BİLDİRİLER |
CUMHURİYET ve MÜZİK
EĞİTİMİ*
Müzik Eğitimcisi – Halkla İlişkiler Uzmanı
İstanbul Kadıköy Halk Eğitim Merkezi Müzik Öğretmeni
* Uluslararası Tarihsel Süreç İçinde
Türkiye’de Müzik Kültürü ve Müzik Müzesi
Kongresi Bildirisi, Bilkent Üniversitesi
29-31 Mayıs 2006, İstanbul
ÖZET
Yaklaşık beşbin
yıl öncesine dayanan tarihsel derinliği ile ve bu tarihsel derinlikle de
bağlantılı coğrafi genişliği ile “Türk Müzik Kültürü”; özü itibariyle,
Türkiye’nin müzik toplumu olabilmesi yolunda güçlü bir altyapı teşkil
etmektedir. Mustafa Kemal Atatürk; “güzel sanatlar”ın
toplumsal yaşamdaki öncü rolünü her fırsatta vurgulamış ve güzel sanatlar
arasında da önceliği “müzik”e vermiş bulunmaktadır.
Bildiri ile; Cumhuriyet’in başlangıcından günümüze kadar geçen süreçte,
Türkiye’deki “müzik eğitimi”nin oluşum, gelişim, değişim ve dönüşüm özelliklerini
değerlendirebilmek; ayrıca, insanlığın ortak kültürel mirası açısından da “İlk
Askeri Orkestra”, “Müzikle Tedavi” vb. unsurlar
aracılığıyla büyük önem arzeden “Türk Müzik Kültürü” nün “Türkiye
Cumhuriyeti Müzik Eğitimi” kapsamındaki yerini, anlam ve önemini
vurgulayabilmek amaçlanmaktadır.
Bildiri yazarının hem müzik
hem de iletişim alanlarında doktora düzeyindeki
akademik altyapısı; ayrıca “müzik eğitimcisi”, “müzisyen”
ve “iletişimci”
olarak uzun yıllardır süregelen mesleki faaliyetlerine dayalı bireysel gözlem
ve deneyimlerinin yanısıra; konuyla ilgili tarama ve
değerlendirmeye dayalı akademik veriler de bildiri aracılığıyla sunulacaktır.
Bildiri kapsamında; Cumhuriyet döneminde Türkiye’de “müzik eğitimi” alanında
yaşanan gelişmeler objektif verilerle değerlendirilecektir.
“Cumhuriyet Döneminde Müzik
Eğitimi”nin sağlıklı ve işlevsel düzeyde analiz edilebilmesi; gelecek
dönemlerde, “Türkiye Müzik Kültürü”nün “Türk Müzik Kültürü” mirasına ve
toplumsal anlamda Atatürk’ün de öngörmüş olduğu “Çağcıl Türk Müziği”
bilincine ulaşabilmesi yönündeki olumlu
etkileri büyük ölçüde arttıracaktır.
Bildiri ile “Cumhuriyet Döneminde Müzik Eğitimi” ile “Türk Müzik Kültürü” arasındaki
etkileşim değerlendirilerek; “Türkiye Cumhuriyeti Müzik Eğitimi”
için gelecekteki olası “araştırma, planlama, uygulama, değerlendirme”
çalışmalarına ve “müzik eğitimi aracılığıyla toplumsal yaşam kalitesindeki artış”a
katkı sağlayabilmek amaçlanmaktadır.
Anahtar Kelimeler
Türkiye Cumhuriyeti Müzik Eğitimi
- Türk Müzik Kültürü -
İletişim - Toplumsal Yaşam Kalitesi
Cumhuriyet nedir ve sultanlıktan farkı nedir?
Cumhuriyet, ahlâk erdemine dayanan bir yönetimdir. Cumhuriyet erdemdir.
Sultanlık, korku ve korkutmaya dayanan bir yönetimdir. Sultanlık; korkuya,
korkutmaya dayandığı için korkak, alçak, sefil, rezil insanlar yetiştirir.
Aradaki fark bunlardan ibarettir.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK -1922 ( Turhan, 1993 )
Müziğin ahlâk dengesi ve onun bir eğitim aracı olarak kullanılması
gereği her çağda kabul edilmiştir. Bundan ötürü müziğin ahlâk gücünü inkâr
etmek elde değildir. Ve madem ki bu güç onda vardır; çocukların eğitiminde de
müzikten yararlanmak gereklidir.
ARİSTOTALES ( Gedikli, 2003 )
GİRİŞ VE ÇALIŞMANIN
AMACI
Başta yer alan iki alıntıdan yola
çıkılacak olursa; Türkiye Cumhuriyeti için müzik eğitiminin anlam ve önemi
büyük ölçüde belirginleşecektir. Olağanüstü bir azim, kararlılık ve mücadele
ile elde edilen “cumhuriyet”in korunması ve gelecek nesillere Mustafa Kemal’in
öngördüğü kalitede aktarılabilmesi için “müzik eğitimi” de diğer pek çok
unsurun yanında yaşamsal bir önem arzetmektedir.
Bildiride, anahatlarıyla Cumhuriyet’in ilanından
günümüze değin yaşanan süreçte; müzik eğitimi alanında yaşanan değişim, dönüşüm
ve gelişim süreci objektif biçimde ele alınacak olup; Mustafa Kemal’in
öngörüleri doğrultusunda Türkiye Cumhuriyeti’nde müzik eğitimi alanında bugün
gelinen noktanın bir değerlendirmesi yapılacaktır. Ayrıca, Cumhuriyet dönemi
Türkiye’sinde “müzik eğitimi ve bağlı
unsurları”na dāir genel bir
profil ortaya koyabilmek ve konuyla ilgili kaynak temini açısından katkı
sağlayabilmek amaçlanmaktadır.
Günümüz Türkiye’sinde müzik eğitimi
verilen kurumlara dair genel bir sınıflandırma denemesi yapılacak olursa;
a)
Konservatuarlar ( konservatuvarlar ) b) Eğitim
Fakülteleri
c)
Güzel Sanatlar Fakülteleri d) Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri
e)
Halk Eğitim Merkezleri f) Özel Müzik Kursları
g)
Müzik dışı alanlardaki yükseköğretim programlarındaki amatör çalışmalar
(müzik kulüpleri vb. )
şeklinde bir tablo karşımıza
çıkmaktadır ( Özeren,
2006 )
KONUYLA İLGİLİ TARAMA VE DEĞERLENDİRME
Ahmet Say’a göre; Bütün ülkelerde olduğu gibi, Türkiye’de de müzik eğitimi üç ana
dalda sürdürülmektedir:
1) Genel müzik eğitimi 2) Amatörler için müzik eğitimi 3) Profesyoneller için müzik eğitimi
… Cumhuriyet döneminde genel müzik eğitiminin bütün öğrenciler için
zorunlu olduğu ilkesinden yola çıkılmış ve uygulamalar elden geldiğince bu ilke
çerçevesinde sürdürülmüştür……Ancak ülkemizde müzik dersleri, okul öncesi ve
ilköğretimde zorunlu olduğu halde lise ve üniversitelerde seçmeli ders
durumundadır……Genel müzik eğitiminin getirdiği verimlerin hangi ölçüde başarı
sağladığı konusu, bu alanın temel sorunudur. Aydınlarımızın, müzikçilerin ve
eğitimcilerin üzerinde en fazla tartıştığı konu “verim ve
sonuç”tur……Cumhuriyetimizin kuruluşuyla başlayan çoksesli müzik uygulamalarının
ülkemizde yaşanan toplumsal ikilemler nedeniyle beklenen verimi getiremediği
söylenebilir……Ancak görüldüğü gibi amaç şu ya da bu
yöntemle çoksesliliğin kökleşmesini sağlamaktır ( Say, 1998: 275-276 )
Ahmet Say’ın vurgulamış olduğu çokseslilik
yaklaşımı doğrultusunda; Zülfü Livaneli’nin 1995 yılında kaleme almış olduğu
bir makalesinin ilgili bölümünü de “cumhuriyet
kültürünün yerleşebilmesinde çoksesli müziğin, armoninin ne denli önem
taşıdığını vurgulayabilmek açısından” anımsamakta yarar bulunmaktadır:
“…Orkestradaki
her enstrümanın ayrı ses çıkardığı ama sıkı kurallar içinde birbiriyle çakışmadığı,
çelişmediği bir sistemin adıdır armoni. Kemanlar bir melodi çalarken,
viyolalarla viyolonseller bambaşka notalar basar, nefesliler yalnız melodi
değil ritm olarak da farklı boyutlara sürüklenir;
deyim yerindeyse herkes ayrı telden
çalar. Ama ortaya çıkan sonuç muhteşem bir uyumdur, armonidir……Toplum
düzeni de böyledir. Değişik kültür, ırk, dil, din geleneklerine sahip
insanları, tek bir üniformaya sokmaya uğraşacağınız yerde, hepsinin kendisini
ifade edeceği bir orkestral düzen yaratmak zorundasınız.
Ama bu zor iştir. Emirle falan olmaz…” (
Livaneli, 1995 )
Ahmet Say; aynı kaynakta, amatör ve
profesyonel müzik eğitimi alanındaki kurum ve gelişmeleri de belirtmektedir.
Bunları da kısaca aktaracak olursak:
“Genelde
okul dışı kuruluşlarda gerçekleştirilen amatör müzik çalışmaları, müzik
derneklerinde dershanelerde, kurslarda, kütüphanelerde ve bazı yerel
festivallerin hazırlık çalışmalarında yapılmaktadır……Türkiye’de amatör müzik
eğitimini yaygın biçimde yaşama geçiren kuruluşların başında, 1932 de açılan ” halkevleri”ni saymak gerekir……Yine başta sayılması gereken
önemli kurumlardan biri, sonradan TRT adı altında yayınını sürdüren
radyolarımızdır……çocuk ve gençlik koroları, tohumları yıllar önce atılan
eğitsel yaklaşımın uzantılarıdır. Yurt ölçeğindeki yaygınlığı açısından önemli
yeri bulunan oluşumlar arasında “dernekler” de vardır. Eğitsel etkinlikleriyle
çok değerli işlevi olan yüzlerce derneği, sayısı giderek artan müzik
dershaneleri ve kursları izlemektedir... …” Bu noktada; iki önemli ayrıntıyı
vurgulamak yararlı olacaktır. Birincisi; pratikte gerçekten yüzlerce dernek
bulunmasına ve “iletişim” olgusunun son derece gelişmiş olduğu bir dönemde
yaşamamıza karşın, içinde yer almak için katılımcıların hiçbir ücret vb.
ödemediği Sivil Toplum Kuruluşları Rehberi (
STK Rehberi, 1996 ) kapsamında
“müzik” başlığı altında yalnızca 36 kurumun adının yer almasıdır. İkinci önemli
ayrıntı olarak da, özellikle 1999 depreminin ardından, müzik dershaneleri ve
kurslarının; ekonomik açıdan büyük sarsıntı yaşamaları, ayrıca belediyeler vb.
kurumların herhangi bir ek külfet üstlenmeden öz kaynaklarıyla ücretsiz kurslar
düzenlemeleri vb. haksız rekabet koşulları içinde sayılarının artmak yerine
hızla azaldığını ya da güçlükle ayakta
durabildiklerini vurgulamak yerinde olacaktır. Ahmet Say, aynı kaynakta,
“amatör müzik eğitimi” başlığı altında halk eğitim merkezleri ve kütüphaneleri
de bir cümle ile vurgulamaktadır: “Milli
Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak çok sayıdaki kentimizde etkinlikler sergileyen
halk eğitim merkezleri ile Kütüphaneler Genel Müdürlüğü çatısı altındaki il ve
ilçe kütüphanelerinin, yerel amatör çalışmalar için birer olanak özelliğinde
bulunduğu düşünülebilir.” Ahmet Say tarafından, profesyonel müzik eğitimi
başlığı altında, Cumhuriyet öncesi dönemden başlayarak belirtilen kurumları da
kronolojik olarak sıralayacak olursak:
13. Yüzyıl – Tabılhaneler / Mehterhane / Enderun
Okulu /
Saray Müzik Okulu
Sanayi-i Nefise Mektebi ( bu kurumun bandosu
vurgulanmaktadır )
Sanayi-i Nefise Mektebi’nin Güzel Sanatlar Akademisi’ne
dönüştürülmesi (1927 )
Dar-ül Elhan’ın
açılışı ( 1917 ) / Dar-ül Elhan’da çoksesli müzik eğitimine geçiş ( 1924 )
Musiki Muallim Mektebi ( 1924 ) / Ankara
Devlet Konservatuvarı ( 1936 )
Gazi Terbiye Enstitüsü ( 1937 )
Ahmet Say; günümüzde profesyonel
müzikçi yetiştiren kurumları üç başlık altında toplamakta (Anadolu güzel sanatlar liseleri, müzik eğitimi bölümleri ve konservatuvarlar olmak üzere… ); Bilkent Müzik ve Sahne
Sanatları bölümünü de ayrıca vurgulamaktadır ( Say, 1998 ) .
Bugün; ülkemizde “profesyonel müzik eğitimi” açısından en önemli ve
sürekli güncellenen “veri tabanı” ise Doç. Dr. Süleyman Tarman tarafından 2004
yılından bu yana hizmete sunulmuş bulunan internet ortamındaki akademik “Müzik
Eğitimcileri” sitesidir. Bu siteye www.muzikegitimi.net
adresinden ulaşmak mümkündür (Tarman,
2006). Müzik eğitimi alanındaki en önemli, işlevsel ve akademik sivil
toplum kuruluşu olarak da Müzik Eğitimcileri Derneği ( www.muzed.org.tr ) vurgulanabilir. www.muzikegitimi.net adresindeki güncel
verilere göre; Türkiye’de, 53 Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi; 21 Devlet
Konservatuarı/Konservatuvarı ( Konservatuar ve konservatuvar kelimeleri
arasında henüz fikir birliğine varılamamış olması düşündürücüdür…A.Ö.
) ; 21 Müzik Öğretmenliği Anabilim Dalı; 1 Müzik Öğretmenliği Bölümü (Harran Üniversitesi); 21 Güzel Sanatlar
Fakültesi faaliyet göstermektedir.
Bildiri konusuyla ilgili görüşler kapsamında; Ali Uçan’ın,
2003 yılında “Cumhuriyetimizin 80. Yılında Müzik Sempozyumu”’nda sunduğu bildirisinden bazı görüşleri aktarmak da
yararlı olacaktır. Uçan; Cumhuriyet dönemi müzik kültürü ve eğitimini üç ana
evrede incelemektedir. Bu evreler; bildiride, ilk otuz yıllık, orta 20 yıllık
ve son otuz yıllık olarak belirtilmektedir (
Uçan 2003) Bu evrelere dair bildiride yer alan bazı görüşleri aktaracak
olursak: “İlk otuz yıllık evre; 1920 ler, 1930 lar ve 1940 ları kapsar……Bu evrede özellikle çağdaş Türk eğitim müziği
ve genel müzik eğitimi daha çok evrenden
çevreye ve evrenselden
ulusala ilkesine odaklanmıştır.” Bildirinin bu bölümünde müzik
eğitimi açısından gerçekleştirilen köklü atılım ve yapılanımlar olarak;
·
Muzika-i Hümayun ( Makam-ı
Hilâfet Muzikası’nın ) ‘un Cumhurbaşkanlığı
Senfoni Orkestrası, Askeri Bandosu ve Fasıl Topluluğu’na dönüşümü
·
Musiki
Muallim Mektebi’nin kuruluşu
·
İlkokul
ve ortaokul müzik öğretim programlarının yeniden düzenlenimi
·
Kız
enstitüsü müzik programının yeniden düzenlenimi
·
İlkokul
Müzik Öğretmenliği yeterlik belgesi ihdası ( 1925 )
·
Yurtdışına
müzik öğrenimine gönderim
·
Dar-ül Elhan’ın İstanbul Kent Konservatuvarı’na dönüştürümü
·
Ana
Muallim Mektebi’nin yeniden açılışı ( 1927 )
·
Askeri
Muzika Muallim mektebini açma kararının alınışı (
1927 )
·
Halkevleri
Müzik Kolu ( 1932 )
·
Paul
Hindemith’in raporu ( 1935 – 1936 )
·
Ankara
Devlet Konservatuvarı ( 1936 )
·
Gazi
Terbiye Enstitüsü Müzik Şubesi ( 1937 )
·
Askeri
Muzika Ortaokulu ( 1939 )
·
Köy
Enstitüsü Müzik Eğitimi Programı ( 1940 )
·
Yüksek
Köy Enstitüsü Güzel Sanatlar Kolu Müzik Dalı ( 1942 )
·
Köy
ilköğretim programlarına müzik dersi konuluşu ve kent programlarıyla eşitlenişi
(1948 )
·
Harika
çocuklar yasası ( 1948 )
·
Askeri
Muzika Meslek Yüksekokulu ( 1949 )
ele alınmaktadır. Orta yirmi yıllık
devreye dāir, bildiride yer alan ifāde şöyledir: “…Bu evrede müzik kültürü ve eğitimi alanında
gerçekleştirilenler daha çok müzikte demokratikleşme üzerinde yoğunlaşmış ve
giderek özellikle çağdaş Türk eğitim müziği ve genel müzik eğitiminde çevreden evrene ve ulusaldan evrensele ilkesi
üzerinde odaklanmıştır. “ Bu evrede gerçekleştirilen başlıca atılım,
yapılanım ve yaratımlar olarak;
·
İlköğretmen Okulu Müzik Semineri ( İstanbul 1951, Ankara 1963 )
·
Şarkılarla
Müzik Eğitimi ( Aydıntan-Egüz
1956 )
·
Gazi
Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümü Öğretmenler Orkestrası (1965-1966)
·
Opus,
Orkestra, Filarmoni, Küğ dergileri ( 1962, 1964, 1965
)
·
Müzik
ve Müzisyenler Ansiklopedisi ( 1964 )
·
Türk
Musikisi Ansiklopedisi ( 1969 )
·
Atatürk
Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümü ( İstanbul-1969 )
·
İlkokul
Müzik Öğretim Programı ( 1968 )
·
Şarkı
Demeti ( Muammer Sun – 1968 )
·
Okul
Müzik Eğitimi ( Erdoğan Okyay – 1969 )
·
Türk
Müziği ve Armonisi ( Kemal İlerici – 1970 )
belirtilmektedir. Kişisel olarak;
alanında benzer düzeyde kapsamlı bir eser bulunmamasına ve pek çok açıdan çok
yararlı olmasına karşın; Büyük Türk Musikisi Ansiklopedisi’nin yazarı ve
içeriği açısından objektiflik yönüyle “bilimsel
etik bağlamında” Türk Müzik Eğitimi kamuoyunca
gözden geçirilmesi görüşünü taşımaktayım.
Ali Uçan’ın bildirisinde son otuz yıllık evre
için; “… Bu evrede müzik kültürü ve
eğitimi alanında gerçekleştirilenler, müzikte daha hızlı demokratikleşme ve
daha hızlı çoğulculaşma ekseni üzerinde yoğunlaşmış; çevreden evrene-evrenden çevreye ve ulusaldan evrensele-evrenselden ulusala ilkeleri üzerinde odaklanmıştır. Bu
odaklanmada 2000 lere doğru belirginleşen yöreselden küresele-küreselden yöresele
ilkesiyle yeni bir açılım sağlanmıştır. “ Bu evredeki başlıca atılım,
yapılanım ve yaratımlar olarak;
·
TRT
Ankara Radyosu Çoksesli Korosu
·
Türkü
ve Şarkılarla Yeni Müzik Eğitimi ( Aydıntan-Egüz, 1971 )
·
Ankara
Çoksesli Müzik Derneği ( 1974 )
·
Ege
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bilimleri bölümü (1975-1976)
·
İstanbul
Türk Musikisi Devlet Konservatuarı ( 1975 )
·
TRT
Çocuk Koroları ( 1979 )
·
Müzik
yükseköğretim kurumlarının tümüyle üniversitelere bağlanması ( 1982 )
·
Birinci
ulusal müzik bilimleri sempozyumu ( İzmir, 1984 )
·
Müzik
Ansiklopedisi ( 1985-1987 )
·
Bilkent
Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi ( 1986 )
·
Devlet
Türk Halk Müziği Korosu ( 1987 )
·
Devlet
Çoksesli Korosu ( 1988 )
·
Birinci
Müzik Kongresi ( Ankara, 1988 )
·
Ortaöğretim
Kurumlarında Müzik Öğretimi ve Sorunları Toplantısı (1989)
·
Polifonik
Korolar Derneği ve dernek koroları ( 1989 )
·
Anadolu
Güzel Sanatlar Liseleri ( 1989 – 1990 )
·
Devlet
Çocuk ve Gençlik Koroları ( 1990 – 1991 )
·
İlköğretim
okullarında müzik ders saatlerinin haftada birer saatten ikişer saate
çıkarılması ( 1990 )
·
İlköğretimde
zorunlu genel müzik eğitiminin sekiz yıla çıkarılışı (1997)
·
Anadolu
Güzel Sanatlar Liseleri Müzik Bölümleri Semineri-Sempozyumu ( Bursa, 1995 -
1996 )
·
Bando
Astsubay Meslek Yüksekokulu ( 2003 )
·
Cumhuriyet
Döneminde Askeri Müzik ve Gelişimi Sempozyumu (Ankara, 2003)
belirtilmektedir.
Bildiride sempozyumlara da yer
verilmesinden yola çıkarak; 2002 yılından bu yana Türkiye’de gerçekleştirilen
başlıca müzik sempozyumlarının isimlerini ve kurumlarını da anımsamakta yarar
bulunmaktadır:
·
Avrupa’da
ve Türk Cumhuriyetleri’nde Müzik Kültürü ve Eğitimi Kongresi ( Gazi
Üniversitesi, 2002 )
·
Müzik
Araştırmaları ve Folklor Derlemeleri Sempozyumu ( İstanbul Teknik Üniversitesi,
2003 )
·
Musiki
Muallim Mektebi’nden Günümüze Müzik Öğretmeni Yetiştirme Sempozyumu (Süleyman
Demirel Üniversitesi, 2003 )
·
Erken
Çocukluk Eğitiminde Sanat Sempozyumu ( Gazi Üniversitesi, 2004 )
·
Müzik
Sempozyumu ( Erciyes Üniversitesi, 2005 )
·
Genel
Müzik Eğitiminde Geleneksel Müziklerimiz Sempozyumu (Yüzüncü Yıl Üniversitesi,
2005)
·
Müzikte
Temsil-Müziksel Temsil Uluslararası Kongresi ( İstanbul Teknik Üniversitesi,
2005 )
·
Müzik
Sanatımız ve AB Süreci Sempozyumu ( SCA Vakfı, 2006 )
·
Ulusal
Müzik Eğitimi Sempozyumu ( Pamukkale Üniversitesi,
2006 )
Tüm bu kongre ve sempozyumların yanısıra benim için bireysel olarak da çok büyük anlam ve
önem taşıyan; bir müzik öğretmeni olarak proje ve tasarımını gerçekleştirdiğim
onursal başkanlığını İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey’in;
eşbaşkanlıklarını Prof. Dr. Ali Uçan ve Prof. Dr.
Yücel Elmas’ın üstlendikleri; 5-6-7 Eylül tarihlerinde İstanbul Kadıköy Halk
Eğitim Merkezi’nde gerçekleşen “1. İstanbul Müzik Öğretmenleri Sempozyumu”nu da
Türkiye’de Cumhuriyet döneminde gerçekleşen müzik eğitimi eksenli etkinlikler
arasında belirtmek isterim. Bu sempozyuma dair detaylı bilgiler de, sempozyumun
resmi internet sitesi www.muzikcisem.org
da yer almaktadır. Sözü edilen sempozyum; tüm Türkiye’de müzik eğitimcilerinin
işlevsel biçimde örgütlenme olanağı bulduğu müzik eğitimcileri derneğinin yayın
organı MÜZED dergisinin 12. sayısının kapağında ve içeriğinde yer almış
bulunmaktadır ( MÜZED Dergisi, Sonbahar
2003 ). Bu sempozyumun temel amacı; İstanbul’da görev yapan müzik
öğretmenlerini ortak bir akademik platformda buluşturabilmektir. İstanbul; bu
anlamda özel bir önem taşımaktadır çünkü Türkiye’deki tüm müzik öğretmenlerinin
yaklaşık beşte biri ( yaklaşık bin kişi )
İstanbul’da görev yapmaktadır.
Bildiri konusuyla ilgili görüşler
bağlamında; Ahmet Say’ın kitabında ( Say, 1998: 290 ) yer alan Gazi Müzik
Bölümü’ne dair açıklamayı da belirtmekte yarar bulunmaktadır: “…Gazi Müzik Bölümü, Avrupa ülkelerindeki
müzik eğitimi kurum ve okullarıyla yakın işbirliği halindedir. Başta Avrupa
Müzik Eğitimi Çalışma Topluluğu ( EAS ); Güney Avrupa Ülkeleri Müzik Eğitimi Uluslararası
Çalışma Topluluğu (ArGeSüd); Avrupa Müzik Konseyi; Mozarteum Bütünleştirici Müzik Eğitim Merkezi ve Poliestetik Eğitim Kurumu olmak üzere Almanya, Avusturya,
İsveç, Hollanda, İngiltere, İsviçre, İtalya, Belçika, Lüksemburg,
Slovenya ve Slovakya gibi
ülkelerin müzik eğitimi kuruluşları, birlikleri ya da
okullarıyla karşılıklı ilişkiler geliştirilmiştir……Türkiye’de önemli bir işlevi
üstlenmek üzere kurulmuş olan Gazi Üniversitesi Türk Müzik Eğitimi Araştırma ve
Geliştirme Merkezi’ni anmak gerekir. Merkezin amacı, öteki ülkelerdeki müzik
eğitimi yöntemlerini karşılaştırmalı olarak incelemek; gelişim önerileri ve
modelleri oluşturmak ve bu çalışmaların sonuçlarından ilgili ülke, kurum,
kuruluş ve kişileri yararlandırmaktır. “
“Cumhuriyet ve Müzik Eğitimi”
başlığı altında; Muammer Sun’un da bazı güncel
görüşleri sunulabilir: “Ülkemizde
uygulanan müzik eğitimi, ilgili kurumlar ve çevreler tarafından yeterli
bulunmuyor. Bunun MEB ve programla ilgili yanları olduğu gibi, ders
kitaplarıyla, okullarla, müzik eğitimcileriyle, müzik eğitimcisi yetiştiren
kurumlarla ilgili yanları da var. Bu çok yönlü soruna çözüm bulabilmek için şu
sorunun sorulması; gerçekçi ve uygulanabilir yanıtlar aranması gerekir: Türkiye’nin ve Dünya’nın sürekli gelişen
koşulları içinde, Türk Toplumu’nun nasıl bir müzik eğitimine ve nasıl bir müzik
eğitimcisine gereksinmesi vardır? Türkiye’deki
müzik eğitimi, bu sorulara somut,
gerçekçi ve uygulanabilir yanıtlar bulunabildiği ölçüde başarılı olacaktır. “
( Sun, 2006 ) Muammer Sun’un görüşleri; bildirinin sonuç ve öneriler kısmı için
daha uygun gibi gözükse de konuyu, şimdiden bu açıdan da ele almakta yarar
bulunmaktadır.
Halil Bedii Yönetken’in 1950 yılında kaleme aldığı ve bugün halâ
geçerliliğini koruduğuna inandığım; Ahmet Say’ın
hazırladığı “Müzik Öğretimi” kitabında yer alan bir yazısından da alıntı yapılabilir
( Say, 2001 ) : “ Batı müzik eğitimine ilk alışkanlıkların
kolayca kazanıldığı ilkokuldan başlamak gerekir. Oysa bizim ilkokullarımızda
müzik öğretimi, pek sınırlı bazı durumlar dışında hemen hiç yapılmamakta; müzik
eğitimi, onu almaya en uygun olduğu bir çağda çocuklarımıza verilememektedir.
7-12 yaş arasında eğitime en uygun koca bir beş yıl; eşsiz değerde, hiçbir
zaman giderilmeyecek büyük bir fırsat gibi elden kaçırılmaktadır. Bugün müzik
sorunu olarak en önemli işimiz; ilkokul müzik öğretimi sorununu çözümlemektir……
Lise gençlik çağı; gençliğin bir estetik eğitimi, bir sanat ve müzik eğitimi
almaya en uygun, en kıvamlı bulunduğu kritik bir çağdır. İlkokul ve ortaokulda
müzik eğitimini almış olan çocuklar; artık genç insanlar olarak, lise
sınıflarında bu eğitimi almayı sürdürürler. Böylece yarınki aydın insanımızın
formasyonu, bu yönden de tamamlanmış olur. “ 1950 yılında dile getirilen
temel sorun bugün de varlığını sürdürmekte hatta ilköğretim öncesi süreçte de
nitelikli müzik eğitiminin verilemeyişi göz önüne alındığında daha da
“derinleşmiş” bulunmaktadır. Cumhuriyet döneminde nitelikli müzik eğitiminin
gereğince hayata geçmeyişine dair; biri Muammer Sun’a, diğeri Mehmet Özbek’e ait iki önemli ifadeyi bildiri
kapsamında anımsamak gereklidir:
“ Çocuklar şarkı söyler; Amerika’da, Almanya’da, Çin’de, kendi
şarkılarını...Biz söyletmemişiz türkülerimizi. Müzik dersi koymuşuz, sokmamışız
okullara halk türkülerimizi; “müzik”ten saymamışız .Milyonlarca çocuk var, genç
var okullarda; ne söyler bunlar ne dinler, aktarma,öykünme, yoz müziklerden
başka?.. Açın müzik kitaplarını ansıyın size belletilenleri; sayıp bakın kaçı
aktarma, kaçı öykünme...Kaç Türkü var üç kişi bir olup söyleyebileceğiniz?..
Niçin böyle? “ ( Sun, 1983 )
Ali Uçan’ın “Cumhuriyetimizin 80. Yılında
Müzik Sempozyumu” bildirisinde yer alan bazı rakamlar da konu hakkında önemli
ölçüde fikir vermektedir: “ Ülkemizde,
2002 verilerine göre ilköğretim öncesi ( okul öncesi ) kurum sayısı 10.500;
ilköğretim okulu sayısı 35.000; ortaöğretim okulları (liseler ) sayısı 6.000
olup toplam okul sayısı 51.500 dolayındadır ( MEB 2002 ). Buna göre; her okula
en az bir müzik öğretmeninin gerekli olduğu gerçeğinden hareket edilirse en az
51.500 müzik öğretmenimizin işbaşında olması gerekmektedir. Üstelik okullaşma ve
okullulaşma oranlarının istenen düzeye yükselmesi; sınıf öğrenci sayılarının 30 a inmesive haftalık müzik ders saatlerinin en az ikiye
çıkarılması durumunda; Türkiye’nin gerçek müzik öğretmeni gereksiniminin çok
daha büyüyerek 70 binlere, 80 binlere hatta 100 binlere ulaşması
beklenmektedir. Gerçek gereksinim bu boyutlarda iken işbaşındaki müzik
öğretmeni sayısı yaklaşık 7000 dolayındadır. Gerçek durum böyle iken Milli
Eğitim Bakanlığı’nın 2003 yılında müzik öğretmeni alımı için 50 kontenjan ayırmış olması son derece düşündürücüdür…” Aradan geçen
üç yıl boyunca işbaşındaki müzik öğretmeni sayısı daha da azalmış; yılda üç
kere gerçekleşen öğretmen alımlarındaki kontenjan sayısı ise ancak 250 ye
yükselebilmiştir.
SONUÇLAR
ÖNERİLER
Bildiri ile örtüştüğünü düşündüğüm
ve Türkiye’deki müzik eğitimcilerinin durumu ile özdeşleştirdiğim bir
karikatürü de bildiri aracılığıyla paylaşarak bildiriyi sonuçlandırmak
istiyorum:
Resim 1 – ( Dinçel,
1990 )
Kongrede emeği geçen tüm kişi ve kurumlara; ayrıca, bildiriyi okumak
için ayırdığınız zamana teşekkür ediyorum.
Saygılarımla.
KAYNAKÇA
Akşam Gazetesi, “Eğitimde
Sınıfta Kaldık “, Ekonomi Sayfası, 24.04.2005
ANTEP, Ersin, “ Musika-i Hümayûn’dan Bugüne “, Cumhuriyet Döneminde Askeri Müzik ve
Gelişimi Sempozyumu bildirisi, Kara Kuvvetleri Basımevi, Yayın no. 2004/62, s.
354
DİNÇEL, Savaş, Çoksesli ( Karikatür
Albümü ), Pan Yayıncılık, İstanbul, 1990, s. İlk karikatür
GEDİKLİ, Erdem, Müzik Eğitimi, Ezgi Kitabevi, Bursa, 2003, s. 131
LİVANELİ, Zülfü, “ Armoni “, Milliyet Gazetesi, Dünya Değişirken, 24.12.1995
MÜZED Dergisi, Müzik Eğitimcileri Derneği Genel Merkezi Yayın Organı,
Sayı: 12, Sonbahar 2003, s. 16-17
ÖZBEK, Mehmet, “Milli Kültürümüz
İçinde Türk Halk Müziği”, Milli Kültür Unsurlarımız Üzerinde Genel
Görüşler, Atatürk Kültür Merkezi Yayını, Sayı: 40, Ankara, 1990, , s.194
ÖZEREN, Alp, “ İlköğretim
Çağındaki Türk Çocuklarında Bando Aracılığıyla Çoksesli Müzik Bilinci
Oluşturulabilir “, Cumhuriyet Döneminde
Askeri Müzik ve Gelişimi Sempozyumu bildirisi, Kara Kuvvetleri Basımevi, Yayın
no. 2004/62, s. 217
ÖZEREN, Alp, “ Türkiye’de; Müzik
Eğitimcilerinin ve Yetiştirildikleri Kurumların, Toplumsal Yaşam Kalitesi
Açısından Rolü ve Önemi “, Ulusal Müzik Eğitimi Sempozyumu bildirisi, Pamukkale Üniversitesi, Denizli, 2006
SAY, Ahmet, Türkiye’nin Müzik Atlası, Borusan
Kültür ve Sanat Yayınları, İstanbul, 1998, s. 275-294
STK Rehberi, Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı Yayınları,
İstanbul, 1996, s. 449
SUN, Muammer, Kır Çiçekleri, Adam Yayınları,
İstanbul, 1983, s. 9
SUN, Muammer,
Çocuklar ve Gençler İçin Şarkı Demeti, Ankara, 2006, s. X
TARMAN, Süleyman, www.muzikegitimi.net , Ulusal Müzik
Eğitimi Online Veritabanı, 2006
TURHAN, Seyfettin, Atatürk’te
Konular Ansiklopedisi,Yapı Kredi Yayınları,İstanbul,1993,s. 128
UÇAN, Ali, “ Türkiye’de
Cumhuriyet’in Sekseninci Yılında Müzik Kültürü ve Müzik Eğitimine Genel Bir
Bakış “, Cumhuriyetimizin 80. Yılında Müzik Sempozyumu bildirisi, Malatya,
2003, Pegema Yayıncılık, s. 5-25
YÖNETKEN, Halil Bedii, “Türkiye’de
Müzik Eğitiminin Önemi “, Müzik Öğretimi, Haz: Ahmet SAY, Müzik
Ansiklopedisi Yayınları, Ankara, 2001, s. 17