BİLDİRİLER   

MÜZİK ÖĞRETMENİ YETİŞTİREN KURUMLARIMIZDA

TOPLU ÇALMA/SÖYLEME DERSLERİNDEKİ  REPERTUAR SORUNU

 

Yrd.Doç. Yakup KIVRAK

İnönü Ünv. Eğt. Fak.

GSEB-MEABD-Malatya

* Cumhuriyetimizin 80. Yılında Müzik

Sempozyumu, 30-31 Ekim 2003,

İnönü Üniversitesi, Malatya

Bildiriler,s.59-61.

 

Müzik eğitimi içinde işitme eğitimi, çalgı eğitimi ve ses eğitiminin yanı sıra en az bunlar kadar önemli sayılabilecek bir diğer unsur da “toplu çalma” ya da “toplu söyleme” biçiminde adlandırdığımız “birlikte müzik yapma” etkinliklerdir.  Bu etkinlikler, müzik eğitimi almakta olan öğrenciyi öğrenci grupları içinde aktive ederken bir yandan  bireysel yetilerinin gelişmesine, bir yandan da toplumsal becerilerinin pekişmesine yardımcı olmaktadır. Birey, 7 yaşından başlayarak aile dışında büyük toplum içinde yaşamanın ve var olmanın zorluklarını sosyal nitelikli insan grupları oluşturarak çözmeye çalışmaktadır. Bir grupta kalabilmek, o grupla birlikte işlevsel olabilmek, insanın bu yaşlarda varlığını duyumsadığı en önemli kavramlardır. Esasen aileyi de bir çekirdek grup olarak ele alacak olursak insan, tüm yaşamı boyunca bir grup olgusu içinde yer almaktadır. İnsana ait bu gerçeği algılamış olan eğitim, insanı insan grupları içinde aktive etmeyi; hem bir birey olmak, hem de bir grubun üyesi olmak gerçeğini göz ardı etmeksizin insanı geliştirmeyi temel amaç olarak görmüştür. Müzik eğitiminde grup gerçeğinin yansıması ise az önce sözünü ettiğim “toplu çalma/söyleme”, bir başka ve genel bir deyişle “birlikte müzik yapma” etkinlikleri olarak karşımıza çıkmaktadır.  Bu bakış açısından bakıldığında müzik öğretmeni yetiştiren kurumlarımızdaki toplu çalma ve söyleme etkinliklerinin önemi daha da belirginleşmektedir.

Müzik öğretmeni yetiştiren kurumlarımızda öğrencilerin birlikte müzik yapmalarına ve ilerideki meslek sürecine yönelik birikim sağlamalarına olanak sağlayan başlıca dersler şunlardır:

·         Yılda “Okul Çalgıları”:

Programda üç yarıyıllık olarak öngörülen ders, sınıf dersi olarak uygulanmaktadır ve bu ders çerçevesinde öğretilmek üzere seçilen çalgılar bölümlere göre farklılıklar gösterse de dersin uygulanışı her bölümde hemen hemen aynıdır/aynı olması beklenir.

·         2. Yılda “Toplu Ses Eğitimi”:

3. ve 4. Yıldaki Koro derslerine bir hazırlık olarak programlarda yer almakta olan bu derste de öğrenciler birlikte müzik yapma olanağı bulmaktadırlar.

·         3.ve 4. Yıllarda “Koro”:

2.Yıldaki Toplu Ses Eğitimi dersinin bir devamı olarak düzenli korolar oluşturulmakta ve ders öğretmeninin seçimine göre oluşturulmuş repertuarlar yıl boyu çalışılarak bunlar yıl ya da dönem bitimlerinde genellikle sergilenmektedir.

·         3. ve 4. Yıllarda “Orkestra”:

Öğreniminin ilk iki yılındaki bireysel çalgı derslerinin ardından üçüncü yılda Orkestra dersinde öğrenciler, uygun çalgı dağılımlarıyla oluşturulmuş orkestralar içinde yer alarak, ders öğretmeninin seçimine göre oluşturulmuş repertuarları yıl boyu çalışırlar ve bunları yıl ya da dönem bitimlerinde  sergilerler.

Tüm bu derslerin genel ve ortak amacı,  biraz önce de söz edildiği gibi genel eğitimdeki grup olgusunun  müzik eğitimine yansıtılması ve bununla ilgili olarak müzik eğitimcisi adaylarının bilgi ve birikim kazanmalarını sağlamaktır.

Profesyonel müzikçiler yetiştiren müzik okullarımızda da (konservatuvarlar) öğrencilerin toplu müzik yapmalarına olanak sağlayan çeşitli dersler vardır. Birer profesyonel koro/orkestra sanatçısı ya da solist olmayı hedefleyen öğrenciler,  koro-orkestra-oda müziği gibi derslerde ilerideki meslek yıllarına hazırlanırlar. Bu kurumlardaki bu derslerde seçilen repertuarların büyük boyutlu ve zor eserlerden oluşması beklenebilir. Bu beklenti doğaldır, çünkü bu kurumlarda öğrenim gören öğrenciler gelecekte profesyonel müzikçiler olmak üzere eğitilmektedirler.  Ancak onlardan okul şarkıları seslendirmelerini bekleyemeyiz.

Söz konusu olan, müzik öğretmeni adayı öğrenci toplulukları olduğunda ise öncelikli beklentimiz okul şarkılarına, halk ezgilerine ve öğretmenlik sürecinde gereksinim duyulabilecek tüm müzik türlerinden nitelikli örneklere yer verilmesi olmalıdır. Ancak 2002-2003 öğretim yılının ikinci yarıyılında müzik öğretmenliği programlarımızdaki toplu müzik öğretmenleri arasında gerçekleştirilen bir mini anket, bu çalışmalarda seçilen repertuarların çoğunlukla bu amacın çok dışında olduğu gerçeğini sergilemiştir. Bazı kurumlarımızda 2. yıl toplu ses eğitimi derslerinde, profesyonel koroları bile uğraştıracak zorluk düzeyinde eserlerin çalışıldığı, bazı kurumlarımızda orkestra derslerinde henüz yaylı çalgıyı tanıma, onun zorluklarının üstesinden gelebilme çabasında olan öğrencilerin önüne örneğin “Mozart Küçük Bir Gece Müziği” ve onun çizgisinde bazı eserlerin partilerinin konulduğu görülmektedir.

Profesyonel topluluklardaki sanatçıların bile zaman zaman zorlandığı teknik düzeyi yüksek eserlerle öğrencilerin uğraştırılması, öğrenciler ve öğretmenler açısından önemli boyutta zaman kaybına yol açmasının yanı sıra çalışmalarda öğrenciler, sergilemelerde ise dinleyiciler açısından da çoğu zaman sıkıntılı anlar yaşanmasına yol açmaktadır.  

Burada değerli müzik eğitimcisi ve araştırmacı Halil Bedii Yönetken’i, bir yazısından aldığım birkaç satırla anmak istiyorum: “.....Okulda toplu şarkı söylemede temiz bir ünison disiplini ve eğitimi sağlamadan iki sese, hatta basit kanona bile geçmek doğru olmaz. Çünkü alınan sonuç güzel ve temiz olmaz; çünkü yapılan şey müzik, sanat olmaz, gürültü olur. Okulda müzik yapıyorum diye gürültü yapmaya, öğrencilere kötü sesler işittirmeye, onların zevklerini bozmaya kimsenin hakkı yoktur. Başarısız bir çok sesli icra, öğrencileri çokseslilikten soğutur. Çoksesliliğin güzelliği, varlık nedeni hakkında onlarda yanlış kanılar uyandırır.....”  (Ahmet Say, Müzik Öğretimi S:68)

Buna benzer başka bir saptamayı ise Robert Schumann’ın ünlü “Genç Müzisyene Öğütler”inde görmekteyiz: “Kolay eserleri iyi ve güzel bir biçimde çalmaya çaba gösteriniz. Bu, güç bir eseri çalmaktan daha iyidir.”

Müzik öğretmenliği programlarımızda toplu seslendirme etkinliklerindeki repertuar sorunundan söz etmişken özellikle orkestra dersleri için bu repertuarları belirlemek durumunda olan ders öğretmenlerimizin taşıması gereken niteliklerden de kısaca söz etmek yerinde olacaktır. Söz konusu kurumlarımızda bireysel çalgı eğitimi her nedense ezici bir ağırlıkla yaylı çalgılara dayalıdır. Müzik öğretmenliği programlarımızdaki bu yaylı çalgı egemenliği nedeniyle orkestra derslerinde oluşturulan orkestralar da doğal olarak birer yaylı çalgılar orkestrası olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Durum böyle olunca bu dersin öğretmeninin bazı önemli niteliklerinin olması da kaçınılmazdır: Yaylı çalgılar ailesini çok iyi tanıyor ve bunlardan birini iyi düzeyde çalabiliyor olması, bir sınıftaki çalgıların tümünün akort kontrolü  ile akortsuz çalgıları “mükemmel akortlanması” işlemini en çok onbeş dakikada tamamlayabilecek beceriye sahip olması, daha önce mutlaka ilk ya da orta öğrenim müzik öğretmenliği sürecini kısa da olsa yaşamış olması bu önemli niteliklerden bazılarıdır. Ders öğretmenlerinin seçiminde ve atanmasında tüm bunlara özen gösterilmeli ve bu dersi okutacak olan öğretim elemanlarının  iyi bir  orkestra ya da bando şefi olmaktan ziyade yukarıdaki nitelikleri taşıyor olmaları  koşulu aranmalıdır.

KONUYA İLİŞKİN DİĞER ÖNERİLER:

Toplu çalma/söyleme derslerinde seçilecek olan repertuarlar asla öğrencilerin çalıcılık/söyleyicilik düzeyinin üzerinde olmamalıdır. Özellikle orkestra derslerinde sınıfın ortalama çalıcılık düzeyi çok iyi saptanmalı ve seçilecek eserler kesinlikle bu düzeyin üzerinde olmamalıdır.

3. yıl orkestra derslerinde repertuar oluşturmaktan daha çok öğrencilere birlikte doğru ve güzel çalabilme becerisi kazandırmaya yönelik çalışmalara yer verilmelidir. Ayrıca bireysel çalgı öğretmenleri ile iletişim içinde olmak koşuluyla öğrencilerin bireysel çalıcılık düzeyine katkıda bulunabilecek çeşitli çalma tekniklerini içinde bulunduran gam – arpej çalışmaları da derslerde yer almalıdır. Benzeri uygulama, 2. yıl toplu ses eğitimi derslerinde de yapılmalı, bu derslerde  bir koro repertuarı oluşturmaktan ziyade dersin adının gerektirdiği çalışmalara yer verilmeli, repertuar oluşturulacaksa bu iki-üç sesli basit okul şarkıları ve halk türküsü düzenlemelerinden ibaret olmalıdır. Özellikle Okul Çalgıları, Toplu Ses Eğitimi ve Koro derslerinde öğrencilerin ilk ve orta öğrenim düzeyinde geniş bir repertuar edinmeleri sağlanmalıdır.

Genç kuşak bestecilerimiz ve kurumlarımızda görev yapan yetkin meslektaşlarımız amaca uygun eserler yaratmaya özendirilmeli, teşvik edilmelidir.

Çalışılan repertuarların önemli bir bölümü okul şarkıları, halk türküsü düzenlemeleri, popüler müzik örnekleri ve bunların basit düzenlemelerinden oluşmalıdır.

Koro ve orkestralarımız, ders içi çalışmalarını yıl ya da dönem sonu konser etkinliklerinde mutlaka sergilemeli ve bu sergilemelerde topluluklarda yer alan öğrencilerin meslek sürecine ilişkin deneyim kazanabilmeleri konusuna özen gösterilmelidir.

Öğrencilerimizin  ileride gerek ilköğretim ve gerekse orta öğretim düzeyindeki öğrenci müzik topluluklarını eğitip yönetecek olduğu gerçeğinin asla göz ardı edilmemesi ve repertuarların bu gerçek doğrultusunda oluşturulması dileğimi tekrarlayarak sözlerimi bitirirken bu sempozyum çerçevesinde ülkemizde ilk kez oluşturulan “Türkiye Müzik Öğretmenliği Programları Birleşik Orkestrası” nın gerçekleştireceği konsere sizleri davet etmek istiyorum.  Orkestramız, 14 müzik öğretmenliği programımızdan seçilerek gelen yaklaşık 90 öğrencimizden oluşmaktadır ve repertuarının müzik öğretmenliği programının gereklilikleri doğrultusunda oluşturulmasına özen gösterilmiştir.

Saygılarımla.