BİLDİRİLER   

MÜZİK ÖĞRETMENİ YETİŞTİREN KURUMLARDAKİ ÇALGI EĞİTİMİNİN BİR BOYUTU OLAN KEMAN ÖĞRETİMİNİN

 TARİHSEL SÜREÇ İÇİNDEKİ GELİŞİMİ VE GÜNÜMÜZDEKİ DURUMUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ *

 

Yard. Doç.Dr Cansevil Tebiş

SDÜ-Burdur Eğt.Fak.GSEB- MEASD

 

*XI. Eğitim Bilimleri Kongresi. 23-26 Ekim 2002

Yakın Doğu Üniversitesi, Lefkoşa, KKTC

 

Özet

 

Bu çalışmada Müzik Öğretmeni Yetiştiren Kurumlardaki keman öğretimi, tarihsel süreç içindeki gelişimi ve programlardaki yeri açısından incelenmiş, günümüzdeki durumuna genel bir bakış yapılmıştır.

 

Öğretmen yetiştirme süreci içinde Musiki Muallim Mektebi’nin kuruluşundan bu yana değişik ders adları altında öğretimi yapılan keman, öğretmen yetiştiren kurumlarda çalgı eğitimi kapsamında öğretilen çalgıların vazgeçilmez bir tanesi olmuştur.

 

Cumhuriyet döneminden önceki yıllarda  Osmanlı‘da müzik eğitimi veren kurumlardan olan Muzıka-i Hümayun’nda da pek çok keman çalıcısının varlığı bilinmektedir. Batılı anlamda keman’ın kullanıldığı bu dönemden önce de Türk toplumunda “Ayaklı keman” ve “Sinekeman (viola d’amor)”nın varlığı göze çarpmaktadır. Muzıka-i Hümayun’un kuruluşuyla ilk kuşak Türk keman eğitimcileri yetiştirilmeye başlanmıştır. Cumhuriyet döneminde de müzik öğretmeni yetiştirme işi  kurumsallaşmış ve Muzıka-i Hümayun kökenli kemancılar müzik eğitiminde yerlerini almışlardır. 1938-1939 öğretim yılında müzik öğretmeni yetiştirme işi Gazi Eğitim Enstitüsüne devredilmiş ve günümüze kadar Eğitim Fakülteleri bünyesinde sürdürülmüştür.

 

Günümüzde keman öğretimi 2001-2002 öğretim yılıyla sınırlı olacak şekilde 18 Üniversitenin Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümlerinin Müzik Öğretmeni Yetiştiren Anabilim Dallarında keman öğretiminde görevli 54 öğretim elemanıyla sürdürülmektedir. Bugün de büyük illerdeki müzik öğretmeni yetiştiren kurumlar zaman zaman illerinde bulunan orkestra çalıcılarından keman öğretimi konusunda yararlanma yoluna gitmektedirler.

 

Anahtar Sözcükler: Müzik, Öğretmen Yetiştirme, Çalgı Eğitimi, Keman, 

 

The Evaluation Of The Education Of The Violin Which Is A Dimension Of The Education Of The Instrument

In The Institution Which Form The Teachers, In The Historic Process And The Evaluation Of Its Current Situation

 

Abstract

                                                                                                                                        

In this research the teaching of violin in the institution traning the music teacher was studied in its historic process and in the programs was taken a look to general current situation.

 

In the music teacher training process violin was learnt since “Musiki Muallim Mektebi” with different names and has been on of the essential instrument which is learned in this instituation.

 

Before the period which precede the Rebuplic in the OttomanMuzıka-i Humayunwhere was done music education there were many violin players and teachers. Before this period was used western violin in the Turkish community “Ayaklı Keman” andSinekeman (viola d’amor). By Muzıka-i Humayun’s foundation was began to form the first educators of violin. During the period of the Rebuplic to form teachers of music become institutionalized and the violonents set their place in the education of the music. In the term of 1938-1939 mission of the music teachers was devolved to Gazi Education Institution and to the present it is the faculties of education which perform the mission to form the teachers.

 

Today one makes the education of the violin, which will be limited only for the school year 2001-2002, in 18 univercities and with the 54 music professor. The establishment which form the music teachers apply to the players of orchestra which are in their city for the education of the violin.

 

Key Words: Music, Teacher Traning, İnstument Education, Violin

 

 

GİRİŞ

 

1997 yılından bu yana yeni bir yapılanma süreci içine giren Eğitim Fakülteleri bünyesinde müzik öğretmeni yetiştirme görevini sürdüren Müzik Öğretmenliği Anabilim Dalları’da bu yeni süreç içerisinde “Bireysel Çalgı Eğitimi” dersi adı altında öğretimi sürdürülen “Keman” çalgısının ve eğitiminin daha işlevsel bir nitelik kazanması ve alanda kullanımının daha etkin hale getirilmesi ve dolayısıyla müzik öğretmeni yetiştirme niteliğinin arttırılması amacıyla genel bir değerlendirme yapılmıştır. Bu genel değerlendirme yapılırken müzik öğretmeni yetiştirmede kemanın önemi, keman eğitimine ışık tutan eğitimciler, programlar açısından konumu ve günümüzdeki sonuçlarının ortaya konmasına gerek duyulmuştur.

 

Müzik Öğretmeni Yetiştirmede Keman Eğitiminin Tarihsel Süreci ve Yön Veren Eğitimciler

 

Cumhuriyetin ilk müzik öğretmeni yetiştiren kurumu olan Musiki Muallim Mektebi kurulmadan önce de Osmanlı’da bu görevi üstlenen kurumlar bulunmaktaydı. “Modern Avrupa kemanının Osmanlı’ya ilk gelişi bu kurumlardan olan Muzıka-i Humayun kuruluşuyla başlamıştır” (Öztuna,1969).

 

18. yy’ın ikinci yarısına denk gelen bu başlangıçtan önce Türk müziğinde yaylı grubu olarak “Iklığ, Gicek, Ki-yak, Kopuz ve Kemançenin (Aşkın, 1992) varlığı bilinmektedir. Müzik araştırmacısı Toderini’de “ilk olarak 1723 yılları dolaylarında kendinin de tanık olduğu ayaklı kemanın varlığından söz eder” (Aksoy, 1994). Modern Avrupa kemanına benzerlik açısından en yakın olan çalgı ise “ilk kez 1740’ta kullanıldığı bilinen Sinekeman (violon d’amore)” dır(Barut, 1995). Modern kemanın ülkeye girişinden sonra ilk olarak İstanbul’da müzikli salonlarda kullanıldığı izlenmektedir. Buralarda daha çok “Çingene, Yunan, Yahudi ve Ermeni çalıcılar tarafından kullanılan” (Aksoy, 2000) kemanın Rauf Yekta Bey ülkeye “Avusturya-Macaristan ve Balkanlardan” (Kurtaslan, 2001) girdiğini söylemektedir..

 

1826’da açılan Muzıka-i Humayun’un şefi Donizetti 1846’da yaylı sazlar bölümünü açar ve Avrupa’dan çalgı öğretmenleri getirtir. Bu dönemlerde şef olarak getirtilen “İtalyan A. Mariani ve L. Arditi’nin kemancılıklarından da yararlanıldığı” (Tebiş, 2002) bilinmektedir. “1848 yılında Belçikalı besteci ve kemancı H. Vieuxtemp’in İstanbul’a konser vermek için geldiği ve Muzıka-i Humayun’da 60 kadar öğrenciye ders verdiği” (Gazimihâl,1955) bilinmektedir. Müzik Öğretmeni Yetiştirmede keman eğitimini etkilemesi bakımından bu dönemlerde gelen en önemli isim Vondra Bey olarak kabul edilebilir. Paris ve Viyana konservatuarlarında eğitim görmüş dönemin önemli kemancılarından sayılan  Vondra Bey ilk Türk keman sanatçısı Osman Zeki Üngör’ü yetiştirerek müzik eğitimcisi yetiştirmede keman eğitimi ekolünün temellerini atmıştır. Muzıka-i Humayun’da Vondra Bey ile çalıştıktan sonra eğitimine yurt dışında devam eden Osman Zeki Üngör yurda dönüşte oğlu Ekrem Zeki Ün’ü de yetiştirmiş ve Cumhuriyet’in ilk müzik öğretmeni yetiştiren kurumu olan Musiki Muallim Mektebinde görev alarak müzik öğretmeni yetiştirmede keman eğitimine yön vermiştir.

 

Müzik eğitimcisi yetiştirmede keman ekollünün oluşmasında diğer önemli bir isim de 1920’de İstanbul’a gelen Karl Berger olmuştur. Ankara Devlet Konservatuarı, Musiki Muallim Mektebi ve Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümünde uzun yıllar keman öğretmenliği yapan Nejdet Remzi Atak’ı yetiştiren Berger, Otakar Sevcik ile çalışmış olmasından dolayı “Sevcik-Berger çizgisini” (Gönlüm,1993) Türkiye’ye taşımıştır. Sevcik’in ünlü İtalyan besteci Viotti’nin öğrencisi olması dolayısıyla bu çizgi ile müzik eğitimcisi yetiştirmede oluşturulan keman ekolünün temellerinin bir anlamda Viotti’ye kadar uzandığı söylenebilir.

 

Musiki Muallim Mektebinin kuruluşundan iki yıl sonra öğretim kadrosunda iyileştirme yapılması amacıyla alınan karar sonucunda yurt dışından keman öğretimi adına gelen en önemli isimlerden biri de Macar keman virtuoz’u Lico Amar’dır (Gökyay, 1941). Amar 1938’de Türkiye’ye gelmiş ve  1957 yılına kadar kalarak uzun bir dönem keman eğitiminde önemli rol oynamıştır. Yine bu dönemler keman eğitimi adına adına gelen ve keman eğitimciliklerinden yararlanılan diğer yabancı kemancılardan bazıları da Eva Franke Klein, Bernhard Klein ve Weis Peter’dir.

 

1935’ten sonra Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümünde görev yapan Cezmi Erinç’te,  Paris’te Flesch okulunda öğrenci olmasıyla Flesch ekolünü Türkiye’ye taşıyan önemli bir isim olarak izlenmektedir.

 

Yukarıda adı geçen birinci kuşak keman eğitimcileri müzik öğretmeni yetiştirmede keman eğitiminde uzun yıllar görev alan pek çok keman öğretim elemanı yetiştirmişlerdir. Bunlardan bazıları; Nejdet Remzi Atak, Oktay Dalaysel, Ulvi Yücelen, Fehamettin Özgüç, İhhan Özsoy, Faruk Güvenç, Haluk Onarır, Fethi Kopuz, Hasan Hüseyin Akbulut, Edip Günay, Ömer Can, Ali Uçan, Sadettin Ünal’dır. Bu kadronun içinden bazı keman eğitimcileri ve onların yetiştirdikleri öğretim elemanları müzik eğitimcisi yetiştirmede keman eğitimcisi görevleri sürdürmektedirler.

 

Müzik Eğitimcisi Yetiştirme Programları İçinde Keman Çalgısının Yeri

 

Öğretmen yetiştirme çabaları açısından başlıca kaynak sayılan medreselerden (Ergün, 2001) sonra daha yeni yaklaşımların izlendiği 1455’lerde kurulan Enderun mekteplerinin kurulması (Kaya, 1984) ve 1848’de Dârülmuallimîn-i Rüşdî’nin açılmasıyla öğretmen yetiştirmenin kurumsallaştığı gözlenmektedir. Öğretmen yetiştirmede ilk olarak 1924’te ki Dârülmuallimîn ve Dârülmuallimat’ların programındaki müzik derslerinde keman çalmanın zorunlu tutulduğu izlenmekte, hemen aynı yıl müzik öğretmeni ve sanatçı yetiştirme amacıyla Musiki Muallim Mektebinin kuruluşu gerçekleşmektedir. Bu kurumun kuruluşuna kadar Osmanlı’da çalgı eğitiminin en etkin gerçekleştirildiği kurum ise saray ve ordu bandolarına çalıcı yetiştiren ve saray bandosu görevini gören Muzıka-i Humayun olmuştur.

 

Musiki Muallim Mektebinin kuruluşundan hemen sonra 1925’te ki talimatnamede “talim edilecek aletler” içinde geçen keman adı, 1931’deki talimatnamede “her talebe evvel emirde keman öğrenmeye mecburdur” şeklinde bir ifade ile yerini bulmaktadır. 1941’deki çizelgesel ve tanımsal programda ise kemanın ayrıca bir ders adı ile anıldığı gözlenmektedir. 1970 programı incelendiğinde ise bu çalgının “esas çalgı” ya da “yardımcı çalgı” adıyla okutulduğu anlaşılmaktadır. Bu isimli derslere ilişkin yapılan tanımlardan kemana ilişkin kritik davranışların yeterince belirlenmediği izlenmektedir. Bunu 1978 yılında öğrenim dönemleri gözetilerek, haftalık krediler de düşünülerek temel kritik davranışların belirlendiği daha ayrıntılı bir program takip etmiştir. (Uçan, 1996)

 

1997’deki yeni yapılanmayla Yüksek Öğretim Kurumu tarafından Anabilim Dallarına uygulanmak üzere gönderilen Müzik Öğretmenliği Lisans Programında ders tanımında yer alan “öğrenci, beden yapısına uygun yaylı, nefesli, mızraplı-telli çalgılardan birini seçer” ifadesinden çalgının “Bireysel Çalgı Eğitimi” kapsamında okutulacağı anlaşılmaktadır. Ders tanımının oldukça dar kalması yanında yine derste izlenecek kritik davranışları açıklayan bir yapılanmanın olmayışı bu bağlamda sorun noktası olarak ortaya çıkmaktadır denebilir.

 

Müzik Öğretmenliği Eğitimi Sürecinde Keman Eğitimciliğinin Önemi; Bugünkü Sayısal ve Niteliksel Durumu

 

Keman, 1997 yılındaki yeni yapılanma ile Türkiye’de ki 18 Müzik Öğretmenliği Anabilim Dalında Yüksek Öğretim Kurumu tarafından gönderilen Müzik Öğretmenliği Lisans Programı kapsamında Bireysel Çalgı Eğitimi adı altında okutulmaktadır. Çalgının öğretiminin bireysel olarak yapılması sebebiyle öğretim elemanları tarafından daha çok öğrencilik yıllarına kadar uzanan, geçmişteki keman çalma deneyimlerini yansıtan karma (geleneksel) öğretim yöntemlerinin kullanıldığı görülmektedir.

 

Çağdaş Türk keman eğitiminin ilkeleri “insanın doğasına uygun, kemanın yapısına uygun, insan doğası ile keman yapısı arasında uyumlu, Türk müziğine dayanan, evrensel müziğe açık olan, çağdaş eğitim ilkelerine uygun, Türkiye’nin somut koşullarıyla tutarlı” olmalıdır (Uçan, 1980). Bu bağlamda keman eğitiminde izlenecek ideal öğretim yöntemi de “öğrencinin fiziksel yapısına, bedensel gelişimine, zihinsel algılamasına ve psikolojik durumuna uygunluk yanında çağdaş keman çalma teknikleri ve müzikalite anlayışına uygun olarak öğretmen tarafından seçilmeli ve bu nitelikte seçilen yöntemin dünyadaki diğer müzik okullarında kullanılır yöntemler arasında olmasına özen göstermelidir” (Tebiş, 2002).

 

Nitelikli bir keman eğitiminin en önemli öğesinin eğitimin genelinde olduğu gibi, öğretmen ve öğretmen rehberliği olduğu bilinmektedir. Müzik öğretmeni yetiştirmede kurumsal yapılanma yanında bu kurumlardaki öğretim elamanlarının nitelik ve sayısal yönlerden yeterlilikleri de son derece önemlidir. Bu bağlamda; Türkiye’de çeşitli Üniversitelerde bulunan Eğitim, Fen-Edebiyet Fakülteleri Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümlerindeki 18 Müzik Öğretmenliği Anabilim Dalı’nda 2001-2002 öğretim yılında görev yapan keman öğretim elemanları sayısal olarak aşağıdaki şekilde sıralanmaktadır.

 

Tablo 1. Müzik Öğretmeni Yetiştiren Kurumlarda Görevli Keman Öğretim

Elemanlarının ve Keman Öğrencilerinin Sayısal Durumu

 

Güzel Sanatlar Eğitimi Böl. Müzik Öğretmenliği ABD

 

Prof

 

Doç

 

Yrd.Doç

 

Öğr.Gör

 

Arş.Gör

 

Okt

Öğrenci

Sayısı

Gazi Ünv. Eğt.Fak.

2

3

1

1

5

 

73

Marmara Ünv. Atatürk Eğt Fak.

1

 

3

 

 

 

48

9 Eylül Ünv. Buca Eğt. Fak.

1

1

 

1

1

 

60

Uludağ Ünv. Eğt. Fak.

 

 

2

2

 

 

82

Selçuk Ünv. Eğt. Fak.

 

 

 

1

 

 

35

Karadeniz Teknik Ünv. Fatih Eğt. Fak.

 

 

 

3

 

 

81

İnönü Ünv. Eğt. Fak.

 

 

 

1

 

2

106/60*

Atatürk Ünv. Eğt. Fak.

1

 

 

1

1

 

43

Süleyman Demirel Ünv. Eğt. Fak.

 

 

 

1

1

 

12

Abant İzzet Baysal Ünv. Eğt. Fak.

1

 

1

1

 

 

65

100. Yıl Ünv. Eğt.Fak.

 

 

 

1

 

1

37

Pamukkale Ünv. Eğt.Fak.

 

 

1

1

1

1

51

Niğde Ünv.Eğt.Fak.

 

 

 

1

 

 

15

Harran Ünv. Fen-Edeb Fak.

 

 

1

 

 

 

30

18 Mart Ünv. Eğt.Fak.

 

 

 

3

 

 

55

Cumhuriyet Ünv. Eğt.Fak.

 

 

1

 

1

 

28

Samsun 19 Mayıs Ünv. Eğt. Fak.

 

 

 

1

 

 

15

Gaziosmanpaşa Ünv. Eğt. Fak.

 

 

 

 

 

1

30

TOPLAM

6

4

10

19

10

5

926

* İkinci öğretimde keman okuyan öğrenci sayısı

 

Yukarıda Tablo 1.’den de izleneceği gibi Türkiye’de 18 Üniversitenin Müzik Öğretmeni Yetiştiren Anabilim Dalı’nda 2001-2002 öğretim yılı itibarıyla keman öğretimi; 6 Profösör, 4 Doçent, 10 Yardımcı Doçent, 19 Öğretim Görevlisi, 10 Araştırma Görevlisi ve 5 Okutman tarafından sürdürülmektedir. Yine aynı öğretim yılı ile sınırlı olacak şekilde keman eğitimi alan öğrenci sayısı (bir kurumdaki 60 ikinci öğretim öğrencileri ile birlikte) toplam 926’dır. Bu sonuçlara göre bir öğretim elemanına düşen öğrenci sayısının 18 olduğu görülmektedir. Keman öğretim elemanlarının mevcut koşullarda sadece keman dersi değil diğer özel alan derslerine de girme, araştırma görevlilerinin ders vermelerinin mevcut uygulamada zorunlu bulunmaması gibi etkenler düşünülürse, uygulamadaki bu genel öğretim yüküne ilişkin görüntünün gerçek durumu yansıttığı söylenemez.

 

Yine Tablo 1.’den takip edileceği gibi bu dağılımın akademik nitelikler ve sayısal durum açısından dengeli ve istenilen bir durum sergilemediği anlaşılmaktadır. Bazı Anabilim Dallarında keman öğretiminde görevli öğretim üyesi bulunmazken belirlenen bu olumsuz görüntünün öğretim görevlileri ve okutmanlarca kapatılmaya çalışıldığı gözlenmektedir. Diğer taraftan 166 öğrencisi ile en yüksek sayıda öğrenciye sahip İnönü Üniversitesi’nde keman öğretim üyesi bulunmazken, yaklaşık yarısı oranında öğrenciye sahip Gazi Üniversitesi’nde 2 Profösör, 3 Doçent ve 1 Yardımcı Doçent ile toplam 6 öğretim üyesinin keman öğretimini yürüttükleri izlenmektedir.

 

SONUÇ VE ÖNERİLER

 

Keman eğitimi uygulamaları geniş bir alanı kapsar ve çok yönlü çalışmayı gerektirir. Keman eğitiminin doğru ve etkin yapılabilmesi için “iyi yetişmiş, çalgısında yetkin, pedagojik formasyona sahip öğretim elemanlarına ve yetenekli, algılaması güçlü, zeki öğrencilere gereksinim vardır” (Çilden, 1997).

 

Bu çalgıya ilişkin olarak halen yürürlükteki programdan çalgının öğretimine ilişkin amaç, ilke ve yöntemler anlaşılmamakla birlikte bugüne kadar yayınlanmış kitap, makale ve bildiriler kapsamında çalgının öğretilmesindeki temel amacın “kemana ilişkin yeni bilgi ve becerileri kazanmak ya da eksik kalan bilgi ve becerileri eklemek, geliştirmek ve pekiştirmek” (Büyükaksoy, 1997) olduğu söylenebilir.

 

Okullardaki müzik derslerinde müzik öğretmenlerinin keman kullanması için müzik öğretmeni yetiştiren kurumlardaki mevcut “Bireysel Çalgı Eğitimi” ders programlarının ayrıntılı şekilde planlanması ve uygulamaya geçirilmesi için “çalgı eğitiminde ilk andan itibaren iyi bir planın yapılması ve bu eğitimi verimli kılacak her türlü olanağın hazırlanması, kısaca iyi çalgı eğitimcisinin yetişmesini sağlayabilecek standardın oluşturulması ve bunun giderek arttırılması” (Uslu, 1998) gerekmektedir.

 

Müzik Öğretmeni Yetiştirme Programları ile Müzik Öğretmenliği görevi arasında gerekli olan ilişkinin kurulabilmesi için müzik öğretmenliğine hazırlıkta uygulanan keman öğretim programları işlevsel amaçları da belirlenmek suretiyle geliştirilmeli ve yeniden yapılandırılmalıdır. Bu bağlamda yürürlükte olan program üzerinde, müzik öğretmeninin kemanı meslek yaşamında daha etkin kullanmasını destekleme yönünde yoğunlaşan düzenlemeler yapılmalı ve temelde odak olarak okul müziği alınmalıdır. Bu çerçevede temel amacın müzik öğretmeni yetiştirme olduğu gözden uzak tutulmamalı ve müzik öğretmenin hizmet götüreceği ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarındaki müzik eğitimi ortamları sürekli hatırda tutulmalıdır.

 

Müzik öğretmenlerinin keman çalma davranışları genelde mesleğe yönelik farklı beceriler içerdiğinden, mevcut keman öğretim programlarında sağlanabilecek yapısal değişiklerle çağdaş program geliştirme yaklaşımı içinde müzik öğretmenlerine özgü keman çalma davranışları oluşturulmalıdır.

 

Kazandırılacak keman çalma davranışları duyuşsal yönden müzik öğretmenini kemanı ders içi ve ders dışı kullanmaya özendirici bir yaklaşımla ele alınmalı, böylece kemanın bir öğretmen veya sınıf çalgısı olarak benimsenmesi yolundaki gerekli çabalar gösterilmelidir.

 

Müzik öğretmenliğine hazırlıkta öğretmen adayları mesleki yaşamda kullanabileceği bir keman repertuarı ile donatılmalıdır. Bu repertuarda öncelikle müzik öğretmenliği görevi ile ilişkili çeşitli keman eserleri yanında okul müzik türlerine yönelik çeşitli örneklerin yer almasına özen gösterilmelidir.

 

Müzik öğretmeni yetiştiren kurumlarda keman öğretiminin yapıldığı Bireysel Çalgı Eğitimi dersine ayrılan haftalık ders saati sayısı arttırılmalı, böylece müzik öğretmeni adayı ile haftada iki ayrı ders saatinde daha verimli keman öğretimi yapılması sağlanmalıdır.

 

Müzik öğretmeni yetiştiren kurumlar ve burada keman öğretimini sürdüren öğretim elemanları nitelikleri ve sayıları bakımından yeterli hale getirilmelidir. Bu bağlamda yukarıda Tablo 1.’de de görüleceği gibi Araştırma Görevlisi sayısı arttırılmalı ve nitelikli öğretim üyesi kadrosuna ulaşmak için Araştırma Görevlilerine lisans üstü çalışmalar yapma olanağı sağlanmalı ayrıca diğer ülkelerde öğretmen yetiştirmede izlenen keman öğretimi uygulamaları konularında tecrübe kazanmaları için belli sürelerle yurt dışındaki üniversitelerde bulunma fırsatı yaratılmalıdır.

 

KAYNAKÇA

 

Aksoy, B. (1994). Avrupalı Gezginlerin Gözüyle Osmanlılarda Musiki. İstanbul: Pan Yayıncılık, 80.

 

Aksoy, B. (2000). The Contributions Of Multi-Nationality To Classical Ottoman Music-I. File://A History 2.HTM. s.4.

 

Aşkın, C. (1992). The Violin In Turkey. London: City Univercity (Master Thesis).

 

Barut, Z. (1995). Türk Musikisinde Keman Eğitimi İçin Bir Metod Araştırması. İstanbul: İstanbul Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yayınlanmamış Sanatta Yeterlilik Tezi), 7.

 

Büyükaksoy, F. (1997). Keman Öğretiminde İlkeler ve Yöntemler. Ankara: Armoni Ltd. Şti.

 

Çilden, Ş. (1997). Yaylı Çalgı Eğitimini Etkileyen Faktörler. Bolu: Güzel Sanatlar Lisesi Sempozyumu, 1.

 

Ergün, M. (2001). Öğretmen Yetiştirme. Türk Eğitim Tarihi. http://www.eğitim.aku.edu.tr/tet04.htm. 1-6

 

Gazimihâl, Mahmut R. (1955). Askeri Muzıkaları Tarihi. İstanbul: Maarif Basımevi, 50.

 

Gökyay, Orhan Ş. (1941). Devlet Konservatuarı Tarihçesi. Ankara: Maarif Vekaleti Yayını, 13.

 

Gönlüm, E. (1993). Keman Ekolleri. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi),25.

 

Kaya, Yahya K. (1984). İnsan Yetiştirme Düzenimiz: Politika-Eğitim-Kalkınma. Ankara: Hacettepe Üniversitesi Sosyal ve İdari Bilimler Döner Sermaye İşletmesi tesislerinde basılmıştır,70.

 

Kurtaslan, Z. (2001). Çağdaş Türk Bestecilerinin Keman Konçertolarındaki Yay Teknikleri Üzerine Bir Araştırma. Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), 2-3.

 

Öztuna, Y. (1969). Türk Musikisi Ansiklopedisi. İstanbul: Milli Eğitim Basımevi, 336.

 

Tebiş, C. (2002). Müzik Öğretmeni Yetiştiren Kurumlardaki Keman Öğretiminin Müzik Öğretmenlerinin Görüşlerine Dayalı Olarak Müzik Öğretmenliği Formasyonu Açısından Değerlendirilmesi. Ankara: Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü (Yayınlanmamış Doktora Tezi), 12.

 

Uçan, A. (1980). “Çevreden Evrene Keman Eğitimi” Üzerine. Çağdaş Eğitim Dergisi,  20.

 

Uçan, A. (1996). Gazi Yüksek Öğretmen Okulu Müzik Bölümü Alanı Birinci Yıl Programının Değerlendirilmesi. Ankara: Müzik Eğitimi Yayınları.

 

Uslu, M. (1998). Türkiye’de Çalgı Eğitiminin Yaygınlaştırılması ve Geliştirilmesi. İstanbul: (Yayınlanmamış Doktora Tezi), 183.