BİLDİRİLER   

ÇAĞDAŞ EĞİTİMDE PROGRAM VE SES EĞİTİMİ PROGRAMLARI *

 

Öğr.Gör. Ayşe Meral TÖREYİN

Gazi Ünv. Gazi Eğt. Fak.

GSEB-MEABD

 

*I. Ulusal Sanat Eğitimi ve Sorunları Sempozyumu Bildirisi,

28-30 Nisan 1999, 18 Mart Ünv. Eğt. Fak., Çanakkale,

 * Orkestra Aylık Müzik Dergisi,

Yıl 38, Sayı 306, Kasım 1999

 

1. GİRİŞ:

Eğitim, bilinen genel tanımıyla bireyleri belli amaçlara yönelik olarak yetiştirmektir. İnsanın, do­ğumdan başlayarak içine bulunduğu çevresiyle et­kileşimi sonucunda oluşan kültürlenme de bir tür eğitimdir. Ancak, günümüz eğitimcileri, yaptıkları değişik eğitim tanımlarında "kasıtlı kültürlenme," "istendik değişim," "planlı etkiler" gibi bazı Özellik­leri saptayarak, Örgün ve önceden biçimlendirilmiş formal eğitimi, çevresel kültürlenme ile kazanılan, daha önceden biçimlendirilmemiş informal eğitim­den ayırmışlardır.

Günümüzde, çeşitli eğitim tanımlarında bu özellikler açık­ça görülmektedir. Nitekim, Oğuzkan eğitimi,"   önceden sap­tanmış esaslara göre, insanların davranışlarında belli gelişme­ler sağlamaya yarayan, planla etkiler dizgesi" (Fidan, Erden-) olarak tanımlarken, esasların önceden belirlenerek planlan­ması gerekliliğini, Ertürk ise, "bireyin davranışında, kendi ya­şantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme sürecidir" (Fidan, Erden-) derken, "kasıtlı ve istendik de­ğişme oluşturma"nın Önemini vurgulamaktadırlar. Bu ve ben­zeri pek çok çağdaş eğitim tanımında dikkat çeken en önemli özellikler, planlılık, programlılık ile ilke ve esaslarının önce­den belirlenmişliğidir.

Çağdaş eğitimde program, üstün nitelikli bir öğretim ger­çekleştirmede önemli etkenlerdendir. Bloom'a (1995) göre "gö­rünen öğretim programları" gerçekleştirilmek istenilen eğitim ve öğretim etkinlikleri içinde nelerin, niçin ve nasıl öğretilece­ğinin, belirlenmiş ve sınırlandırılmış olmasını sağlar. Diğer bir deyişle çağdaş öğretim programlan; hedefler, hedef davranış­lar, öğretme-Öğrenin e durumları, sınama ve ölçme durumları ile değerlendirme işlemleri gibi öğelerin önceden, dikkat ve ti­tizlikle saptanmasına, böylece de öğretim sürecinin verimli kullanılarak, kazanılan ve/veya değiştirilen davranışların isteni­len nitelikte olmasına olanak tanır.

Bir öğretim programındaki amaç, ilke, yöntem ve teknikle­rin tutarlı, dengeli ve güvenilir olması, o eğitim düzeyindeki çağdaşlığın en önemli göstergesidir. Bu nedenle, "her tür ve dü­zeyde eğitim veren örgün eğitim kurumlarında okutulmaktaki derslerle ilgili olarak, Anayasaya, milli eğitimin amaçlarına, çağın gereklerine, Öğretim düzeyi ve türünün niteliklerine göre belirlenecek olan hedeflerin; hedef davranışları, öğretme-öğrenme durumları, sınama ölçme durumları ve değerlendirme işlemleri de aynı dikkat ve özenle saptanarak, çağdaş bir öğre­tim programı oluşturulmalı ve uygulanmalıdır." (Töreyin, 1995)


Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilköğretim kurumlarıyla li­selerdeki müzik derslerinin Öğretim programlan, ilk olarak Osmanlı İmparatorluğu döneminde yapılmış, (1869'da yürürlü­ğe giren Eğitim Genel Tüzüğü Maarif-i Umumiye Nizamname­si Uçan, 1994) daha sonra Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte za­man içinde gerçekleştirilen program geliştirme çalışmaları ile daha da iyileştirilerek uygulana gelmiştir.

Yüksek Öğretim kurumlarında kullanılan ders programla­rı ise, "tanımsal program" niteliğinde olduğu için uygulanan or­tam koşullan ve uygulayıcılarına göre farklı eğitim süreçlerine zemin oluşturmaktadır. Bu durum, aynı alan eğitimini veren değişik yüksek öğretim kurumlarında farklı öğretim uygula­malarına ve dolayısıyla farklı öğrenmelere, farklı ölçme-değerlendirmelere ve nitelikleri farklı düzeylerde olan bireyler yetiş­tirilmesine neden olmaktadır.

Öğretim, bir plan ve program işidir. Türü, kapsamı, kav­ram ve tanımlan, amaçları, ilkeleri, yöntemleri ve ölçme-değerlendirme biçimleri önceden planlanarak uygun ortamlarda gerçekleştirilir. Türkiye'de, mesleki müzik eğitimi verilen yük­sek eğitim kurumlarındaki ses eğitimi derslerine bakıldığında bu derslerin; şan, şan eğitimi, bireysel ses eğitimi, bireysel söy­leme gibi değişik isim ve tanımlarla programlanarak okutuldu­ğu görülmektedir. Oysa, ilgili yüksek öğretim kurumunun amaç, düzey ve işlevsel nitelikleri gözönünde tutularak hazır­lanacak olan ses eğitimi programlarıyla daha bilinçli ve verimli bir eğitimi programlarıyla, daha bilinçli ve verimli bir eğitim gerçekleştirilmesi sağlanmış olacaktır.

Özellikle, mesleki müzik eğitiminin ses eğitim içinde yer alan, şan eğitimi, şarkı söyleme eğitimi ve koro eğitimindeki uygulamalara, çağdaş öğretimde program ve program geliştir­menin önemi açısından bakıldığında "işlevsel nitelikleri üstün ve geniş kapsamlı, çağdaş ses eğitimi programları" oluşturul­ması gerekliliği görülmektedir.

Bu nedenle, hazırlanan bu bildiride halen Türkiye'de mes­leksel müzik eğitimi verilen kurumlar uygulanmakta olan ve genellikle "şan eğitimi" olarak bilinen, içinde şan, şarkı söyle­me, koro ve konuşma eğitimleri gibi insan sesiyle ilgili birçok eğitimi de bulunduran "ses eğitimi"nde çağdaş öğretim programları sorunu irdelenmeye çalışılmıştır. Bildiride, açıklıkla anlaşılması amacıyla, müzik eğitimi sözlüğümüze "şan" olarak geçen, zaman zaman şan eğitimi, bireysel ses eğiti­mi ve benzeri şekilde kullanılan terimlerin yerine, genel olarak "ses eğitimi" ifadesi benimsenmiş, söz konusu diğer terimler, anlamlarına uygun olarak yerinde ve özenle kullanılmaya çalı­şılmıştır.

II. Mesleki Müzik Eğitimi Kapsamında Ses Eğitimi

"Ses eğitimi kavramı; bireylere konuşma ve/veya şarkı söy­lemede seslerini doğru, etkili ve güzel kullanabilmeleri için ge­reken davranışların kazandırıldığı ve içinde konuşma, şarkı söyleme, koro ve şan eğitimi gibi alt ses eğitimi basamaklarını barındıran disiplinler arası bir özel alan eğitimidir. Tanımda kullanılan "doğru"; anatomik ve fizyolojik yapıya, dil ve müzik özelliklerine, gerçeğe ve kurullara uygunluğu, "güzel"; söyleme biçimindeki uyum ve ölçülebilir davranışlardaki dengeyi, "et­kili" kavramı ise; başkaları üzerinde bıraktığı duygusal izi ni­telendirmektedir." (Töreyin, 1998)

Türkiye'de ses eğitimi, özellikle mesleki müzik eğitimi ve­rilen kurumlarda amaç ve düzeylerine göre şan, şan eğitimi, bi­reysel söyleme, bireysel ses eğitimi, toplu ses eğitimi ve buna benzer değişik adlarla uygulanmış, bu durum ise şan eğitimi­nin asıl ifade ettiği anlamından farklı şekilde birbirleri yerine kullanılmasına ve giderek de bir alanın genel adı olarak kabul edilmesine neden olmuştur.

2.1. Şan Eğitimi Tanımı

Türkçe'ye, Fransızca'daki "chant" sözcüğünden geçen bu kelimenin asıl anlamı; "dayanıklılık ve sağlamlık kazandırmak için sesi işlemek, yetiştirmek, sesle ilgili dayanıklılık sa­natı, sesle şarkı söyleme sanatıdır" (Petit Larousse, 1972) Aynı zamanda "ses müziği teknik ve sanatı, insan sesiyle oluşturu­lan müziksel ve teknik sesler bütün" (Micro Robert, 1978) ola­rak da anlam taşımaktadır.

Türkçe sözlükte ise "insan gırtlağından çıkan ve perde ay­rımlarıyla çeşitli duyumlar uyandıran ses dizisi"dir. (TDK. 1988) Müzik eğitimi içinde yaygın olarak güzel şarkı söyleme, sesi doğru, güzel ve etkili olarak kullanma anlamına geldiği ve daha çok opera şarkıcılığını anımsattığı bilinmektedir.

2-2. Şarkı Söyleme Eğitimi Tanımı

Genel ses eğitimi kavramı içinde yer alan, seçilen şarkının tür ve müzik özelliklerine uygun olarak doğru, güzel ve etkili biçimde söylemeye ilişkin davranışların kazandırıldığı, şarkı öğretimini de kapsayan, ilköğretim öncesi eğitimden yüksek öğretim ve daha ileri eğitim düzeyindeki bireylere kadar çeşitli derece ve tür müzik eğitimlerinde (genel, amatör ve mesleki) uygulanan, müzik eğitiminin davranışsal açıdan genel kapsa­mında bulunan bir tür ses eğitimidir." (Töreyin, 1998)

Şarkı söyleme eğitimi, temelde ses, nefes ve dil unsurları­nın, doğru, etkili ve güzel kullanılmasına yöneliktir ve sözkonusu unsurlarla ve müzikle ilgili olan doğru davranışları ka­zandırmayı amaçlar. Bu bakımdan da şan eğitimine temel oluşturur.

2.3. Ses Eğitimi Şarkı Söyleme Eğitimi ve Şan Eğitimi Kavramları Arasındaki İlişkiler

Bu üç tür ses eğitimi birbirleriyle yakından ilişkili ve birbi­rine bağlıdır. Bundan dolayı da müzik eğitiminde karıştırıla­rak, zaman zaman birbirlerinin yerine kullanıldığı görülmek­tedir.

Yukarıda da açıklandığı üzere ses eğitimi, her tür müzik eğitiminde ve her düzeydeki eğitim basamağında uygulanır ve konuşma eğitimi, şarkı söyleme eğitimi, şan eğitimi ve koro eği­timi gibi değişik ses eğitimi türlerini kapsar ve "müzik eğitimi­nin içeriksel açıdan genel kapsamında bulunur" (Uçan, 1994) Ses eğitiminin bütün türlerinde, nefes, ses ve dille ilgili davranışlar temelde aynıdır. Ancak, konuşma eğitimi, şan eği­timi ve şarkı söyleme eğitiminin amaç ve düzeylerine göre uy­gulama biçimleri de değişebilir.

Ses eğitiminin doğru ve güzel şarkı söyleme amacı, şarkı söyleme eğitimini oluşturmaktadır. Bu bakımdan şarkı söyle­me eğitimi, sesi özellikle şarkı söylerken doğru, etkili ve güzel kullanmaya yöneliktir. Dolayısıyla, doğru, etkili ve güzel şarkı söyleme eylemi, bir bakıma ses eğitiminin ürünüdür.

Şarkı söyleme eğitimiyle, şan eğitimi arasındaki fark, ses eğitimi kapsamında bulunan bu iki tür ses eğitiminin amaç ve düzeyinin değişikliğinden kaynaklanmaktadır. Şan eğitimin­de; özellikle şan eğitimi için bestelenmiş eserlerin, sese daya­nıklılık ve teknik üstünlük kazandırılarak sanatsal ve artistik boyutta söylenmesine ilişkin davranışlar amaçlanırken, şarkı söyleme eğitiminde; her tür ve düzeydeki şarkıları doğru, güzel ve etkili söylemeye yönelik olarak, ses ve müzikle ilgili doğru davranışlar kazandırılması amaçlanmaktadır. Şarkı söyleme eğitimi-şan eğitiminin temel basamağıdır.

Bu iki tür ses eğitimi temelde ortak olan birtakım davra­nışları amaçlar. Bunlar; nefesin doğru alınıp kullanılması, se­sin doğru yerde oluşturulması (anatomik yapıya uygunluk), di­lin doğru bir şekilde kullanılması ve müziğin doğru olarak söylenmesidir.

Bütün bu açıklamalara göre ses eğitimi; içinde konuşma, şarkı söyleme ve şan eğitimlerini de barındıran, sesi doğru oluşturup kullanmaya yönelik davranışların kazandırıldığı ge­niş kapsamlı disiplinler arası bir özel alan eğitimidir. Şarkı söyleme eğitimi; temelde ses, nefes ve dil unsurlarının doğru, etkili ve güzel kullanılmasına yöneliktir ve söz konusu unsur­larla ve müzikle ilgili olan doğru davranışları kazandırmayı amaçlayarak, şan eğitimine temel oluşturur. Şan eğitimi ise; ses eğitiminin içinde, şarkı söyleme eğitimine dayanarak te­melde, şarkı söyleme eğitiminde kazanılan tüm sessel davra­nışların üzerinde oluşturulur ve sese ileri düzeyde dayanıklılık ve sağlamlık kazandırarak artistik ve sanatsal söyleme biçimi ve alışkanlığı kazandırır.

Şarkı söyleme eğitimi daha çok genel ve amatör müzik eği­timi verilen kurumlarda uygulanırken, müzik öğretmenliği bö­lümlerinde ileri düzeyde bir şarkı söyleme eğitimi verilir. Şarkı söyleme eğitimi, mesleksel müzik eğitiminin bir boyutunda (konservatuvarlar ve zaman zaman da müzik öğretmenliği programlarında) tüm sanatların bileşkesi olan opera eğitimi için sanat değeri yüksek, en ileri düzeyde teknik üstünlük taşı­yan şan eğitimine dönüşür.

Ses eğitimi, müzik öğretmenliği programlarında şarkı söy­leme eğitimi olarak başlar ve ses eğitiminin temel ilke amaç ve yöntemlerine uygun olarak müzik öğretmeni adaylarına gere­ken, şarkı söylemeye ilişkin temel davranışları kazandırmaya amaçlar.

Özetle, ses eğitimi; sesin her tür etkinliğindeki (şarkı söy­leme ve/veya konuşma) doğru, etkili ve güzel kullanımı sağla­maya yönelik, şarkı eğitimi; ses eğitimiyle kazanılan davranış­ların her tür şarkı söylenirken uygulanabilmesine yönelik, şan eğitimi ise; şarkı söyleme eğitiminden daha ileri düzeyde bir şarkı söyleme biçimi oluşturulmasına ve sesin dayanıklılık ve sağlamlık kazanabilmesine yönelik olan davranışların kazan­dırıldığı disiplinler arası özel alan eğitimleridir.

Türkiye'de "şan" sözcüğünün, genellikle kullanıldığı yer, kapsam ve amaca uygun olup olmadığına bakılmaksızın, asıl anlamından farklı olarak kullanıldığı görülmektedir. Oysa ses eğitimi, şarkı söyleme eğitimi ve şan eğitimi kavramlarının te­melinde birçok ortak noktalar olmasına karşın, özellikle şan
eğitiminin anlamındaki "teknik ve dayanıklı ses" niteliğinden dolayı karıştırılmadan ve doğru yerde uygun olarak kullanıl­masına özen gösterilmelidir.

III. Ses Eğitimi Programları

3.1. Mesleki Müzik Eğitimi Verilen Yüksek Öğretim Kurumlarındaki Ses Eğitimi Programları

"Türkiye'de mesleki müzik eğitimi," tarihine bakıldığında, 1916-1927 yıllan arasında Daarülelhan'da ses eğitimi ile ilgili olarak "ses bilgisi," "musiki kıraati," "vokal," "koro," ve "teganni" derslerinin okutulduğu görülmektedir. Daha sonra, 1936 yılında kurulan Ankara Devlet Konservatuvarı'nda "anadal ses," Gazi Eğitim Enstitüsü'nde 1941 yılında hazırlanıp 1969 yılına kadar uygulanan programda "şan," "koro" dersleri ta­nımsal program halinde görülmektedir. (Altunya, 1981) Bu isimle programa alman şan derslerinin ismi 1969 yılında değiş­tirilerek "ses eğitim (şan)" şekline dönüştürülmüştür. Bu uy­gulamalar 1978-1979 öğretim yılına kadar sürmüş, daha sonra yüksek öğretmen okuluna dönüştürülerek Gazi Yüksek Öğret­men Okulu adını alan bu kurumda şan dersleri "toplu konuşma ve ses eğitimi" adıyla verilmiştir. (Uçan, 1982)

Ankara Devlet Konservatuvarı opera anasanat dalındaki uygulamalarda ise ses eğitimi, günümüze kadar "şan" adlı al­tında verilerek gelmiş ve halen aynı uygulamaya devam edil­mektedir." (Töreyin, 1998)

3.2. Çağdaş Eğitim Programları Açısından Ses Eğitimi Programları

Yukarıda kısaca özetlenen, Türkiye'deki yüksek öğretim kurumlarının ses eğitimi programlarında dikkat çeken en önemli nokta, sözkonusu programların birer "tanımsal program" niteliği taşımalarıdır."Derslerin adının bir tanımla belirlendiği bu programlarda,o derslerle ilgili olarak hangi konuların işlenmesi ve ne tür beceriler edinmesi gerektiği de çok kısa olarak birer paragraftık bölümler halinde verilmektedir." (Tö­reyin, 1998)

Ayrıca, Ankara Devlet Konservatuarında "şan" adıyla ve­rilen bu derslerin, Gazi Eğitim Enstitüsü ve Gazi Yüksek Öğ­retmen Okulu'nda daha sonra "toplu konuşma ve ses eğitimi" adıyla verilmeye başlanmış olması dikkat çekmektedir. Bu da "şan," "şan eğitimi" ve "ses eğitimi" kavramlarının zaman için­de birbirlerinin yerine kullanıldığı, bu durumun uygulamalar­da bazı farklılıklara neden olduğu ve şan eğitiminde teorik bazı konuların tam olarak açıklığa kavuşmadığı, ancak bazı arayış­lar içinde bulunulduğu fikrini vermektedir.

Nitekim, yapılan araştırmalar, "Türkiye'deki müzik eğiti­minde, ses eğitimi ve şarkı söyleme eğitimi kavramlarının he­nüz yeterince açıklığa kavuşmadığı, şan eğitimi kavramının ise bilimsel bir tanımının yapılmadığı, kapsam, ilke ve yöntem­lerinin neler olduğu konusunda ilgililerin ortak bir ifadede buluşamadıkları ve bu terimlerin anlamına uygun olmadan kul­lanıldığı sonucunu ortaya çıkarmıştır." (Töreyin, 1998) Ayrıca, şan eğitiminin disiplinler arası bir eğitim olduğu ve söz konusu disiplinlere ilişkin bilimsel temellerin neler olduğunun da sap­tanmadığı görülmektedir.

IV. Sonuç ve Öneriler Sonuç olarak;

1.               Genel, amatör (özengen) ve mesleki (profesyonel) müzik eğitimi   verilen kurumlarda, ses eğitimi derslerinin daha ge­niş kapsamlı ve açık, çağdaş öğretim programlan eksikliği var­dır.

2.       Bu bağlamda, söz konusu kurumlarda ses eğitimi kapsa­mındaki özellikle, şarkı söyleme eğitimi, konuşma eğitimi, ko­ro eğitimi ve şan eğitimi derslerinde, ilkeler, amaçlar, bu ders­lerin bilimsel temelleri, bilimsel yöntemleri ve ölçme-değerlendirme biçimlerinin yeniden belirlenmesine gereksinim duyul­maktadır.

3.       Sanat ve bilimin bileşkesi olan şan ve şarkı söyleme eği­timlerinin "uygulama" ve "kuram" boyutunun, bilimsel yöntem tanımına uygun olarak yeterince "bilimsel yöntem: eldeki veri­lerin gerçeğe uygun olup olmadığının saptanmasıyla belirlenen, gerçeğe uygun bilgi üretme yöntemidir." (Kongar, 1995) birlikte ele alınmaması ve ses eğitiminde hala aydınlanmayan bazı kavramlarda ve özellikle ölçme değerlendirme ölçülerinde tutarsızlıkların olması, ilgili öğretim kurumlarında çözüm bekleyen sorunlarıdır.

4.       Bütün bu saptamaların ışığında, Türkiye'deki ses eği­timcilerine, Türkiye Türkçesine uygun bir "Türk şan metodu" oluşturulması ve böylece Türk operasının gelişimine katkıda bulunması amacıyla, önemli görevler düşmektedir.

Öneriler ise;

1. Ses eğitimi kapsamındaki bulunan ve aslında her düzey­deki müzik eğitimi kurumlarında uygulanan, ancak, amaçları, ilkeleri, yöntemleri, ölçme-değerlendirme biçimleri ve özellik­leri tam olarak netleştirilmemiş olan ses eğitimi, şan eğitimi ve şarkı söyleme eğitimlerinin benzer ve farklı yanlarının netleş­tirilmesi için, ilgili olduğu bilim alanlarındaki uzmanlardan oluşturulacak ekiplerin yapacakları ortak çalışmalarla, sözkonusu belirsizlikler açıklığa kavuşturulmalıdır.

2.      Buna bağla olarak ses, şarkı söyleme, şan ve koro eğitim­leri, uygulandıkları kurum ve müzik eğitimi türünün amaç ve düzeylerine yönelik olarak daha kapsamlı ve ayrıntılı öğretimprogramlarına kavuşturulmalıdır.

3.   "Özellikle şan eğitiminde, bugüne kadar uygulanan "taklit" yönteminin yerine, bilimsel ve çağdaş yeni yöntemler oluşturulmalıdır." (Töreyin, 1998)

4.   Bunun  için bazı büyük kentlerde halen ses  ve konuş­ma  patologları  tarafından ses laboratuvarlarında yapılmakta olan uygulamalı bilimsel araştırmalar, ses   eğitimcilerinin de katılımıyla olabildiğince geliştirilmeli ve yaygınlaştırılma­lıdır.

KAYNAKLAR

FİDAN, Nurettin. ERDEN, Münire;Eğitim Bilimine Giriş, Yıl­dırım Ofset Basımevi s. 11, 12, Ankara.

BLOOM, S, Benjamin, 1995, İnsan Nitelikleri ve Okulda Öğ­renme ,Çev: D. Ali ÖZÇELİK, MEB Yayınevi, s. 168 İstanbul.

TÖREYİN, A. Meral, 1994 İlköğretim Kurumlarının Müzik Eğitimciliği Sorunu, GÜFBE Basılmamış Yüksek Lisans Tezi s. 3 Ankara.

TÖREYİN, A. Meral, 1998 Türkiye Türkçesi Dilbilgisi Yapışı­nın, Şan Eğitimi Amaç, İlke ve Teknikleri Açısından İn­celenmesi, GÜFBE Basılmamış Doktora Tezi s. 10,13,25,161,81,86 Ankara.

UÇAN, Ali, 1994, İnsan ve Müzik, İnsan ve Sanat Eğitimi, SAY Yayınları s. 12 Ankara.

UÇAN, Ali, 1994, Müzik Eğitimi, Temel Kavramlar, İlkeler ve Yaklaşımlar, SAY Yayınları, s.63, Ankara.

KONGAR, Emre, 1995 Toplumsal Değişme Kuramları ve Tür­kiye Gerçeği, Remzi Yayınevi, s.37, İstanbul.

ALTUNYA, Niyazi, 1981, Gazi Eğitim Enstitüsü Programla­rının Değerlendirilmesi, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, A.Ü. Eğitim Fakültesi Haziran, 1981, Ankara.

MICRO, Robert, 1978, Dictionnaire du Français, s. 1006, Pa­ris.

TÜRKÇE Sözlük, 1988, TDK Basımevi, s. 1287, Ankara.

Le PETİT Larousse en Couleurs, 1972, Librairie Larousse s. 165, Paris.