BİLDİRİLER   

Musiki Muallim Mektebi’nin Kuruluşunun 80. Yılı Etkinlikleri Kapsamında

“21. Yüzyıl Türkiye’sinde Müzik Eğitimi ve Öğretimi’nde Yeni Arayış ve Yaklaşımlar Paneli” Bildirisi (Kasım-2004)

 

“NASIL BİR MÜZİK EĞİTİMİ? NASIL BİR MÜZİK ÖĞRETMENİ?”

 

Dr. Süleyman Tarman

Müzik Eğitimcisi

 

            Yüce Atatürk 1935 yılında Florya Köşkü’ndeki bir yemek sırasında konuklarına en zor devrimin hangi devrim olduğunu sorar. Masadakiler dil, kılık-kıyafet ve layıklık gibi çeşitli cevaplar verirler. Atatürk tüm konuşulanları sonuna kadar dinledikten sonra derki: “Belki herkesin bir parça hakkı var. Ama asıl zor olan manevi devrimlerdir, Layıklık gibi. Ama ondan da zor olan bir devrim vardır: Musiki Devrimi. Çünkü insana, kendi kültürünü, iç alemini inkar ettirmekte başlar! Onun için zordur….Ancak bu da gelecektir, bu da olacaktır!..”

            İşte bu önem nedeniyledir ki yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yüksek öğretimi kurumu Musiki Muallim Mektebi (MMM) olmuştur. MMM, günümüzde adı farklı olsa da, aradan 80 yıl geçmiş olsa da, varlığını korumayı başarmıştır ama bugün bulunduğu noktada oldukça küçülmüş, bir “Ana Bilim Dalı” halini almıştır. Yüksek öğretimde, içinde çok farklı alt dalları barındıran müzik eğitiminin örgütsel şemasının acilen yeniden tanımlanmasına ihtiyaç vardır. Çünkü Avrupa’da üniversiteler anlamda uzun yıllar önce resim ve müzik eğitimi birbirinden ayrılmıştır. Macaristan/Miskolc’daki müzik lisesi’nin müdürü bana, gururla 1875 yılında kurulan Budapeşte Müzik Akademisi’nden mezun olduğunu, Almanya/Weimar’daki müzik lisesi’nin  müdürü de mezunlarının daha çok Franz Liszt Müzik Yüksek Okulu’nu tercih ettiğini söylüyordu. Örnekleri çoğaltmak olası: Avusturya/Salzburg Mozart Müzik Üniversitesi,  İngiltere/London Royal Müzik Koleji ve daha nicesi. (Ancak buna karşın daha iki gün önce bulunduğum Mısır’da ise müzik dersinin hiçbir devlet okulunun programında yer almadığını öğrenmiş bulunmaktayım) Görüleceği üzere batıda, ne orta öğretim ne de yüksek öğretim düzeyinde beraber gözükmeyen müzik ve resim eğitimini her nedense biz, ısrarla aynı çatı altına koymaya çalışıyoruz. Oysa üniversitenin bir uzmanlaşma yeri olduğu tartışma götürmez bir gerçektir. Şimdi başa dönelim: Her zaman olduğu gibi Atatürk, okulu “Musiki Muallim Mektebi” adıyla kurarak aslında en  doğrusunu yapmıştı.

            Müzik öğretmenliği ana bilim dallarının, kimsenin sahiplenmediği bugünkü programı, genel müzik öğretmeni yetiştirme amacına yönelik gözükmektedir. Ancak bunu ne ölçüde yerine getirdiği başka bir deyişle okul yaşantısıyla, gerçek yaşantının ne ölçüde örtüştüğü tartışma konusudur. Bu nedenle bildirimin başlığını “Nasıl bir müzik eğitimi? Nasıl bir müzik öğretmeni?” koydum. Eğer bunları yeterince açık biçimde tanımlayabilirsek o zaman sorunun çözümüne daha çok katkıda bulunuruz. Çözüm yollarını kısa ve uzun vadeli iki ana başlıkta sıralamakta yarar var. Şimdi kısa vadeli çözüm yollarına bakalım.

            Bugün müzik eğitimcileri, müzik eğitiminin iki temel boyutunun kavramsal tanımı üzerinde hemfikirdirler. Bunlar genel müzik eğitimi ve mesleki müzik eğitimidir. Şimdi ilk soruyu soralım: Nasıl bir müzik eğitimi? 

            1. Genel Müzik Eğitimi

                a) Okul öncesi müzik eğitimi

                b) İlk-orta öğretim müzik eğitimi

            2. Mesleki Müzik Eğitimi

                a) Müzik Öğretmenliği Eğitimi (Eğt.Fak.)

                b) İcracı Eğitimi (Konservatuar ve Müzik Fak.)

                c) Müzik Bilimcisi/Araştırmacısı Eğitimi (Güz.San.Fak.)

                d) Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi (AGSL)

            Yukarıdaki basit sınıflandırmadan hareketle şimdi sizlere soruyorum: Eğitim fakültelerinin müzik öğretmeni yetiştiren anabilim dalları yukarıdaki türlerin hangisine yönelik öğretmen yetiştirmektedir? Cevap: 1b. Yani sadece genel müzik eğitiminin ilk-orta öğretim basamağına hizmet eder nitelikte öğretmen yetiştirmektedir ki bunun bile istenilen formata uygun olup olmadığı tartışma konusudur. Öyleyse ne yapılmalıdır? Müzik öğretmeni yetiştiren kurumlar yukarıdaki modelin her basamağına eğitimci yetiştirecek şekilde yeniden yapılanmalıdır. Buna göre acilen “ana bilim dalı” fesh edilmeli ve tekrar bölüm haline gelinmelidir. “Müzik Eğitimi Bölümü” adı altında Genel Müzik Eğitimi ve Mesleki Müzik Eğitimi Ana Bilim Dalları oluşturulmalıdır. Bu ana bilim dalları altında da okul öncesi, ilk-orta öğretim, ses, çalgı ve müzik kuramları bilim dalları oluşturulmalıdır. Bu ana bilim ya da bilim dalları arasında, öğrencinin başarı-yetenek durumuna bağlı olarak isteğine göre geçiş yapılabilmelidir.

            1a. Okul öncesi müzik eğitimi bilim dalında; öğretmen adaylarına ağırlıklı olarak söz konusu çocukların müzik eğitimine yönelik araç-gereç-materyalin kullanımı öğretilmeli, eğitim dersleri bu yaş grubun özelliklerine göre yeniden düzenlenmelidir.

            1b. İlk-orta öğretim müzik eğitimi bilim dalında; öğretmen adaylarına genel müzik eğitimine yönelik araç-gereç-materyalin kullanımı öğretilmeli, sadece sınıf ortamında kullanılabilecek çalgıların eğitimi verilmeli, kısa bir süre önce MEB’nin edebiyat dersi için yaptığı gibi, genel müzik eğitiminde kullanılmak üzere x sayıda  şarkı belirlenmeli, bu şarkıların CD’lere, koro tarafından bir eşlikle seslendirilmiş hali ile sadece eşliği kaydedilmelidir. Genel müzik eğitimi;

  1. Öğrencileri müzik dersinden soğutmayacak şekilde sadece ve sadece “kulaktan müzik öğretimi” yoluyla yapılmalı
  2. Müzik dersi genel müzik sınıflarında işlevsel ve zevkli hale getirilmeli
  3. Genel müzik öğrencilerinin beğeni düzeyinin ve seçiciliğinin artırılmasına çalışılmalıdır.
  4. Genel müzik sınıflarında, müziğe diğerlerinden farklı düzeyde ilgi gösteren öğrenciler seçilerek bunlara kurs ya da kollar yoluyla özengen müzik eğitimi uygulanmalıdır.

            Unutmayınız ki bugün haftada 40 dakikayı yeterli görerek programa koyan “karar vericiler”, eğer çocukluklarında müzik dersinden acı çekmek yerine zevk almış olsalardı böyle olmazdı.

            2a. Ses eğitimi bilim dalında; öğretmen adaylarına bireysel ve toplu ses eğitimine yönelik araç-gereç-materyalin kullanımı öğretilmeli, onlara sadece şarkıyı nasıl söyleyecekleri değil, bir şarkının bireysel yada toplu olarak nasıl öğretileceği öğretilmelidir.

            2b. Çalgı eğitimi bilim dalında; öğretmen adaylarına bireysel ve toplu çalma eğitimine yönelik araç-gereç-materyalin kullanımı öğretilmeli, onlara sadece çalgıyı nasıl çalacakları değil, çalgıyı nasıl öğretecekleri de öğretilmelidir.

            2c. Müzik kuramları bilim dalında; öğretmen adaylarına kuramların eğitimine yönelik araç-gereç-materyalin kullanımı öğretilmeli, onlara sadece kuramların kendileri değil, eğer söz konusu kuram bir solfej ise onu nasıl öğreteceği, dikte-deşifre ettireceği ve eşliğini nasıl yapabileceği öğretilmelidir.

            Yukarıda sıralanan sorunlar ve çözüm önerileri son derece açık ve özlü biçimde ifade edilmiş, kısa vadeli ve hemen hayata geçirilebilir nitelikteki çözüm önerileridir. Şimdi de uzun vadeli önerileri sırlayalım.

            Birçok Avrupa ülkesinde genel müzik eğitimi, genel okullarda değil de bölgesel (municipality) müzik okullarında yapılmaktadır. Buna göre öğrenci mahallesindeki okuldan genel kültür derslerini almakta ve il/ilçe çapında hizmet veren müzik okulundan  ise müzik/çalgı eğitimi almaktadır. Amerikan “Müzik Eğitimcileri Ulusal Konferansı-MENC” ulusal müzik eğitimi standartlarını belirlemiştir. Örneğin bir numaralı standart bireysel ve toplu olarak şarkı söyleme ve bir dağarcığa sahip olma iken, iki numaralı standart bireysel ve toplu olarak çalgı çalma ve bir dağarcığa sahip olma şeklindedir. Bizde ülkemizdeki “Müzik Eğitimi Standartları”nı belirleyebiliriz. Böylelikle bu standartlara yönelik program, araç-gereç-materyal geliştirilebilir, bunları sağlamak için yarışmalar açılabilir. Örneğin “Her Okula Bir Piyano”  kampanyası başlatılıp, bu çerçevede tanınmış pop sanatçılarımızdan -gelirleri kampanya fonunda toplanmak üzere- konser vermeleri, kapağında kampanyanın logosunu taşıyan CD çıkarmaları sağlanabilir. 

            Bugün bizler bu masada, bu salonda; müzik eğitimcisi, müzik bilimcisi, müzik kurumları yöneticisi kimliğimizle oturuyoruz. Bu kimliklerimizi her birimiz, sorunun bir parçası değil, çözümün bir parçası olarak kullanabiliriz.

            Saygılarımla….