koşuluyla yapılacak
böyle bir düzenleme, bir sunum olarak nesnenin anlamlandırılmasını
kolaylaştıracaktır.
Mekân, üçboyutlu bir kütlenin sığabileceği
hacimde ve küp şeklinde düşünülmelidir. Her kütle mekânı doldurur. Örneğin
hava; görülemez ama cisimlerin arasındaki boşluğu doldurur, mesafe bildirir.
Kütleler ve uzaklıkları bir sanat işinde önemli olabilirler. Eğer uzaklığın belli bir mesafede olması
önemliyse, parçalar açıkça ona göre düzenlenmelidir. Eğer uzaklık önem
taşımıyorsa, parçalar hiç dikkat çekmeyecek biçimde düzenli ve eşit aralıklarla
yan yana sıralanabilirler. Düzenli mekân, bir çeşit düzenli nabız ya da kalp
atışı gibidir. Zamanda düzeni, ritmi simgeler. Mesafeler düzenli tutulduğunda,
düzensizlik olabildiğince önem kazanır.
Günümüzde teknolojik gelişmelerin
bir uzantısı olarak karşılaştığımız yeni materyaller çağdaş sanatın en büyük
sancısıdır. Bazı sanatçılar, yeni materyallerle yeni fikirleri birbirine
karıştırmaktadır. Birbirinden çekici bu materyaller, büyük bir sanatçı kitlesi
tarafından iyi bir şeymiş gibi kullanılmakta, daha da ötesinde yeni
materyalleri kullanarak bir iş yapınca, iyi sanatçı olunduğu düşünülmektedir.
Burada asıl tehlike, dışavurumculuğun başka bir şekli olarak işin fikrinden çok
materyalin yapım şekline önem verilmesinden kaynaklanmaktadır (LeWitt, 1965).
Üçboyutlu sanatın her türü fiziksel
bir olgudur. Fizikselliği, onun en belirgin ve en doyurucu yanıdır. Kavramsal
sanat ise izleyicinin gözünden ve duygularından çok zihnini hedef alır. Aynı
zamanda fiziksellik, üçboyutlu bir objede heyecan yaratmadığı için tezat da
oluşturur. Renk, yüzey, metin, biçim; işin sadece fiziksel beklentilerini
yansıtır. Bu fiziksellik izleyicinin ilgisini ve dikkatini çeker ancak aynı
zamanda bizim, fikrimizin anlaşılmasının ve bir ifade düzeneği kurmamızın
önündeki engeldir. Kavramsal sanatçı fikrini olabildiğince maddecilikten uzak
tutar ya da bunu karmaşık bir yol kullanarak (materyali fikrin içine sokarak)
ifade etmek ister. Bir fikri vurgulamada iki boyut, üç boyuta göre daha iyidir.
Fikirler; sayılarla, fotoğraflarla vurgulanabileceği gibi, kelimelerle ya da
sanatçının seçeceği herhangi bir yolla da ifade edilebilir, form önemsizdir.
Her kavramsal sanat, izleyicinin ilgisini çekmeyebilir. Kavramsal sanat; sadece
fikir iyi olduğu zaman iyidir.
Sanatçının sunduğu kavramın izleyici tarafından
anlaşılıp-anlaşılmaması hiç önemli değildir. Zaten izleyicinin işi
algılayabilmesi için bir yol bulmak, sanatçının elinde ve kontrolünde değildir.
Farklı insanlar, aynı şeyi farklı bir yoldan anlayacaklardır. Sanatsal deneyim
iki yönlüdür. Bunlar; sanatçının yaratıcı süreci ve izleyicinin algılamasıdır.
Çoğu kimse sanatsal yaratıcılık yeteneğinin ya da algılamadaki sezgi gücünün
Tanrı vergisi olduğuna inanır. Ancak buna karşın aslında her ikisi de büyük
ölçüde eğitimle ilgilidir.
Başlıca Kavramsal
Sanat Örnekleri
John Cage,
“Ses” varsa “sessizlik” de vardır. Çağdaş Amerikan
bestecilerinden John Cage’in “
Daha
çağdaş bir örnek olarak Earl Vickers’in “I’ll Be Watching over You©2005” isimli şarkısı verilebilir.
Burada fazlaca yer tutması nedeniyle şarkı sözlerine yer
verilememiş ve sadece şarkının dinletilmesiyle yetinilmiştir. (Şarkı sözleri ve MP3 için bkz: kaynakça).
Joseph
Kosuth, “One and Three Chairs” isimli
eserinde; bir katlanır sandalye, bir sandalye fotoğrafı ve bir sandalyenin
sözlük tanımının büyütülmüş halini bir arada kullanmıştır (200 x 271 x
Joseph Kosuth: One and Three
Chairs, 1965
Folding wooden chair, photograph,
enlarged dictionary definition.
(English installation) (French to English installation)
Görsel şiirin öncülerinin başında “Silencio (1954)”
isimli eserin sahibi İsviçreli şair Eugen Gomringer gelir. Silencio (sessizlik) isimli eserde, boş bir
kağıda koyu puntoyla sürekli olarak yazılan “silencio” yazıları, okuyucunun
kafasında sessizliğe ilişkin düşünsel bir metafor yaratmayı amaçlar. Gomringer,
sayfanın ortasında bıraktığı beyaz boşlukla, yazıyla yinelenen “düzenli
sessizlik” kavramını bir anda yıkmaktadır. Bu yıkım görsel olarak şiirde;
sakinliğin bozulduğu hissini verir. Bu hissin insanda uyandırdığı rahatsızlık,
daha sonra tekrar ısrarla yinelenen “sessizlik” kelimesiyle bizi adeta
sessizliğin anlamının “acımasız bir monotonluk” olduğunu düşünmeye zorlar.
Diğer bütün kavramsal şiirlerde olduğu gibi eserdeki yazılar ile ortadaki
boşluk planlı olarak düzenlenerek, dilin metinsel etkisinden çok, görsel etkisi
ön plana çıkarılmış ve izleyicinin dilsel ifade olasılıklarından
uzaklaştırılması amaçlanmıştır.
Eugen Gomringer, Silencio, 1954
26 Nisan – 30 Ekim 2005 tarihleri arasında
Metropolitan Sanat Müzesi terasında açılan,
“Sol LeWitt on the Roof: Splotches, Whirls and Twirls” isimli
sergiden bir görünüm. (The Metopolitan Art Museum)
Sol LeWitt, Splotch #15, 2005,
Acrylic on fiberglass; (365.8 x 254 x
isimli 14.26 dakikalık kısa filmi
ile Mark Kidel film yarışmasında ödül almıştır. Kavramsal sanatın önemli video
uygulamaları arasında sayılabilecek bu eserin hikâyesini Bill Viola şöyle
anlatmaktadır: İki kadın, avludaki mermer bir su sarnıcının iki yanında
oturmaktadır. Zaman zaman birbirlerinin varlığından haberdar, sabırlı bir
sessizlik içinde beklemektedirler. Zaman geçici bir süre durmakta, onların
amaçlarının ve hareketlerinin ne olacağı bilinmemek-tedir. Onların bu
bekleyişleri ani bir uyarıcıyla kesilir. Genç olanının bakışları bir anda
sarnıca takılır. Kuşku içinde, önce bir adamın başının ortaya çıkışını, sonra
vücudunun yükselişini ve daha sonra da adamın vücudundan dökülerek zemine
akmakta olan suları izler. Şelaleden akarcasına dökülen sular yaşlı kadının
ilgisini çeker ve bakar bakmaz mucizevî bir olaya tanıklık ettiğini anlar. Bu
bitkin görünümlü ve olağanüstü pırıltılı adam karşısında ayağa kalkar. Genç
kadın adamı kollarıyla kavrayarak kaldırır ve ona kayıp sevgilisine
kavuşmuşçasına sarılır. Adam tamamen ayağa kalktığında ve boyu kızınkine
eriştiğinde sendeleyerek düşer. Bu kez yaşlı kadın kollarıyla yakalar onu genç
olanın yardımıyla. Nazikçe onu yere yatırmaya çabalarlar. Cansız ve yüzükoyun
vücudu bir örtüyle örterler. Genç kadın onun körpe ve cansız vücudunu bağrına
basarken, yaşlı olan da onun başında diz çöker-duygularına yenik- gözlerinden
yaşlar damlar.
Bir sanat
işi olarak Emergence (var oluş), adım adım tanımlanamaz. Video örnekleri bir
tablodur çünkü çerçevelidir, bir duvara asılmıştır, sessiz, öyküsel bir ağır
çekimdir. Bir gösteri uygulaması olarak öteki dünyanın bir yansıması gibi
varsayılabilir. Örneğin; adamın şelaleden akarcasına sular içinde ortaya çıkışı
doğum, vücudunun cansız biçimde yere serilmesi ise ölüm olarak
değerlendirilebilir.
İzleyicinin
katılımı daha çok kenarda durup olup biten mucizevî olayı izlemek şeklinde
gerçekleşmektedir ki bu sanat işini büyüleyici kılmaktadır. 12 dakikalık video
boyunca, gözlemcinin deneyimi aynı gerçek yaşamda olduğu gibidir; kadın iyilik
bekler. Duyusal girdilerin kasten ağırlaştırılarak sunulması; izleyicinin kendi
algılama sürecinde, her bir karakterin ve bu karakterlerin her bir
hareketinin-nüansın daha iyi farkına varılmasını sağlamaktadır (Viola, 2005).
, 2002, 14.26 min. Video Installation,
in J. Paul Getty Museum, Los
Angeles. By award-winning filmmaker Mark Kidel
Bu araştırma; “kavramsal sanatçıların”, “kavramsal sanat
nesnelerinin” ve “kavramsal sanat felsefesinin” daha iyi anlaşılabilmesine ışık
tutmak amacıyla hazırlanmıştır. Bu bakımdan hem eğitimciler/öğrenciler hem de
izleyiciler açısından yararlı olacağı umulmakta ve bundan sonra yapılacak olan
araştırmalara ışık tutması beklenmektedir. Şu hiçbir zaman unutulmamalıdır ki;
kavramsal sanat; sadece fikir iyi olduğu zaman iyidir.
Kaynakça:
“Art and
Communication”, http://www.san.beck.org/Life18-Art.html
Viola, Bill., “The
Passions: Emergence”
(Bill Viola için) http://www.billviola.com
(bilgi için) http://www.getty.edu/art/collections/objects/o201607.html
(video için) http://www.nationalgallery.org.uk/exhibitions/bill_viola/videodsl.htm
Cloninger, Curt., “Conceptual Arts Suks”
http://www.spark-online.com/issue24/printhappy/cloninger.htm
Ekşi Sözlük, http://sozluk.sourtimes.org
Gomringer, Eugen., “Silencio”
http://www.ubu.com/historical/gomringer/gomringer.html
Kosuth, Joseph., “One
and Three Chairs”
http://www.georgetown.edu/faculty/irvinem/CCT510/Statement-Representation-Reference-Sign.html
LeWitt,
Sol., “Paragraphs on Conceptual Art-Kavramsal Sanat
Üzerine Paragraflar”, Sol LeWitt’in aynı
isimli eserinden (çeviri), Artist Dergisi, Eylül 2005/08, s.58-59, İstanbul.
LeWitt, Sol., Sol LeWitt on the Roof: Splotches,
Whirls and Twirls
Exhibition
2005 - The Metopolitan Art Museum
http://www.metmuseum.org/special/Sol_LeWitt/images.asp
Say, Fazıl., Uçak Notları,
Müzik Ansiklopedisi Yayınları, Dördüncü Basım 2002, Ankara.
Vickers, Earl., “I’ll Be Watching over You”
http://www.museumofconceptualart.com/songs/index.html
Ziss, Avner., Estetik,
Çeviren: Yakup Şahan, De Yayınevi, Mart 1994, İstanbul.